Haber: Sinem Kaplan
Çoğunlukla çocukluk çağında görülen kızamık hastalığı vakaları, son dönemde her yaşta artış gösteriyor. Türk Tabipler Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol, hava yoluyla çok kolay bulaşan, nezle-grip belirtileri ile başlayan ve ardından vücutta kırmızı döküntülere sebep olan kızamığın artış nedenlerini 9. Köy’e anlattı.
Türkiye’deki vaka sayılarının hızla artış göstermesinin birkaç nedeni olduğunu söyleyen Prof. Dr. Varol, temel sorunun sağlık sistemindeki köklü değişim olduğunu dile getirdi. Varol, şöyle konuştu: “Bunların başında bölge tabanlı bir sağlık sisteminden kayıt tabanlı bir sağlık hizmeti sunumuna geçilmesi geliyor. Aslında olması gereken çocukluk çağı hastalıklarından çocukları koruyabilmek için bütün hedef nüfusun tespit edilmesi ve bu hedef nüfusun ayına göre tam aşılı hale getirilmesidir. Fakat bölge tabanlı değil de kayıtlı nüfusa hizmet götürüldüğünde kayıtlı olmayan nüfusa ne olacak sorusuna kimse yanıt veremiyor” dedi.
“Kızamık artışının sebeplerinden biri aşı karşıtlığı”
Aşıya karşı son dönemlerde yaygınlaşan tereddütün kızamığın artmasının nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Varol, çok fazla yanlış bilginin yayıldığını söyleyerek, şöyle konuştu: “Halbuki aşıyla korunulabilen hastalıklardan ülkemizde ve dünyada binlerce çocuğun hayatı kurtuldu, kronik hastalığa yakalanmaların önüne geçildi. Doğru bilgiden daha çok yanlış bilgi yayıldığı için sağlık haberleri doğru kontrol edilemiyor. Sağlık yöneticilerinin aşının önemi konusunda ve aşıya karşı olan duyarlılığın artması konusunda da gerekli önlemleri almadığı görülüyor. Aşı olmak her çocuğun hakkı. Sağlık hakkının temelinde aşı olmak yattığı için bu hakkın kullanılması için karar vericilerin bu anlamda önemli uygulamalar yapması gerekirdi. Yöneticiler aşı tereddütünün gelişmesi konusunda biraz etkisiz kalıyor, bu etkisizlik de bu tereddütü besliyor.”
Türkiye’nin aldığı göçlerin önemine de vurgu yapan Varol, “Suriyeli, Afgan göçmenler olduğu kadar turistik yerlere de çok sayıda insan geliyor. Her ülkenin aşı takvimi Türkiye ile aynı değil ve aşısız çocuklar biriktikçe ülkede kızamık virüsünün dolaşımı artmış oluyor. Artan duyarlı nüfusun da hastalığa yakalanmasını arttırıyor” diye konuştu.
Bağışıklık hızlarında düşüklük yaşanıyor
Prof. Dr. Gamze Varol, son dönemlerde sistem kaynaklı nedenlerle bağışıklık hızlarında büyük bir düşüklük olduğunu tespit ettiklerini de söyledi. Yüzde 95 ve üstü hedef nüfusu aşılamanın büyük önemde olduğunu, bu hedef kitlenin aşılanmaması halinde kalan yüzde 5’lik aşısız dilimin yıllar içinde birikerek kızamık vakalarını oluşturduğunu aktaran Varol, “Aslında göz göre göre geldiği önceden fark edilen ve bilinen bir tabloyu yaşıyoruz” dedi.
Pandemiden sonra Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetlerinin olumsuz yönde etkilendiğini, bunun üzerine bir de yıkımı büyük olan bir deprem yaşandığını hatırlatan Varol, “Büyük bir deprem geçirdik ve 11 ilimiz etkilendi. Bu bölgeler zaten görece dezavantajlı olan, görece ülkenin batısıyla kıyaslandığında bağışıklama hızlarının düşük olduğu yerlerdi. Kötü beslenme koşulları, hastalıklar, sağlık hizmet sunumundaki ciddi aksaklıklar, sağlıklı su bulunamaması, güvenli barınma ortamlarının sağlanamaması gibi nedenlerle son tahlilde içerisinde bulunduğumuz tablonun yaşanması şaşırtıcı değildir. Aslında göz göre göre geldiği önceden fark edilen ve bilinen bir tabloyu yaşıyoruz” dedi.
Kızamık virüsünün çok bulaşıcı bir virüs olduğuna vurgu yaparak normal koşullarda 6/1000 düzeyinde ölüme neden olduğunu aktaran Varol, şu bilgileri verdi: “En çok da 5 yaş altı çocuklar duyarlıdır. Ancak tüm bu nedenlerle birlikte normal olmayan şartları yaşıyoruz. Olağandışı koşullar yaşanıyor, bunların başında deprem bölgelerinde uygun barınma şartlarına erişilemiyor, kötü beslenme koşulları, solunan hava, içinde bulundukları ortam ve kalabalık yaşam, hijyen ve temizlik sorunu var. Tüm bunlar öldürücülüğü çok daha fazla arttırıyor.”
“Hiçbir sorun yokmuşçasına davranılmamalıdır”
Önümüzdeki süreci de değerlendiren Prof. Dr. Gamze Varol, hiçbir önlem alınmaz ise çok daha fazla çocuğun kızamık hastası olacağını ve bunun dışında erişkinlerinde kızamığa yakalanması gibi durumlarla da karşılaşılabileceğini dile getirdi. Varol şu bilgileri verdi: “Uzun vadede aşısız hastalığın geçirilmesi nedeniyle nörolojik hastalıklarla da karşılaşabiliriz. Sahada sadece kızamık aşısı değil, TTB olarak biz KKK (Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak) aşısı da yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde kızamıkçık da görülebilir ve kızamıkçık hastalığı gebe bir kadının çocuğunun engelli doğmasına yol açabilir. Hastanelere yatışlar olacaktır ve hastaneye bir kez kızamık girdiğinde yeterli önlemler alınmadıysa birçok hastanın etkilenmesine yol açacaktır. Tabi bunlar kötü senaryolar. Ancak süreç iyi yönetilirse bunların hiçbiri yaşanmayabilir. Hala bir sorun yokmuşçasına davranıldığında ne kamuoyu, ne sağlık emekçileri ne yurttaşlar sorunun gerçek büyüklüğünün farkına varamadıkları için gereken önlemleri almakta gecikebilir. Dolayısıyla yapılması gereken sorunu ciddi bir şekilde ele alıp adımlar atılmalıdır.”