Haber: Burak Altınok – İstanbul
Günümüzde herkes “sağlık için spor yapmaya” çağrılıyor, bu çağrı Türkiye’de 9 milyonu bulduğu ifade edilen engelli bireyler için de geçerli. Ancak son yıllarda sporda kazandıkları uluslararası başarılarla sporun önemini bir kez daha kanıtlayan engelli sporcuların önünde pek çok engel bulunuyor.
9.Köy’e konuşan uzmanlar, sosyal dışlanmışlık riskini azaltmak ve bireylerin özgüvenini arttırmak için sporun oldukça önemine dikkat çekti. Amedspor Yönetim Kurulu Üyesi ve Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörü Ali Rıza Yıldırım engelli bireylerin spora katılımının sosyal yaşamları için önemli olduğunu vurgularken, Paralimpik sporcu ve Türkiye’nin bedensel engelli ilk kadın antrenörü olan Karin Öcal da spora katılımın güven arttırdığını ve sağlık açısından önem arz ettiğini anlattı.
Her iki antrenör spora katılımın önemini vurgularken, sporcuların ve antrenörlerin yaşadığı zorlukları da dile getirdiler. Antrenörlere göre en büyük sıkıntı erişilebilir tesislerin azlığı…
2015 yılında başladığı spor yaşamına 50 madalya sığdıran ve şu an İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin spor tesisinde antrenörlük yapan Karin Öcal, engelli bireylerin topluma kazandırılması için sporun oldukça önemli olduğunu söyledi:
“Engelli bireylerin kendileriyle barışık olmalarını sağlamak için evde tutulmamaları gerekiyor. Bu tarz durumlarda kişi hem daha çok insanla iletişim kurabiliyor hem de kendine olan güveni arttıkça, spora yönelimi de artmış oluyor. Spor her şeyden önce sağlık açısından da önem arz ediyor.”
Erişilebilir spor tesisini; asansörüyle, giriş ve çıkışıyla, soyunma odaları ve tuvaletleriyle tam olarak bir kompleks olarak tanımlayan Öcal, engelli sporcular için en büyük problemin salona girişte başladığını dile getirdi:
“Engelli sporcuların salonlarla ilgili problemleri daha salona girişte başlıyor. En büyük problem de erişim sağlayabilecekleri salon bulmalarının zorluğundan kaynaklanıyor. Bulamamaları durumunda ise sporcuların evlerinden uzak yerlere gitmesi gerekiyor ya da spordan uzaklaşabiliyorlar.”
Öcal, donanımlı antrenör eksikliğine de değindi:
“Sporcuların ihtiyaçlarını bilen, bu alanda deneyimli ve donanımlı antrenörler bulmak oldukça zor. Bu durum sporcuların doğru yönlendirilmesi ve gelişimi açısından sorun oluşturuyor.”
Öcal, spor hayatına başladığı 2015 yılından bu yana tesisleşme anlamında özellikle büyükşehirlerde gelişme olduğunu vurguladı:
“Paralimpik sporcuların kazandığı başarılardan sonra paralimpik branşlar ön plana çıkmaya başladı ve özellikle büyükşehirlerde bu doğrultuda tesisleşme de arttı. İstanbul’daki spor tesislerinde tekerlekli sandalyeli bireyler veya herhangi bir engel grubundaki kişiler rahatlıkla giriş çıkış sağlayabiliyor ve sporunu yapıp evine gidebiliyor. Bu konuda deneyimli hocalar da istihdam ediliyor.”
Bedensel Engelliler Basketbol Federasyonu’na bağlı 2. Lig takımların Amedspor Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörü Ali Rıza Yıldırım ise salonların erişilebilir ve yeterli olmadığına dikkati çekti:
“Spor salonları erişilebilir ve uygun değil ama belirli bir yerden sonra uygunluğu geçtik artık ve -bir salon bulalım da bir şekilde kullanırız- demeye başladık. Bizlerin amacı sporcularımıza kendi kendilerine yetebilecek ortamı sağlamakken, salonlara giriş ve çıkışlarda, koridorlarda, tuvaletlerde ve soyunma odalarına onlara yardımcı olacak insanlar aramaya başladık. Bu durumda sporcularımızı önceleyerek yapılmış salonlardan bahsetmek ne yazık ki pek mümkün olamıyor.”
Tesisleşme konusunda da problemler yaşadıklarını belirten antrenör Yıldırım, “Biz kulüplerin genelde salonları olmuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı salonları ortak kullanmak durumunda kalıyoruz ve günler öncesinden girişimlerde bulunuyoruz. Sporcularımız ve bizler istediğimiz zaman, istediğimiz yerde sporumuzu yapamıyoruz. Devletin ve yerel yönetimlerin bu konuda yeterli adımları attığını düşünmüyorum. Buradaki temel düşüncemiz bizleri, takımlarımızı veya daha genel kapsamla engelli bireyleri önceleyen salonlar yapsınlar değil ama en azından salonların erişime açık olmasını, engelli bireylerin de kullanabileceği bir altyapıyla yapılmasını istiyoruz.”
Hemen her kulübün çeşitli problemler yaşadığını belirten Yıldırım, kendilerinin yaşadığı sıkıntıları ise “katmerli” olarak nitelendirdi. Yıldırım, “Bizler yıllar öncesinden kalma müsabaka sandalyelerimizle mücadele ediyoruz ve bu açıkçası çok büyük dezavantaj yaşatıyor. Bununla birlikte Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın engelli sporcuların kullanımına tahsis ettiği ve başka bir amaçla kullanılamayacağı çok net olan otobüsü de bizlere tahsis etmiyorlar. Biz müsabakalara transit tarzı araçlar ile gidiyoruz, açıkçası tüm sorunlarımızı el yordamıyla halletmeye çalışıyoruz” dedi.
Yıldırım müsabaka için gittikleri deplasmanlarda engelli sporcular için erişilebilir otel bulmanın da oldukça zor olduğunu da sözlerine ekledi.
Sayılarla engellilerEkonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün, Avrupa Birliği ile yayınladığı rapora göre dünya nüfusunun yüzde 15’i (yaklaşık 1 milyar kişi) engelli bireylerden oluşuyor. Ulusal Engelli Veri Tabanı’na göre Türkiye’de yaşayan engelli sayısı 2 milyon dolayında gösterilse de resmi olmayan verilere göre bu rakam 9 milyona çıkabiliyor. Engelsiz Yaşama Derneğine (EyDer) göre engelli nüfusunun yüzde 27’sini 0-21 yaş, yüzde 36’sını 22-49 yaş, yüzde 37’sini ise 50-64 yaş aralığı oluşturuyor. Bununla birlikte sosyal dışlanmışlık riski altında olan engelli bireyler Avrupa Birliği ülkelerinde sadece yüzde 29,9’ken, Türkiye’de bu rakam yüzde 77,1’lere yükselebiliyor. Türkiye Raporu’nun engelli sporculara yönelik yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de dört farklı federasyona bağlı 45 bin 923 lisanslı sporcu var. |
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.