Esra Varhan
Prof. Dr. Erkan Saka üretken yapay zekânın habercilikte devrim niteliğinde bir yenilik olduğunu, ancak bu yeniliğin bazı etik ve yasal sorunları da beraberinde getirdiğini belirterek, “Yapay zekâ, haber üretim sürecini hızlandırarak gazetecilerin iş yükünü hafifletiyor. Ancak, telif hakları konusu hala tam olarak çözülebilmiş değil. Üretken YZ araçları, büyük ölçüde mevcut içeriklerden besleniyor ve bu da orijinal içerik üreticilerinin haklarının ihlal edilmesine yol açabiliyor” dedi.
Bu araçların sağladığı kolaylıklar, bazı gazeteciler için cazip olsa da Prof. Dr. Saka, habercilikte yaratıcı süreçlerin ve insan katkısının önemine dikkat çekti. “Haberin ruhu, insan deneyimi ve bakış açısıdır. Üretken YZ, bu unsurları tamamen ikame edemez. Bu nedenle, gazeteciler yapay zekâ ile birlikte çalışarak, onu bir yardımcı araç olarak kullanmalı ve etik sınırları gözetmelidir” diye ekledi.
Erkan Saka, yapay zekâ destekli haberciliğin getirdiği bir diğer önemli sorun olan bilgi güvenilirliği üzerinde durdu. Üretken YZ araçlarının, gerçeği manipüle edebilecek ya da yanlış bilgiler yayabilecek kapasitede olduğuna dikkati çeken Saka, bu durumun gazetecilerin güvenilirliğini tehlikeye atabileceğini belirterek, “Gazeteciler, YZ ile üretilen içeriği dikkatle incelemeli ve doğrulamalıdır. Aksi halde, yanlış bilgi yayılımı hızla kontrolden çıkabilir” dedi.
Prof. Dr. Saka, yapay zekâ destekli gazeteciliğin geleceği hakkında şu görüşleri paylaştı:
“Yapay zekâ, habercilikte birçok yenilik getirecek, ancak bu süreçte gazetecilerin etik kurallara ve insan odaklı bir yaklaşıma sadık kalması gerekecek. Aksi halde, haberciliğin temel ilkeleri zedelenebilir. Habercilikte teknolojik yenilikler heyecan verici olsa da insan dokunuşunun ve etik sorumluluğun yerini alabilecek bir gelişme, en azından bu aşamada yok.”
Türkiye’de medyada yapay zekâ kullanımının temel düzeyde kaldığı ve yaygınlaşmadığı görülüyor. Journo’nun araştırmasına göre, Türkiye medyasındaki yapay zekâ (YZ) kullanımı sınırlı ve bireysel tercihlerle ilerliyor. Öne çıkan araçlar arasında ChatGPT, DeepL ve Google Translate var. DW Türkçe, sosyal medya analizinde Dataminr kullanıyor, Bianet ChatGPT ve Trint’ten faydalanıyor. Ensonhaber ise içerik üretimi ve hakaret filtrelemesi için ChatGPT ve Google Gemini kullanıyor.
Journo’nun araştırmasında, Türkiye medyasında yapay zekanın sınırlı bir etkiye sahip olduğu, daha çok bireysel tercihlerle ilerlediği ve kurumsal politikaların henüz gelişmediği vurgulanıyor. Ayrıca, medya sektöründeki yapay zeka kullanımı telif hakları ve etik konular gibi önemli sorunları beraberinde getiriyor. Gazetecilerin bu teknolojileri dikkatli kullanması gerektiği, aksi takdirde yanlış bilgi yayılımı ve güvenilirlik sorunu yaşanabileceği belirtiliyor. Araştırma, yapay zekanın insan yaratıcılığını tamamen ikame edemeyeceğinin altını çiziyor.
Nic Newman’ın Reuters Institute’de yayınlanan makalesi, Ağustos 2024 itibarıyla yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin, medya sektöründe yaygın kullanıldığını ortaya koyuyor.
Küresel medya sektöründe ise YZ’nin etkisi daha yaygın. Almanya’daki Express.de adlı haber sitesi, Klara Indernach adında sanal bir gazeteci kullanarak haberlerinin yüzde 5’inden fazlasını YZ ile üretiyor. Fransa’nın Le Monde gazetesi ise her gün yaklaşık 30 makaleyi YZ yardımıyla çeviriyor. Ayrıca, radyo istasyonları ve televizyon hizmetleri, YZ ile otomatik içerik üretimi ve sunumlarını deneyimlemeye başladı.
Kölner Stadt-Anzeiger ve DennikN gibi yayınlar, grafik ve illüstrasyonlar oluşturmak için Midjourney gibi YZ araçlarını kullanıyor. Bu, özellikle teknoloji ve yemek gibi konular etrafında görsel içerik üretimini otomatikleştiriyor.
Radio Expres (Slovakya) gibi bazı radyo istasyonları, popüler sunucuların seslerini klonlayarak gece vardiyasında haber spikerliği yapıyor. Bu YZ sunucular, haberleri ve müzik yorumlarını tamamen otomatik olarak yönetiyor. Ayrıca, NewsGPT, 24 saat boyunca YZ tarafından üretilen içerik ve sunucularla haber sunan deneysel bir televizyon hizmeti başlattı. İçerikler, insan müdahalesi olmadan tamamen YZ tarafından oluşturuluyor ve bu da endüstride yeni tartışmalara yol açıyor. YZ, haberlerin dağıtımını optimize etmek ve SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) metadata etiketleme gibi rutin editoryal görevleri otomatikleştirmek için kullanılıyor. Bu durum, özellikle büyük medya kuruluşlarında verimliliği artırıyor (Financial Times). Ancak bu teknolojilerin kullanımı, yasal ve etik sorunları da beraberinde getiriyor. New York Times, OpenAI’yi, YZ sistemlerinin içeriklerini izinsiz kullanmasını engellemek amacıyla dava etti. Bu dava, OpenAI’nin yapay zekâ sistemlerinin medya içeriklerini izinsiz kullanmasını engellemek amacıyla açıldı. Tartışmalar, yapay zekâ araçlarının içerik üretiminde mevcut verileri kullanırken, orijinal içerik sahiplerinin haklarının nasıl korunacağı üzerine yoğunlaşmaktaydı. Telif hakları ve medya etiği bu davada merkezde yer almakta olup, yapay zekâyla üretilen içeriklerin yaratıcı süreçlerle nasıl dengeleneceği konusunda önemli sorular gündeme getirdi.
Avrupa Parlamentosu, yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin kullanımını düzenlemek amacıyla Avrupa Yapay Zeka Yasası’nı onayladı. Bu yasa, dünyada yapay zeka kullanımına yönelik kurallar getiren ilk yasal düzenleme olma özelliği taşıyor.
Yasa süreci, Avrupa Komisyonu’nun Nisan 2021’de yasa taslağını sunmasıyla başladı. Tasarı, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve üye ülkeler arasında uzun süre tartışıldı. Parlamento Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, 46’ya karşı 523 oyla kabul edildi. Yasa, 1 Ağustos 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi.
Avrupa Yapay Zekâ Yasası, insan haklarını tehdit eden belirli YZ uygulamalarını yasaklıyor. Özellikle güvenlik güçleri tarafından kullanılan biyometrik tanımlama sistemlerine yönelik sıkı sınırlamalar getiriyor. Düzenlemeye göre, bu tür sistemler, ancak terör saldırısı veya kayıp vakaları gibi olağanüstü durumlarda ve adli makamların izniyle kullanılabilecek. Ayrıca, biyometrik sınıflandırma sistemleri, internetten veya güvenlik kameralarından elde edilen verilerle oluşturulamayacak.
Yasa, kullanıcıların güvenlik açıklarını manipüle eden veya sosyal puanlama amacıyla kullanılan yapay zekâ uygulamalarını yasaklıyor. Sağlık, enerji, yargı gibi yaşamsal öneme sahip alanlarda kullanılan YZ sistemlerinin, şeffaf ve insan denetimine tabi olmasını zorunlu kılıyor.
Düzenleme uyarınca, “deepfake” olarak bilinen sahte veya değiştirilmiş görsellerin, ses veya video içeriklerinin açıkça belirtilmesi gerekecek.
Yasa ayrıca AB vatandaşlarına, yapay zekâ sistemleri hakkında şikayette bulunma ve bu sistemlerin kendilerini nasıl etkilediği konusunda bilgi edinme hakkı da tanıyor.
Yapay zekânın etik ve güvenli kullanımını sağlamak adına önemli bir adım olarak görülen yasayı ihlal eden şirketler, toplam cirolarının yüzde 7’sine kadar para cezasıyla karşı karşıya kalabilecek.
Nic Newman’ın Reuters Institute’de yayınlanan makalesinde haber odalarında yapay zekânın otomasyon ve içerik önerileri konusundaki rolü, bu düzenlemelerin merkezinde yer alıyor. Yayıncıların yüzde 56’sının yapay zekânın içerik üretiminde kullanımı konusunda kararsız kalması, endişenin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Özellikle yapay zekânın, içerik öneri sistemlerinde ve otomatik haber üretiminde kullanımı, kişiselleştirilmiş içerik sunma vaadiyle birlikte toplumsal manipülasyon, telif hakları ve bilgi güvenliği gibi sorun ve kaygıları beraberinde getiriyor.
Gazetecilerin, yapay zekâyı yardımcı bir araç olarak kullanırken, insan odaklı yaklaşımı koruması, doğruluk ve güvenilirliği ön planda tutması gerekliliği, ortak kanı ve hedefi oluşturuyor.
*Bu haberin deşifresi yapay zekâ desteği ile yapılmıştır, haberdeki görseller yapay zekâ ile oluşturulmuştur.
Bu haber, Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Haberin içeriği tamamıyla Esra Varhan’ın sorumluluğu altındadır ve hiçbir durumda Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.