Elif Asar / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Sarı serum, halk arasında “her derde deva” olarak görülse de uzmanlar bu algının yanlış olduğuna dikkat çekiyor. Bilinçsiz ve yetkisiz kişiler tarafından yapılan serum uygulamaları, ciddi sağlık risklerine ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. 9. Köy Haber Merkezi, sağlık çalışanlarıyla görüşerek sarı serumun gerçek etkilerini, yanlış uygulamaların doğurabileceği tehlikeleri ve halk sağlığına yönelik riskleri ele aldı.
Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servis Doktoru ve Şanlıurfa Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Dr.Ahmet Yener, bu sıvının serum fizyolojik içerisine B vitamini kompleksinin eklenmesiyle oluşan bir karışım olduğunu söyledi. Renginin bu nedenle sarıya döndüğünü ifade eden Dr. Yener, tedavinin özellikle yoğun bakım ve yataklı servislerde yatan hastalara uygulandığını belirtti. Acil servislerde ise dehidratasyon (sıvı kaybı) ve yanık gibi belirli durumlar dışında kullanımının öncelikli bir ihtiyaç olmadığını dile getirdi.
Dr. Yener, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında sarı serumun, semptomları geçici olarak rahatlatsa da tedavi edici bir etkisinin bulunmadığını belirtti. Bu tür semptomların istirahat ve düzenli beslenmeyle daha hızlı iyileşebileceğini ifade eden Yener, damar yolundan yapılan tedavilerin hekim kontrolü olmadan uygulanmasının ciddi riskler taşıdığına dikkat çekti.
Dr. Ahmet Yener, damar yolundan yapılan ilaçların alerjik reaksiyon riski taşıdığını ve bu nedenle hastaların enjeksiyon sonrası en az bir saat acil serviste gözlem altında tutulması gerektiğini vurguladı. Steril olmayan koşullarda yapılan intravenöz (damar içi) tedavilerin, kan dolaşımına enfeksiyon ajanlarının (virüs, bakteri, mantar, protozoon, helmint) girmesine neden olabileceğini belirten Yener, bu durumun sepsis (kan zehirlenmesi) ve hatta ölümle sonuçlanabileceği uyarısında bulundu.
Sağlık kabinlerinde sarı serum gibi tedavilerin uygulanmasının yasal olmadığını ifade eden Dr. Yener, bu tür ilaçların illegal yollarla temin edilmesinin güvenilir olmadığını ve halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Yener, denetleyici mekanizmaların ve Sağlık Bakanlığı’nın hızla müdahale etmesi gerektiğini belirtti.
Dr. Ahmet Yener, ülkede hekimlere yönelik haksız malpraktis davaları (sağlık çalışanlarının hata veya ihmal sonucu hastaya zarar vermesi nedeniyle açılan davalar) açılırken, sağlık profesyoneli olmayan kişiler tarafından illegal şekilde sarı serum uygulanmasının göz ardı edilmesini eleştirdi. Bu durumun vicdani ve hukuki sorun olduğunu ifade eden Yener, halk sağlığını tehlikeye atanların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Duru Çetin
Sarı serum uygulamalarında en büyük hata gereklilik olmadığı halde işlem yapılması. Türk Hemşireler Derneği Denizli Temsilcisi Uzman Hemşire Duru Çetin de gereksiz işlemin, üstelik steril olmayan yerlerde uygulanmasının tehlike yaratabileceğini söyledi.
Çetin, “Aseptik tekniklerin ihmal edilmesi enfeksiyon, ekstravazasyon (ilaç sızması) veya alerjik şok gibi komplikasyonlara neden olabilir.” dedi. Çetin, özellikle damar yolu açılması gibi işlemlerde yaşanan hataların kangren, sepsis (kan zehirlenmesi) ve hatta ölümle sonuçlanabileceği uyarısı yaptı.
Ev ortamında yapılan serum uygulamalarının en büyük riskinin ani alerjik reaksiyonlar olduğunu ifade eden Çetin, “Klinik ortamda bile müdahale edilmesi zor olan küçük dil ödemi (anjiyoödem) gibi durumlar, evde hastanın hayatını kaybetmesine yol açabilir.” diye konuştu. Çetin, yanlış iğne boyutu, hava kabarcığı, steril olmayan malzeme kullanımı ve damar hasarı gibi hataların da sık yaşandığına dikkat çekti.
Yetkisiz kişiler tarafından takılan serumların yol açabileceği tehlikeleri anlatan hemşire Duru Çetin, acil serviste çalışırken karşılaştığı bir vakayı şöyle aktardı: “Kan sulandırıcı kullanan bir hastama, venöz (toplardamara) uygulanması gereken ilaç, artere (atardamara) uygulanmış ve uygulama sonrası kanı durmadığı için acile başvurmuştu. Pıhtılaşma değerleri kan sulandırıcıdan dolayı farklılaştığı için başka bir hastada daha kolay durabilecek olan kanama uzun süre durmamıştı.“
Halk arasında sarı serumun “her derde deva” gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen Çetin, “Böyle bir şey yok. ‘Sarı serum’ denilen şeyin içinde genelde B ve C vitamini, ağrı kesici ve antihistaminik ilaç bulunur. Ağrı kesici ağızdan alınıp bol sıvı tüketerek de aynı etki görülebilir.” dedi.
Serum dahil hiçbir tıbbi işlemi, sağlık kuruluşları ve profesyonelleri dışındaki kişilere yaptırılmamasının önemine vurgu yapan Çetin, basit gibi görünen bir uygulamanın geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olabileceğini aktardı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.