Dilan Tuğba Macit
Elazığ’da yaşayan vatandaşlar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle et yerine daha ekonomik bir alternatif arayışına girmiş durumda. İşi şakaya vurup, “Mecburiyetten dolayı vejetaryen olduk” diyen vatandaşlar, et fiyatlarından şikayetlerini “Et fiyatları her geçen gün artıyor artık sofralarımızda et göremiyoruz” diye dile getirdiler.
“Et yemek istemiyoruz artık havuç söyleyelim”
Elazığ’da yaşayan işçi emeklisi Kemal Tancı, et alamadığı için işi şakaya vuran vatandaşlardan biri. 9. Köy’e konuşan Tancı,
“Eskiden ne güzel kuzu kuzu et yerken şimdi neden otla kafayı buluyoruz? Her geçen gün ete zam gelmekte. Artık sofralarımızda et göremez olduk. Geleneksel Türk ailelerinin sofralarının vazgeçilmezidir et. Ancak artık sofralarımızda derin bir boşluk hissediyoruz. Artık et yemiyoruz, belki de mecburuz havuç söylemeye. Krizin sancıları gözler önünde.“
“Herkesin biraz et yeme hakkı olmalıydı”
Uzun yıllar Elazığ’da yaşayan Ayşe Kayaoğlu ise ekonomik sıkıntıların etin sofralarından kalkmasına yol açtığını belirterek, şöyle konuştu: “Artan et fiyatları aile bütçesini sarsar hale geldi. Herkesin biraz et yeme hakkı olmalıydı ama artık sadece dolarla konuşan et var sofralarda. Artık sağlıklı beslenmiyoruz çünkü her geçen gün yapılan zamlar alım gücümüzü düşürüyor.“
“Tebessüm çorbası: Güleryüzlü ama kıtlık var”
Elazığlı vatandaş Hasan Tekin de ekonomik zorluklarla beraber gelen veganlık düşüncesini mizahi bir dille değerlendirdi. Tekin, “Tebessüm çorbası: Güleryüzlü ama kıtlık var. Ülkemizde her geçen gün büyüyen bir ekonomik kriz var. Durum her ne kadar göz ardı edilse de ciddi bir sıkıntı içerisindeyiz. Gıda kıtlığı endişesi var” diye konuştu.
“Eti bırak, soğanla tok kal”
Emekli öğretmen Mehmet Korkmaz ise ülke şartlarında emeklilerin sırtına bindirilen yükün her geçen gün ağırlaştığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Eti bırak, soğanla tok kal. Zamlarla oynanıyor, kahkahayla yanıyoruz. Bugün emeklinin aldığı maaş ortada. Baktığımız zaman et fiyatları da ortada. Biz emekli maaşı ile geçim sağlayamazken bir de her gün tüm ürünlere yansıyan zamlarla uğraşıyoruz. Ne alım gücümüz kaldı ne yaşam standartlarımız. Artık fakirin fukaranın ne sofrasından et geçiyor, ne de kursağından.”