Haber: İnanç Yıldız
Diyarbakır’da Kürtçe rap yapan Simyager adlı müzisyen, bölgede sözlü kültürel mirası kuşaktan kuşağa türkülerle aktaran dengbejlik mesleğini rap müziğine uyarladı. Dengbêjlik kültürü ile rap’in her ikisinin de “sokaktan çıktığına” dikkat çeken Simyager, “Dengbejler de rapçidir, bugünün rapçileri da dengbejdir’’ dedi.
Rap yaparken “simyager” ismini kullanan 26 yaşındaki genç müzisyen, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, aynı zamanda özel sektörde mühendis olarak çalışmakta olduğunu anlattı.
Rap müziğe olan ilgisinin çocukluk yaşlarında başladığını, önce Türkçe rap yaptığını, ardından da Kürtçe rap müziğe geçtiğini kaydeden Simyager, müzik yaparken kullandığı isim için, “Simyager” adlı bir kitaptan esinlendiğini belirtti. Simyager, “İnanıyorum ki çoğu insan Simyager kitabını okumuştur. Ben çok şey öğrendim. Meraklı bir insanım. Okuduğum Fizik bölümün üzerimde etkisi oldu. Ben de, işe yaramaz taşlar ve metal parçalarından altın yapmak istedim. Bu ismi bu şekilde seçtim” dedi.
Şimdiki rap, eskisine göre farklı
Şimdi popüler olan rap müziğin de zamanla evrim geçirip değiştiğini ifade eden Simyager, “Dünya rapinden bahsediyorum, sadece Kürtçe rap değil. Başka aşamaya ulaşmış durumda. Diğer müzik dallarından bir şeyler almış, farklı bir şey ortaya çıkmış durumda. Şimdiki rap bana biraz farklı geliyor. Çoğu yerde eski rap’e de bağlayamıyorum. Rap’ın kendisi ‘rhythm and poem’, yani ritim ve şiirdir, yani ben böyle bakıyorum. Şimdiki rap müziğe bakışım da bu noktada biraz farklı, içinde şiir görmüyorum. çok defa dinlenen her yerde dinlenen raplerde şiir görmüyorum. Bu yüzden bana biraz farklı geliyor. Rap şiirdir, başkaldırıdan ortaya çıkmıştır. Rapçi başkaldırandır, şairdir, anlatıcıdır” diye konuştu.
Kürtlerin kültürünün bir parçası olan Dengbêjiye benziyor
Rap’in Kürtlerin kültürünün bir parçası olan Dengbêjî ile benzerlikleri olduğunu düşünen Simyager, şöyle konuştu:
“Dengbêj kültürü de sokaklardan çıktı, bu yüzden rap ile kültürel olarak birbirine yakınlar. Bir dengbêji dinlediğinizde ritimler de birbirine yakın, paralel ilerliyor. Şakiro’nun kilamlarına ritim atıldığında günümüz rapini dinliyor gibi oluyoruz. Öyle bir renk, öyle bir his veriyor. Dengbêjler de rapçidir, bugünün rapçilari de dengbejdir. Bir dengbêj dinlediğim de örneğin bir savaştan ya da bir destandan bahsediyorlar. Tamamen bir hikayedir, hikaye anlatıcılığıdır aslında. Rap de böyle. Benim yaptığım parçalarda ya da diğer arkadaşlarımın yaptığı parçalarda sadece onların hikayesi, benim hikayem değil, hepimizin hikayesi var.”
İnsanların teker teker sorunlarının bir noktada, “bir ağaç gibi” birleştiğine inandığını söyleyen Simyager, sanata bakışını da şu sözlerle anlattı:
“Eğer derinleştirirsek hepimiz bir aileyiz. Sorunlarımız da hikayelerimiz de bir yerde buluşuyorlar, bir ağaç gibi. Bana göre sanatçı o ağacın dallarından biridir. Sanatçı dediğin aynı zamanda dışarıdan da görebilmelidir. Benim yaklaşımım böyle. Fazlasıyla bunun üzerinde duruyorum, fakat diğeri de sokağın durumuna bağlı. Ben Diyarbakır’da yaşıyorum, Kürtlerin içinde yaşıyorum. Kendim Kürt’üm, özellikle Kürt sokakları üzerinde duruyorum. Fakat üzerinde durduğum zaman o sokak da açılıyor, kendini açıyor.”
Sorunlar da, bunları yaratanlar da evrensel
Müziğin evrensel olduğunu da dile getiren Simyager, “Amerika’ya kadar Hindistan’a kadar Afrika’ya, Rusya’ya kadar açılıyor. Ben böyle yaklaşıyorum, müzik evrenseldir ama ben burada yaşıyorum, burada büyüdüm. Özellikle buranın sorunları yüzüme çarpıyor. Özellikle buradaki durum yüzüme çarpmış. Elbette yolculuğum buradan başlıyor. Fakat istiyorum ki kendimi Amerika’ya da, Hindistan’a da, Çin’e de, Rusya’ya da, Afrika’ya da ulaştırayım. Sorunlar evrensel olduğu için sorunları yaratanlar da aynılar” dedi.