Cumhuriyetin 100. yılında, 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerin yarattığı heyecan ve bütün tartışmalar yeni yeni son bulurken, Türkiye yerel seçimlere gidiyor. Her seçim döneminde göz kırpılan, ancak sorunlarına çözüm bulamayan Roman ve Abdalların siyasetteki temsil sorunu ve siyasetten etkilenen hayatları mercek altına alınmayı hak ediyor. Nüfusları resmi olarak bilinmese de Roman ve Abdallar, yaklaşık 12 milyon kişi olduklarını iddia ediyor.
Geçtiğimiz yasama döneminde Mecliste iki milletvekili ile temsil edilen Romanlar ve Abdalların bu dönemde bir temsilcileri yok…
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, İstanbul sokaklarında “İlle de Roman olsun” şarkısı ile oy istediği ülkede, çadırlarda yaşamak zorunda kalan yaklaşık 50 bin Roman’ın sorunları sandıktan sandığa ancak hatırlanıyor.
Romanların temsilcisi olan Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, kış aylarında çadırda yaşayan çocukların yıkanamadıkları için koktuklarını, bu yüzden okuldan atıldığını anlattı. Abdal ve Domların temsilcisi Doğuş Partisi Genel Başkanı Mahmut Karalar ise, çocukların yüzde 80’inin okuyamadıklarından bahsetti.
Ceylan SAĞLAM
İnsan Hakları Gündemi Derneği’nde yer alan bilgilere göre Romanlar, Hindistan’ın Pencap-Sind nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan’ın içinde bulunduğu bölgelerden 1050 yılı civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış Hint-Avrupa kökenli bir halk. Kökeni, Bizans döneminde yaşamış Atsinganoi ya da Athinganoi adı verilen gruplara dayanan Türkiye’deki Romanların nüfusu, üç ana dilsel grup olan Romanlar, Domlar ve Lomlardan oluşmakta. Bu üç grup da farklı kültürlere sahip. Türkiye Romanların dini inanışları Sünni, Şii ve Yezidi olarak çeşitlilik gösteriyor.
Abdallar ise, Abdalların konar göçer olarak Horasan’dan geldiği ve Türkmen kökenli olan Alevilerdir. Doğuş Partisi Genel Başkanı Karalar, Abdalların çalgıcılık ve hurdacılık ile geçimlerini sağladığını ve Güney Doğu Anadolu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde yaygın olarak yasladıklarını anlattı.
Türkiye Cumhuriyet’in 100’üncü yılında yerel seçimlere giderken kimi zaman siyasi malzeme olarak görülen kimi zaman da sorunları görünmez olan iki kimliğe kulaklarını tıkamış bir halde. Sağlıktan eğitime kadar birçok engellerle karşılaşan Türkiye’deki ötekilerden Romanlar ve Abdallar, pazarlık konusu olmaktan öteye geçemedi. Türkiye’de herkesin yaşadığı yoksulluğa ilişkin sorunlarına çözüm üretilemeyen Roman ve Abdal vatandaşlar, Türkiye’de görünmez oldukları için oldukça öfkeli. Bu yüzden kendi partilerini kurarak yola çıkan bu iki toplum, siyasetteki temsil sorununa çözüm üretmek için çabalıyor.
Türk Dil Kurumu’na göre “temsil” kavramı; birinin veya bir topluluğun adına davranma demek. Türkiye’nin öteki yüzünde ise bu temsil kavramının anlamı, kimi zaman sorunlarının haykırışı ya da ölümcül sorunlara bir çözüm anlamına geliyor. Geçtiğimiz dönemlerde Roman ve Abdal vatandaşların sorunları ana akım ve ana akım partiler tarafından sıkça dile getirilse de hiçbir çözüm bulunamadı.
Devlet kaynaklarında nüfusu net olarak bilinmeyen Romanların sayısının en az 2 milyon 750 bin olduğu tahmin ediliyor. 2 Kasım 2020 tarihinde CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, ülkedeki Roman vatandaşların sayısını ve ikameti olmaksızın çadırlarda yaşayan Roman vatandaş sayısını dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis’e gündemine getirdi. Ancak, Soylu’nun 3 Şubat 2021 tarihinde verdiği yanıtta devlet kayıtlarında, bilginin olmadığı kaydedildi.
Soylu, “5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 7’inci maddesinde aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler belirtilmiş olup bu kapsamda Genel Müdürlüğümüzün veri tabanında soru önergesinde bahsi geçen Roman vatandaşlar ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır” yanıtını verdi.
Ancak, Süleyman Soylu 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerden önce İstanbul’da seçim turu çalışmaları kapsamında Beyoğlu ilçesinden geçerken, sayılarını ve çadırda yaşayanların sorunlarını bilmeden “İlle de Roman olsun” şarkısını söylemiş ve sosyal medyada gündem olmuştu.
Altan Sancar’ın 22 Mayıs 2023 tarihinde Diken’de yayınlanan haberine göre, AKP’li kaynaklar kendisine Roman seçmenlerin büyük kısmının AKP’ye oy verdiğini ifade etmişti. Yaptığım araştırma kapsamında, Türkiye’deki ötekilerin sorunlarının siyaset meydanında dile getirilmesi için kurulan iki partinin genel başkanları söz konusu iddiayı doğrular nitelikte açıklama yaptılar. Abdal ve Domları temsil eden Doğuş Partisi Genel Başkanı Mahmut Karalar ve Romanları temsil eden Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, 14 Mayıs Genel Seçimlerinde Millet İttifakının oluşturduğu Altılı Masada kendilerine yer verilmediği için AKP’yi desteklediklerini ifade ettiler.
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türkiye’nin en tartışmalı ve en önemli seçim sürecine geriye dönüp baktığımızda 7 Haziran 2015 tarihinde CHP’nin İzmir Milletvekili olarak seçilen Özcan Purçu, Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın da üçüncü Roman milletvekili olmuştu. 2018’de yapılan genel seçimlerde yeniden seçilen Purçu, 2023’teki genel seçimlerde aday olarak gösterilmedi.
Türkiye’de geçtiğimiz yıl gidilen genel seçimlerde, İzmir, İstanbul ve Edirne’den başvuran 10 Roman aday adayının milletvekili listelerine konulmaması üzerine Özcan Purçu, partisinden 19 Nisan 2023 tarihinde istifa ettiğini duyurmuştu. Purçu, X hesabından yaptığı paylaşımda, “İzmir, İstanbul ve Edirne’den başvuran 10 Roman aday adayının hiçbiri listeye konmamıştır. Bir oy önemli denirken; 7 milyon Roman görmezden gelinmiştir. Romanlar daha çok temsiliyet isterken; en büyük deprem Romanlara yaşatılmıştır” demişti.
Ancak, CHP İstanbul 2. Bölgeden Roman milletvekili adayı olarak, Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı ve Sosyal Demokrasi Vakfı Genel Sekreteri Elmas Arus’u milletvekili adayı olarak göstermişti. Arus, X hesabından “İstanbul 2. Bölgeden CHP’nin milletvekili adayıyım, Romanım, buradayım. 2002 yılından bu yana ulusal ve uluslararası düzeyde Rom, Dom, Lom ve Abdal gruplar için hak temelli sosyal politikalar üretiyorum” açıklamasını yapmıştı. Yapılan seçimlerde ise Arus, seçilememişti.
Doğuş Partisi Genel Başkanı Mahmut Karalar ve Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, Roman ve Abdalların gündelik hayatta yaşadığı sorunların büyük bir kısmının siyasetteki temsil eksikliğinden kaynaklı olduğunu ifade ettiler. Ayrıca, 14 Mayıs Genel Seçimlerinden önce kurulan Altılı Masada kendilerine sandalye verilmemesinden dolayı CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kırgın oldukları için AKP’yi destekleme kararı aldıklarını da belirttiler.
27. ve 28. yasama yıllarında Romanlar ve Abdalların Meclisteki temsili ne?
24 Haziran 2018 Genel Seçimlerden sonra başlayan yeni siyasi dönemde, 27. yasama yılında iki Roman milletvekili TBMM’de yerini alırken; 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerden sonra başlayan 28’inci yasama yılında Roman vatandaşları temsil eden hiçbir milletvekili meclise girmedi. 27. dönem yasama yılında Romanları temsil eden iki milletvekili; Türkiye’nin iki büyük partisinden seçilerek çalışmalarına başlamışlardı. Bu isimler; AKP İzmir Milletvekili Cemal Bekle ve CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu idi.
Türkiye Büyük Millet Meclis’inin (https://www.tbmm.gov.tr) sitesinden açık verilerden faydalanarak yaptığım araştırma kapsamında Roman ve Abdal vatandaşlar ile ilgili yapılan çalışmaları derledim.
27. dönem yasama yılında Roman ve Abdal vatandaşların yaşadığı sorunlara ilişkin yapılan çalışmalara bakıldığında Romanlar ile ilgili toplamda 66 yazılı soru önergesi TBMM Başkanlığına sunuldu, bu önergelerin 13‘ünün cevaplanmadığı kağıtlarda ilan edildi. Aynı dönemde Romanlar ile ilgili toplamda 5 kanun teklifi verildi. Bu kanun tekliflerinin 3‘ü CHP Milletvekili Özcan Purçu’ya, 1‘i CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Özcan Purçu’ya, 1‘i de AKP Milletvekili Cemal Bekle’ye ait idi. Söz konusu kanun tekliflerinin hepsine teklifin sonucu olarak “hükümsüz” yanıtının yer aldığı görüldü. 27. dönem yasama yıllarında Romanların sorunlarına ilişkin meclise sunulan 9 araştırma önergelerinin ise yasama dönemi sona erdiğinden “hükümsüz” sayıldığı açık kaynaklarda yerini aldı.
28. dönem yasama yılında Dom ve Abdallar ile ilgili çalışmalara bakıldığında ise, Domların sorunlarına ilişkin meclise 2 soru önergesi verildi. Bunlardan biri HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül tarafından Diyarbakır ilinde bulunan Domların sağlık hizmetlerine erişimine ilişkin sorunu meclis gündemine taşırken, diğeri ise 2020 yılında Domların sosyal yardımlara erişimine ilişkin sorunlar ile ilgili oldu. Söz konusu sorular ise cevaplanmadı. Yine Meclis çalışmalarında, Domlar ile ilgili herhangi bir araştırma önergesi ve kanun teklifinin Meclis Başkanlığına sunulmadığı tespit edildi.
Aynı dönem Abdallar ile ilgili Meclis çalışmalarına bakıldığında ise; 4 yıl içinde Abdalların sorunları ile ilgili araştırma önergesi ve kanun teklifi verilmediği görüldü. CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan ise, 22 Eylül 2021 tarihinde Abdallık kültürünün yaşatılmasına ilişkin verdiği soru önergesi ile konuyu meclis gündemine taşıyarak Abdallar ile ilgili tek soru önergesi veren milletvekili oldu.
Çalgıcılık ile geçimlerini sağladığı bilinen Abdalların, Anadolu’nun müzik medeniyetinin özgün kesimlerinden olduğu belirtilen soru önergesinde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a kültürün korunmasına yönelik ve Abdalların yaşadığı sorunlara ilişkin sorular soruldu.
Ersoy, söz konusu sorulara, “Günümüzde Anadolu’da yaşayan Abdallar çeşitli saz takımlarıyla, oyunlarıyla ve hikâyeleriyle toplumumuzun kültürel hayatında önemli bir yer tutmaktadırlar. Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yıllık planlanan projeler kapsamında Abdalların yoğun olarak yaşadığı Kırşehir, Nevşehir ve Aydm gibi illerde belgesel video bant kayıt çalışmaları yapılmış; tespit edilen ve Genel Müdürlüğe başvuran mahalli nitelikteki sanatçılara, çalgı icra ve çalgı yapım tanıtım kartları verilmiştir. Bu kartlar sayesinde Abdalların çeşitli halk oyunları gruplarında görev almaları sağlanmış ve Genel Müdürlük bünyesinde gerçekleştirilen festivallere davet edilerek katılımları sağlanmıştır.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çerçevesinde hazırlanan Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine 2010 yılında Neşet Ertaş Halk Ozanlığı ve Abdallık Geleneği alanda, 2020 yılında ise Adem Göçer Abdallık Geleneği Davul Yapım ve İcrası alanda kaydedilmişlerdir. Böylelikle Abdallık Geleneğine yönelik toplumsal farkındalığın artmasına katkıda bulunulmuştur. Ayrıca, Abdallık Geleneği, Somut Olmayan Kültürel Miras Türkiye Ulusal Envanterine 2010 yılında kaydedilmiş, geleneğe ilişkin envanter verileri 2017 ve 2020 yıllarında gözden geçirilerek güncellenmiştir. Abdallık Geleneğine ilişkin tespit, kayıt altına alma, koruma ve yaşatma çalışmaları devam etmektedir” yanıtını verdi.
14 Mayıs 2023 genel seçimlerinden beri de mecliste temsilcisi olmayan Roman, Dom ve Abdallar ile ilgili tek bir soru önergesi, araştırma önergesi ya da kanun teklifi verilmedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, özellikle yetkililer tarafından görünmez olan “ötekileri” derinden etkilemeye devam ediyor. Kadınları, çocukları, LGBTİ’leri, işçileri, yaşlıları, emeklileri… Bunların dışında gündelik yaşamımızda yanından geçerken kim olduğunu bilmediğimiz ya da Anadolu’nun ücra kentlerinde hayata tutunmaya çalışanların yaşadığı sorunların gündeme gelmesi ise günümüzde siyasi çatışmaların devam ettiği süreçte imkansız hale geliyor.
Türkiye’de demokrasi arayışında olanlar örgütlenerek, yaşadıkları sorunları kamuoyu ile paylaşma ve gündem oluşturmaya çalışıyor. Bu sayede yetkililerin gözünde görünür olma umudu ile çalışmalarına da devam ediyorlar. Geçtiğimiz yasama dönemlerinde iki kesimin oldukça görünmez olduğunu, derlediğimiz veriler de ortaya koyuyor.
Mecliste gündeme gelemeyen bu kesimlerin, örgütlendikleri partilerde neyi amaçladıklarını da Romanlar tarafından kurulan Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, Abdal ve Domlar tarafından kurulan Doğuş Partisi Genel Başkanı Mahmut Karalar ile konuştuk.
Sorularımıza yanıt veren Akbulut, pandemi döneminde 10 Ağustos 2020 tarihinde Güzel Parti’nin kurulduğunu belirterek partinin kurulduğu zaman özellikle Roman ve Abdal camiası için büyük önem arz ettiği ifade etti. “Hakikaten halkın belki nefesi olabildik, sesi olabildik. Roman ve Abdalların dertlerine çare olabileceğimizi ümit ederek yola çıktık ve onlar da böyle bir umut beslemişlerdi. Ta ki bizim parti güçlenmeye başlayana kadar” diye konuşan Akbulut, birkaç televizyon programına çıktıklarını, sonrasında bu televizyon programlarına birileri tarafından gelen emirlerle bir daha çıkamadıklarını iddia etti.
Sadece Romanların değil, Türkiye’nin sesi olmak istediğini ifade eden Akbulut, “Biz bu topraklarda 2 bin yıldır varız; 2 bin yıldır biz bu topraklarda yaşıyoruz. Herkesi çok seviyoruz, sevmek zorundayız. Biz de milletin bir parçasıyız. Millet duygusu, insanlar birbirini çok severse ve ortak olarak yaşatabilirlerse bayrağına ve toprağına sadık kalırlarsa millet olur. Biz de dolayısıyla millet olmak istiyoruz” dedi.
Romanların gündelik hayatta yaşadığı sorunlara ilişkin Akbulut, “Romanlar çok ayrıştırıldı, ötekileştirildi, sınıflandırıldı. Fakat, bu kadar zulme karşı biz hiçbir zaman bir tepki gösteremedik. Bırakın tepkiyi, sesimizi dahi yükseltemedik” diye konuştu.
Romanların temsiliyet sorununa ilişkin konuşan Akbulut, “Daha önce Romanların mecliste iki milletvekili vardı. Biri AKP’den Cemal Bekler, bir tanesi de CHP’den Özcan Purçu. Tabii ki de Romanları temsil ettiler. Fakat kendi partilerinin programlarına uymak zorunda kaldılar. Dolayısıyla orada temsiliyet hakkı elde edildiğine dair mecliste bulundular, fakat Roman sorunlarını hiçbir zaman çözemediler” eleştirisinde de bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki dönemlerde iki kez gündeme getirdiği “Roman Açılımına” da değinen Akbulut, söz konusu açılımların sorunlara çözemediğinden de bahsetti.
Akbulut, söz konusu açılımlara ilişkin; “Roman camiasına hiçbir şey sunulmadı. İçi boş bir teneke gibi Roman toplumu kandırıldı. Öteki taraftan CHP’den Özcan Purçu devamlı televizyonlarda konuştu fakat CHP’nin icraatlarına baktığımızda sorunları çözemedi. Mecliste temsiliyet hakkı buldular ama Roman sorunlarına hiçbir zaman çözüm bulamadılar” diye tepki gösterdi.
Türkiye’de Roman, Abdal, Dom toplumlarının toplam nüfusunun 12 milyon olduğunu iddia eden Akbulut, “Bu 12 milyon içinde 8 milyon oy kullanan insan var. Bu da yüzde 15-16 gibi bir oran. Önümüzde bir belediye başkanlığı seçimi var; bu belediye başkanlığı seçimlerinde aday çıkarmak istiyoruz. Bizim maddi olanağımız yok, bu işler zengin insanların yapabileceği hususlar” dedi.
14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde Romanların siyasi tavırlarına ilişkin konuşan Akbulut, Romanların kırgın olduğunu belirtti. Geçtiğimiz genel seçimlerdeki Cumhurbaşkanlığı yarışında Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediklerini belirten Akbulut, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Roman camiasına yapmış olduğu büyük bir ayıp vardı. ‘Biz Türkiye’yi bütün renkleri ile yöneteceğiz’ dedi. Altılı Masa kuruldu; fakat bu Altılı Masaya baktığımızda Romanlar yoktu. Bizim gibi Romanları o masaya oturtmayı yakıştıramadılar. Kırgınlıktan dolayı AKP’ye oy verdik. Hem bunu yaptılar hem de Roman camiasından hiç milletvekili yazmadılar. Tamamen dışladılar. Dolayısıyla ne AKP’den ne CHP’den veya diğer partilerden mecliste hiç Roman milletvekili yok. En azından bir tane olmasını çok isterdim” açıklamasını yaptı.
Romanların gündelik yaşamında birçok sorunu olduğunu kaydeden Akbulut, Roman çocuklarının okuyamadıklarını ifade etti. Türkiye’deki Roman nüfusunun yaklaşık 7 milyon olduğunu belirten ve Romanların eşit şartlarda yaşamadığını söyleyen Akbulut, Türkiye’de halen çadırlarda yaşayan yaklaşık 50 binden fazla Roman vatandaşın olduğunu açıkladı.
Akbulut, Romanların yaşadığı sorunlara ilişkin Adapazarı Söğütlü ilçesinde çadırda yaşayan Roman bir aileden örnek verdi. Akbulut, “Bu insanların önce yaşama standartlarını düzeltmek gerekir. Öğretmen çocuğa ödev verse, çocuk ödevini nerede yapacak? Yapamaz. Bu şekilde barakalarda yaşayan yüz binlerce aile var. Eşit şartlarda yaşayamıyorlar. Kiraya gidiyorlar, ev sahipleri ev vermiyor. Neden? Roman olduğu için. Bu ayrımcılık, bu ötekileştirmeyi hala yaşıyorlar. Bizim en büyük sorunumuz şudur, bu insanlar neden çadırlarda yaşıyorlar” diye tepki gösterdi.
Roman çocukların okullarında dışlandıklarını da anlatan Akbulut, “Geçenlerde Beylikdüzü’nde bir çocuğumuzu Roman olduğu için okuldan kovmuşlar. Nedeni, kılık kıyafetinin iyi olmaması. Böyle ayrıştırmalara maruz kalıyoruz. Kandıra’da öğretmen, çocukları okula almıyormuş. Müdüre gittim, ‘Neden çocukları okula almıyorsunuz’ diye sordum. Burası çok önemli, ‘Ben de çok istiyorum okusunlar ama bu çocuklar hiç yıkanmıyor ki… Geldikleri zaman pis kokuyor’ dedi. Evet doğru söylüyor, çünkü çadırda yaşıyorlar, bunların banyoları yok, tuvaletleri yok. Mutfakları yok. Kış aylarında okul oluyor, bu çocuklar nerede yıkanacak? En büyük sorunumuz, barınma sorunumuz. Barınma sorunu çözülmedikten sonra o çocuklarımız okuyamaz” dedi.
Yaşanan bu sorunların temelinde siyasetteki temsil sorunu olduğunu da vurgulayan Akbulut, “Bütün bu sorunların nedeni, temsiliyet eksikliği ve kadrolaşma. Roman vatandaşlar olarak ne valiliklerde doğru düzgün müdürlüklerimiz var ne belediyelerde müdürlüklerimiz var. Romanların belediyeleri de yok. Dolayısıyla temsiliyet hakkımız olmadı, kadrolaşma olmadığından dolayı maalesef bunun ezikliğini yaşıyoruz” diye konuştu.
Abdal ve Domların partisi olarak bilinen Doğuş Partisi Genel Başkanı Mahmut Karalar ise, Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut gibi sorunlarının görünmez olduğunu, Türkiye’de ötekileştirildiklerini ifade etti.
4 Nisan 2021 tarihinde Doğuş Partisi’nin kurulduğunu söyleyen Mahmut Karalar, Abdal ve Domların hiç seslerinin duyulmadığı için kurduklarını belirterek “Türkiye genelinde hiç sesimiz çıkmıyordu. Özellikle Abdallar ve Domların. Bunlar Türkiye genelinde yok olarak görülüyordu. Biz sesimizi duyurmak için elimizden gelen mücadeleyi ettik. Roman kardeşlerimiz bizim başımızın tacıdır, biz Roman kardeşlerimizi seviyoruz ama Roman kardeşlerimize de kızıyoruz. Neden? Üst makamlara gelenler var ama aşağıdaki herkes yok olup gidiyor. Biz şuna kızıyoruz, Romanları seviyoruz ama biz Roman değiliz, Romanlar da Abdallığı kabul etmiyor. Aramızda sadece yapılan iş ve çadırda yaşamak gibi benzerlikler var. Biz davul zurna çalarız, Roman kardeşlerimiz oyun oynar. Onun gibi bir şey… Biz bu toplumda hep var olmaya çalıştık ama ne yazık ki bir yere varamadık” dedi.
Alevi oldukları için Abdalların ötekileştirildiğini söyleyen Karalar, “Abdal toplumunun yüzde 100’ü Alevidir. Bu toplumun yok olmasıyla bizi Roman gibi görüyorlar. Pir Sultan Abdal’ın kökeninden geliriz, Türkmen kökenliyiz. Bizleri ötekileştirerek, bizleri yok ederek tarihten silmek gibi bir çabaları olduğu için bize Roman diyorlar. Bizim insanımız da bunu kabul etmiyor” bilgisini verdi.
Yok olan bir kültürleri olduğunu belirten Karalar, Abdal ve Domların geçim kaynağının kağıt toplayıcılığı, düğünlerde çalgıcılık ve hurdacılık olduğunu söyledi. Mahmut Karalar, “Biz masaya beş altı çeşit yemek koyacak bir toplum değiliz. Kurban Bayramı’nda çoğu et alamıyor. Sağdakilerin soldakilerin getirdikleri ile geçiniyorlar” diye Abdalların yaşadığı sorunlara ilişkin bilgi verdi.
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde Abdal ve Domların yaşadığı 10 bine yakın nüfuslu mahallenin deprem sonrasında sular altında kaldığını ve çadırda yaşadıklarını ifade eden Karalar, “Maalesef bir konteyner bile verilmemiş. Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da ve Hatay’da, diğer bölgelerde toplumumuza hiçbir yardım olmadı. Deprem olan bölgelerin hiçbirinde de yardım olmadı. Bu toplumun hiçbir sesi olmadı, kendi içinde kendi yarası var. Hastanelerde yer bulamıyoruz, Türkiye’nin birçok ilinden beni arıyorlar ama maalesef karşımızda muhatap yok. Karşımızda bizi muhataba alan kimse olmadığı için sesimizi duyuramıyoruz. Maalesef biz bu ülkenin yabancısıyız” dedi.
14 Mayıs Genel Seçimlerine ilişkin sorularımızı yanıtlayan Mahmut Karalar, “Bize genelde sol görüşlüler yakın dururdu. Maalesef (CHP) sağ görüşü içeri aldı, bizi dışarı attı. Bu sefer bunu gören toplumumuz tepki verdi. Maalesef biz sol görüşe destek vermedik. Bunun sebebi de bize yeteri kadar sahip çıkılmaması” dedi.
Karalar, temsiliyet eksikliğinden dolayı AKP’nin Abdalları Roman olarak görülmesini sağladığını ifade ederek tepki gösterdi. Karalar, “Bir milletvekilimiz olsaydı nasıl olurdu? Hatay’ın en az 14 milletvekili var, niçin birisi de orada ihtiyacı olanları kontrol etmiyor. Devlet, bunlar Abdal diye mi yardım etmiyor? Görünmüyoruz. Bu parti olmasaydı hiç sesimizi duyuramayacaktık. Az da olsa şimdi duyurmaya başladık. Birçok bölgede biz ötekileştiriliyoruz. Amaç ne? Askerlikse biz de askerlik yapıyoruz. Vatana en çok bağlı olan da biziz. İktidar zaten bizi tanımıyor. İktidar bizi Romanlaştırdı; ‘Sizin Abdal olarak haritada kalmanızı istemiyoruz’ dedi” iddiasında bulundu.
Abdal ve Domların çocuklarının yüzde 80’nini okumadığını söyleyen Mahmut Karalar, para kazanmak için yaşadıkları şehirlerden hurdacılık yapmak için büyükşehirlere göç edildiğini ve imkan yetersizliğinden dolayı çocuklarını okutamadıklarını öne sürdü.
Karalar “Çocukların yüzde 80’i okumuyor. Nedeni şu, Gaziantep’te birçok kişi ekmek bulamadığı zaman istanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e hurdacılığa gidiyorlar. Mecburen çocuklarını da götürüyorlar. Çoğu orada çocuğunu okutamıyor. Çocuk orada kağıt topluyor, bu sefer devlet bunları yakalıyor; ceza veriyor. Anne ve babasına cezalar geliyor. Abdallar, yaşayan devletin ölü çocukları. Yaklaşık 80 ilde Abdallar var. Biz bunların üç yıl içinde tek tek araştırdık. Her ilde Abdallar var. Türkiye’de 8 milyonun üzerinde Abdal ve Dom var. Sadece Gaziantep’te 40 bin nüfuslu aşiret var. Hatay’da 110 bin” diye konuştu.
“Bu haber, Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Haberin içeriği tamamıyla Ceylan Sağlam’ın sorumluluğu altındadır. Avrupa Birliği’nin ve Gazeteciler Cemiyeti’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir. Gazeteciler Cemiyeti içeriğin üretilmesinde ve düzenlenmesinde rol almamıştır.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.