Haber: Orhan Erkılıç
Kahramanmaraş merkezli depremlerin neredeyse tamamını enkaza çevirdiği Hatay’ın Samandağ ilçesinde yaşayan Küçükçay ailesi, depremde evlerinin yıkılmasıyla birlikte kendi kedilerinin yanı sıra çevredeki diğer kedilere de sahip çıkarak aynı çadırda yaşamaya başladılar. Anne, baba ve 5 kardeş Samandağ’da kimsesiz kalan 100’ü aşkın kedi ve 10’a yakın köpek ile birlikte bir çadırda yaşıyorlar. Depremzede hayvanların içinde engelli olanlar da var.
Küçükçay ailesinden Canet Küçükçay, 5 Şubat’ı 6 Şubat’a bağlayan deprem gecesinde evde beraber yaşadıkları hayvanların gece boyu kendisine mesaj verdiğini, kendisini uuyardığını anlattı.
Samandağ’ın Zeytuniye Mahallesi ‘nde yaşayan ve narenciye işiyle uğraşan Küçükçay şunları söyledi:
“Depremden saatler önce sakin olan hayvanlarım huysuzlanmaya başlamıştı. Hiç dışarı çıkmaya yeltenmeyen kedim felçli haliyle ısrarla miyavlayarak beni kapıya doğru götürüyor. Ama saat gece yarısını geçtiği için çıkaramadım elbette. Kuşum durmadan kanat çırpıp bana sesleniyor ve engelli köpeğim de çok kaygılı bakışlarla bana bakıp duruyor. Ben de anlam veremedim. Sakinleştirmeye çalışıyordum. Aslında onlar bu felaketi haber veriyordu bana. Ama kimin aklına gelirdi? Depremin meydana geldiği saniyeler saatler gibiydi ve canımızı zor kurtardık, kendimize gelir gelmez. Evin içindeki kedi, kuş ve köpeğimizi kurtarır kurtarmaz yaşlı komşularımıza ulaşmaya çalıştık. Ulaşabildiğimiz her cana ulaştık ailecek. Çok uzun süren ağır uğraşlardı o anlar; böyle anlattığıma bakmayın.”
İlk on gün kendilerine çadır ulaşmadığını söyleyen Canet Küçükçay, yağmurlu günlerde engelli hayvanlarıyla sokakta kaldıklarını söyledi. Bir haftadan uzun süre kedi, köpek ve kuşlarıyla birlikte arabada yattıklarını anlatan Küçükçay çadıra geçtikten sonraki süreci de şu sözlerle aktardı:
“Deli gibi bir yağmur yağıyor ve biz hayvanlarımızla o yağmurda bir arada durmaya çalışıyoruz. O çığlık seslerini, yardım çığlıklarını hayatım boyunca unutmayacağım. Engelli hayvanlarımızı arabaya koyduk. İlk 10 gün bize de çadır ulaşmadı, çadır ayarladığımız anda 50-60 kişiyle ve kedilerimizle birlikte çadırda kalmaya başladık. Bu süreçte birçok insan kedisini, köpeğini, kuşunu bırakıp gitti. Biz o kalan hayvanları da göz ardı etmedik. Hem çadırımızda, hem bahçede yerler yaparak onların barınmasını sağladık. Ta ki kendi çadırımızı kendimiz bahçemizde kurana kadar. Diğer bütün kedilerimiz, sayısı gittikçe artan çevredeki ve sahipsiz kalan evcil kedilerle birlikte bir çadırda yaşamaya başladık. Biz uzun zamandır sokaktaki kedi, köpek gibi hayvanların tedavi ve kısırlaştırmasıyla zaten ilgileniyorduk. Hala devam ediyoruz. Deprem sürecinde saf ırk hayvanlar bile artık zor sahiplendiriliyor. Hayvanların ölümü için bu depremi fırsat bilenler oldu. Çünkü hayvanlar için hiçbir arama-kurtarma çalışması olmadı. Ben bu durumu hayvan kıyımı olarak görüyorum. Depremin dördüncü ayını geride bıraktık ama hala çadırdayız. Kışı ayrı zordu. Yazı ayrı zor.”
Kedi ve köpeklerle bir çadırda birlikte yaşamanın zor olup olmadığını sorduğumuzda Küçükçay, şöyle yanıt verdi:
“Tam aksine kedilerle yaşamanın çok faydası var. Üzüntümüze iyi geliyorlar ve çadırın etrafında haşere olmasına engel oluyorlar. Köpeklerimiz ise dağlardan inen tilki ve çakalların mahalleye inmesine izin vermiyor. Yabancı insanlara karşı da koruyorlar bizi. Anlayacağınız kedi-köpeklerler bir çadırda yaşamanın faydası çok.”
Samandağ sokaklarında arkadaşlarının desteğiyle tedavi ettiği birçok hayvanın olduğunu vurgulayan Küçükçay, yardıma ihtiyaç duyduklarını söyledi. Kendi dostlarından çevreden gelen desteğin yetmediğini belirten Canet Küçükçay yetkililerden 100’ü aşkın hayvana yetecek kadar mama desteği istedi.
Depremzede aile, kendi ihtiyaçlarından çok yardıma muhtaç olan hayvanlar için destek arayışında. “Çadırımızda ve bahçemizde sayısı 100’ü aşkın kedi var” diyen Küçükçay’ın verdiği bilgiye göre tedavi ve veteriner hizmetleri konusunda da acil destek ihtiyacı çok açık.
Depremden önce zaten sokak canlarını beslediğini ama depremden sonra üstlendiği bu sorumluluğunun daha çok arttığını belirten Küçükçay şunları söyledi:
“İnsanlar öldü, kalanların çoğu da gitti, geride çok hayvan sahipsiz kaldı. Hayvanlar kimsesiz kaldı. Uyuz olan hayvanların sayısı arttı. Hayvanların açlıkla, hastalıkla karşı karşıya kaldığı yetmezmiş gibi veterinerlik hizmetlerinin de fiyatları uçtu. Mama sıkıntısı gittikçe artıyor. İki günde bir Samandağ ve Antakya’yı sokak sokak gezip hayvanlar için mama bırakıyorum. Yaralı, uyuz varsa tedavi ediyoruz. Bizi gören insanlar bize teşekkür ediyor.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.