Türkiyeli ve Suriyeli çocuklar, "Ortak Hikâye Projesi" kapsamında hayallerini hem yazarak hem de çizerek “Gökçe” adlı kitapta buluştu. Gökçe, çocuklar tarafından yazılıp çizilen kitap olma özelliğiyle dünyada bir ilk.
Eğitimci Aslı Gökgöz koordinatörlüğünde bir grup eğitimci ve akademisyen, Türk ve Suriyeli çocukların hayallerine dokunmak amacıyla Ortak Hikâye Projesi hazırladı. Kültür İçin Alan Programının desteği ile gerçekleşen projede, Türk ve Suriyeli çocukların hayallerinden yola çıkılarak, “Gökçe” adlı bir kitap oluşturuldu. Gökçe kitabında, hikayenin olay örgüsü ve kahramanı, kitabın resimleri çocukların ortak çalışmasıyla ortaya çıktı. Kitabın kapak tasarımında ise, proje katılımcısı çocukların parmak izleri yer aldı.
İki ayrı ülkeden, iki ayrı kültürden çocukların ortak eseri…
İki ayrı ülkeden çocukların ortaklaşa hayallerini buluşturması açısından dünyada bir ilk olan Gökçe kitabının Proje koordinatörü eğitimci Aslı Gökgöz, 9. Köy’e konuştu. Gökgöz, çocuklarla yaratıcı yazı ve resim çizme çalışması yaptıklarını ifade ederek şunları aktardı:
Aslı Gökgöz
“Projemizde yer alan çocuklar zaten okumayı, yazmayı ve çizmeyi seven çocuklardı. Bu anlamda onlar yapılan çalışmalara istekle katıldılar. Hikâye yazma aşamasına gelindiğinde ise çocuklar kendiliğinden bu hikâyeyi kurguladılar. Biz onlara sadece ‘Bir varmış, bir yokmuş…’ diye başlayan bir masal cümlesi verdik. Çocuklar bunu oldukça güzel bir şekilde devam ettirdiler. Bunda yazarlar ve çizerlerle bir araya geldiğimiz atölyelerin de katkısı olduğunu düşünüyorum. Geleceğin yazarları ve çizerleri olarak seslendiğimiz bu çocukların aynı zamanda çalışmak, okumak, düşünmek ve ifade etmek noktasında bu çalışmalarla bir araya gelmeleri de oldukça önemliydi.”
“Gökçe, birçok özelliğiyle dünyada bir ilk”
Projeye katılan 27 yazar çocuğun birbirlerinin cümlelerini devam ettirerek hikâye kitabını ortaya çıkardığını aktaran Gökgöz, “Çocukların başından sonuna kadar kahramanı, mekânı, olayı kendilerinin tasarladığı ve şekillendirdiği bir hikâye söz konusu. 24 çizer çocuk ise hikâyeyi resimledi. Dolayısıyla tam anlamıyla kolektif bir çalışma ve bu özellikleriyle dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor” dedi.
Hikâyenin içeriği konusunda çocukları yönlendirmediklerini, özgür bıraktıklarını vurgulayan Gökgöz, kitaba bir gökyüzünün altında beraberce yaşadığımızı vurgulamak için “Gökçe” ismini de çocukların verdiğini belirtti. Gökgöz,, “Gökçe güzel bir isim çünkü bu proje aynı gökyüzünün altında hep birlikte yaşadığımızı anlatmak için aslında ortaya çıkan bir projeydi aynı zamanda” dedi.
“Önyargı ve ayrımcılıktan uzak bir iletişim mümkün”
Gökgöz, farklı milletlerden çocuklarla proje kapsamında gerçekleştirdikleri atölye ve etkinliklerde “kendilerinin birbirlerinden farklı ama bir o kadar da aynı oldukları, aynı haklara sahip olduklarını, dayanışmanın, birbirlerinin fikirlerini dinlemenin, dile getirmenin, birbirlerini duyabilmelerinin” önemli olduğunu anlatmayı amaçladıklarını belirtti.
Projeyi yazma aşamasındayken tek bir noktaya odaklanan bir çalışma olmasını istemediklerini vurgulayan Gökgöz, şöyle konuştu “Farklı çocukların birbirine temas etmesini istedik. Ancak gördüğümüz şey şuydu, çocuklar bu farklılığa odaklanmıyor. Çocuklar farklı kültür ve dile sahip olduklarının farkındalar ama bu onlar için önem arz etmiyor. Çocuklar birbirleriyle çok rahat iletişim kuruyorlar. Bu belki de hayatın genelinde yapmamız gereken bir şey. Bu projeden bunu deneyimlediğimiz bir şey de buydu. Birbirlerini daha önce hiç tanımayan Türkiyeli ve Suriyeli çocuklar yan yana gelip bir oyun kurabiliyor. Çocukların dünyasında ayrımcılığa yer olmaması, önyargılardan bağımsız iletişim kurabiliyor olmaları çok güzeldi. Ve her seferinde şunu düşündük: Sanırım önyargılar, ayrımcılık biz yetişkinler olarak çocukların omuzlarına yüklediğimiz çok ağır yükler. Bütün bunlardan uzak bir iletişim mümkün.”
“Bu kitap çıktıktan sonra özgüvenim arttı”
Mariam Nasser
Çok küçük yaşlarda Suriye’nin Halep kentinden savaş sebebiyle Gaziantep’e ailesiyle göç eden projenin bir başka katılımcısı olan Mariam Nasser da, proje kapsamında yapılan atölyelerde hayal gücünün ve kaleminin geliştiğini ifade etti.
Nasser, “Türkiyeli çocuklarla tanışmak ve kaynaşmak bana iyi geldi. Bu kitap çıktıktan sonra özgüvenim arttı. Başka projelere de katılmak istedim. Arkadaşlarımızla bu proje sayesinde güzel bir kitap çıkarttığımız için çok mutlu olduk. Bu sayede ailelerimiz de birbirleriyle tanışıp, arkadaş oldular. Gökçe, bütün çocukların aynı gökyüzü altında, bir arada her şeyi başarabilecekleri anlamına geliyor bence” dedi.
“Kitabın Arapça da olması çok güzel”
Ege Mai
Projede çizer olarak yer alan Ege Mai (8) ise, birçok çizer ve yazar çocuklar bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirterek şunları söyledi:
“Projede yer almak benim için çok güzeldi çünkü farklı insanlar tanıdım. Onlarla yardımlaştım ve birçok arkadaşım oldu. Kütüphanelerde çeşitli etkinlikler yaptık. Gökçe kitabımızın arkasında Arapçası da var. Anadili Arapça olan çocuklar da rahatlıkla okuyabilirler. Bence onlar için bu da çok güzel bir şey. Bu projede savaştan kaçan göçmen çocuklardan da vardı. Birlikte çok güzel bir eser ortaya çıkardık. Bence savaşlar olmamalı, barış olmalı ve bu çocuklar yurtlarından olmamalılar. Büyüklerimiz de çocuklara ayrımcılığı öğretmemeliler.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.