Gaziantep’te devlet hastanelerinde Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Bilim Dalı’ndaki hekim yetersizliği, hastaların hayatını tehdit eder hale geldi. Gaziantep ve çevre illerden gelen hastaların tedavi gördüğü Çocuk Hematolojisi Bilim Dalı, devlet hastaneleri arasında yalnızca Gaziantep Şehir Hastanesi’nde yakın zamanda atanan tek hekimle varlığını sürdürüyor.
Gaziantep’te Çocuk Hemotolojisi ve Onkolojisi alanında hekim sıkıntısı had safhaya vardı. Çocuk Hematolojisi ve Onkoloji servisi, kentteki devlet hastaneleri arasında yalnızca Gaziantep Şehir Hastanesi’nde yakın zamanda atanan tek hekimle varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bu durum, sadece Gaziantep’te değil, çevre il ve ilçelerden tedavi için gelen hasta çocukların hayatlarını tehdit eder boyuta ulaştı.
2024 yılı başında Gaziantep Üniversitesi Çocuk Hastanesi’ndeki Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Bölümü, hekimlerin ayrılması sonucu kapanmıştı. Gaziantep ve çevre illerden gelen hastaların tedavi gördüğü Çocuk Hematolojisi Bilim Dalı, devlet hastaneleri arasında yalnızca Gaziantep Şehir Hastanesi’nde yakın zamanda atanan tek hekimle varlığını sürdürüyor.
Biri 5 diğeri de 10 yaşında 2 kızı “talasemi majör” hastası olan Ömer Güneş 9. Köy’e yaptığı açıklamada, hekim sorununun 2023 yılının Ekim ayında baş gösterdiğini belirtti. Güneş, kızlarının tedavi sürecinde yaşanan sorunlara dair şöyle konuştu:
“Hekim sorunu, 2023 yılının Ekim ayında kendini göstermeye başladı. Öncesinde uzun süredir tedavi sürecimizle ilgilenen doktorlarımız vardı. Ne zaman ki doktorlara ‘Giderlerse gitsinler’ şeklinde tepkiler gösterildi o zaman hekim sorunları ortaya çıktı ve bizim de başımıza geldi. Önceki doktorlarımız, ilaçların dozunun ne kadar verileceğini her gittiğimizde bize söylüyorlardı ve takip ediyorlardı. Ama sonrasında bizim tedavimizle ilgilenen 2 doktorumuz da özel hastaneye gitti. Sonrasında devlet hastanesindeöyle muamelelerle karşılaştık ki sorduğumuzda ‘Adana şurada, Antalya şurada gidin orada tedavinizi yaptırın’ diyorlardı. Ancak bu bizim için çok zordu, işi bırakıp gitme şansımız da yoktu. Bunun için imkanlarımız var sanıyorlardı. İşimden de yakın zamanda ayrıldım, iş yeri beni çıkardı. Sürekli hastaneye gitmemin de bunda payı olduğunu düşünüyorum. Hastalığın yüküyle uğraşırken bir de bu sorunlarla uğraşıyoruz.“
“Tek hekimle olacak iş değil”
Bir süre özel hastanelerde tedavi aldıklarını belirten Güneş, yüksek tedavi ücretlerinin kendilerini zorladığını anlattı. Her çocuk için 14 bin lira tedavi ücreti istendiğini söyleyen, her 2 haftada bir tedaviye gitmek zorunda olduklarını ifade eden Güneş, “Şehir Hastanesi’ne 1 hekim atandı ancak yeterli değil, çok hasta var randevu alamıyoruz, tedavi sürelerimiz uzuyor. Çok sesimizi duyurmaya çalıştık, dilekçe verdik. Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçtiğim zaman ‘Talebinizi oluşturduk’ diye bizi geçiştirdiler. Düzenli tedavi alıyoruz şu an tek hekimle ancak 2 haftada bir yerine 3 haftada bir tedavi alabiliyoruz yoğunluktan dolayı. Bu da çocuklar için sağlıklı değil, kan değerleri düşüyor. Yani tek hekimle olacak iş değil, randevu alırken de sorunlar yaşıyoruz” diye konuştu.
Dr. Kazım Doğan Eroğulları
“Tercih değil zorunluluk”
Son atamalarla Şehir Hastanesi’nde Çocuk Hematoloji ve Onkoloji uzmanı tek bir hekimin görevlendirilmesi üzerine konuşan Gaziantep – Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Doğan Eroğulları ise, üniversite hastanesinde hekimsizlik sorununun devam ettiğini vurguladı. Hekim eksikliğinin ardında yatan nedenlere ve hekimlerin çalışma koşullarına yönelik açıklamalarda bulunan Eroğulları, şunları söyledi:
“Akademik personelin, yani tıp fakültesinde görev yapan personelin çalışma koşulları ve özlük hakları nedeniyle arkadaşlarımız zorunlu olarak hayatlarını idame ettirebilmek için özel sektördeki hastanelerle anlaştılar. Bu bir sonuçtur. Sayın rektör çıkıp arkadaşlarımızın bir tercih yaptığını söylemişti. Biz de bunun bir tercih değil zorunluluk olduğunu, bu insanların hayatlarını idame ettirebilecek bir gelire sahip olmaları gerektiğini, şiddetten arındırılmış güvenli çalışma ortamlarında çalışmaları gerektiğini ayrıca hekimlik ve akademik özerklik üzerinden rahat çalışabilmeleri gerektiğini söylemiştik. Bu şartlar olmadığından dolayı arkadaşlarımız, özel hastanelerle anlaştılar ve mesleklerini daha özerk bir şekilde daha iyi koşullarda yapmak durumunda kaldılar.”
Hekimi ve hekimliği değersizleştirme
Bu durumun sadece “hekim eksikliği sorunu” olarak değil, uzun zamandır süregelen “hekimi ve hekimliği değersizleştirme” politikalarının bir sonucu olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Eroğulları, şöyle konuştu:
“Giderlerse gitsinler, doktorların eli sizlerin cebindeydi, ben doktora güvenmem iğne bile yaptırmam’ gibi siyasi söylemlerden dolayı bir değersizleştirme söz konusu oldu ve hekim ihtiyacı karşılanamaz duruma geldi. Bu hekimlerin değil, aslında halkın sağlık sorunudur. Çünkü bu hekimler, insanlara hizmet etmek üzere bu bölümü okudular ancak hekimlerden mahrum kalan halkın sağlığı, bu durumdan doğrudan etkileniyor. Şimdi aynı şeyi şurada da görüyoruz; 2000’li yılların başında yurt dışına giden hekim sayımızyıllık 60-70 civarındayken şu anda yıllık 3 bin civarı hekim yurt dışına göç ediyor. Çünkü bu ülkede umut ve değer göremiyorlar.”
“Sonraki süreçte de hekim bulamayacağız”
Eroğulları, hekimlerin yoksullaşmasına da değinerek, “Yoksullaştı hekimler, ekonomik kriz sonrasında bu çok daha fazla etkisini artırdı. Dolayısıyla şu an Çocuk Hematoloji ve Onkoloji uzmanı bulamıyoruz kamuda, yarın bir gün belki özel sektörde de bulamayacağız. Çünkü hekimler artık baskı ve yoğun çalışma koşullarından dolayı “defansif tıp” dediğimiz hasta görmeyen laboratuvarlar branşlarına yöneldiler. Mesela üniversite hastanelerinin çocuk asistanlığı bölümleri boş kalıyor. Orada yürütülen çalışmadaki ağır koşullar ve tükenmişlik, yeni meslektaşlarımızın orayı seçmesine engel oluyor. Bundan sonraki süreçte de hem yan dallarda hem de bazı bölümlerde hekim bulamayacağız demek” dedi.
“Sağlıksızlık üreten sistemin tekrar düzenlenmesi gerekiyor”
Mevcut durumda Gaziantep’teki onkoloji hastalarının ya özel hastanelerde çok ciddi paralar harcayarak tedavi edilmek ya da başka şehirlere gitmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Eroğulları, “Bu ortamı yaratan nedenler maalesef iktidarın uyguladığı politikalar” dedi. Eroğlu şöyle devam etti:
“Şimdi temel görevi üniversitede bilim üretmek, asistanlık eğitimi ve hekim yetiştirmek olan hocalarımız, geçim kaygısına düşmüş durumda. Biz bir doçentin, profesörün bordro üzerindeki ücretini göstersek gerçekten kimse inanmayacak. Bu insanlar, bu şartlarda fedakarca hala halkın sağlığı için çalışıyorlar. Ama bu insanlar da hayatını idame ettirmek zorunda. Burada oluşan hekim yokluğunun sebebi uygulanan sağlık politikalarıdır. Bundan 10-20 yıl sonrası düşünülerek planlama yapılmalı, tıp eğitimi belli bir niteliğe ulaştırılmalı, ardından hekimlerin çalışma koşulları, özlük hakları ve şiddet konularına samimiyetle bir çözüm getirilmeli. Bunlar yapıldığı zaman hekim açıkları giderilecektir, aksi takdirde geçici görevlendirmeyle bu iş sürdürülmeye çalışıldığı zaman kalıcı çözümler olmayacaktır. Toplumun sağlıklı hale gelebilmesi için sağlıksızlık üreten sistemin tekrar düzenlenmesi gerekiyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve insanların nitelikli bir sağlık hizmeti aldığı bir sistemin benimsenmesi gerekiyor.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.