ANKARA- İlaç temininde yaşanan sıkıntılar her geçen gün artarak ilaç krizini büyütüyor. Şubat ayının üçüncü haftasında yeni kurun belirlenmesiyle ilaç fiyatlarında zam bekleyen üreticiler, ecza depolarına sevkiyatı durdurdu. Hastaların reçetelerini geri çevirmek zorunda kalan eczacılar, “ilacımız yok demekten utanıyoruz” derken halk sağlığının tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.
İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre fiyatlama için referans para birimi olarak euro kullanılıyor. Bu belirlemelere göre geçtiğimiz yıl güncel kur 8 euro iken ilaç fiyatlandırılmasında kullanılan 1 euro 4,57 tl olarak belirlenmişti. Bu ay güncel euro kuruna göre yeni fiyatlandırma yapılacak. Bu ay belirlenecek olan yeni kur ilaç fiyatlarında ciddi bir artışa sebep olacağı için firmalar ilaçları depolarında tutuyor. Eczacılar, halk sağlığının firmalar ve devlet yetkilileri arasında sıkışmasını eleştirirken, bu ayki zamlardan sonra da ilaç krizinin süreceğine işaret ediyor. Her yıl Şubat ayı yaklaşırken kura dayalı fiyatlama nedeniyle “ilaç sorunu” olarak gündeme gelen bu durum, bu yıl akaryakıttan ambalaja kadar her kalemde artan maliyet ve Türk lirasının olağanüstü değer kaybı nedeniyle “ilaç krizi” olarak yaşanıyor.
Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Ali Fuat Gül, ilaç temininde yaşanan sıkıntıların Eylül ayında başladığını hatırlattı. Gül, geçtiğimiz aylarda 650 ilaçta sıkıntı yaşanırken şu anda yaklaşık bin ilaçta temin sıkıntısı yaşandığını belirterek, “Olmayan ilaç oranı pandemiden önce yüzde 4’tü, pandemiden sonra yüzde 8’e çıktı. Aralık ayı itibariyle piyasada olmayan ilaç yüzde 24. Yani 100 ilaçtan 24’üne ulaşamıyoruz” dedi. Eylül ayından beri bu sıkıntıyı her yerde dile getirdiklerini ve bakanlık yetkilileri ile görüştüklerini kaydeden Gül, “Yetkililer ilacın var olduğunu düşünüyor. Eğer bir eczanede dahi ilaç yoksa o ilaç piyasada yoktur. İlaçta bir eşik değer var. Türkiye’de X tansiyon ilacı ayda bin kutu satılıyor diyelim. Firma bu ilacı 200-300 kutu verirse olmaz ve bu o ilacın olmamasına sebep olur” ifadelerini kullandı.Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Ali Fuat Gül, 100 ilaçtan 24’üne ulaşamıyoruz dedi
İlaç firmalarının şu anda ilaç göndermediğini, zam geçişini beklediğini ve bu sebeple ilaç temin sıkıntısının git gide arttığını belirten Gül, ülkede en çok kullanılan tansiyon ve diyabet ilaçlarında dahi sıkıntı yaşandığını söyledi. Gül, “Tansiyon ilacını kullanmayan hastaya ne olur? Tansiyonu yükselir, kalp krizi geçirir, beynine pıhtı atar ve beyin kanaması geçirebilir. Diyabet ilacını kullanmayan hasta şeker komasına girebilir. Her gruptan her ilaçta sıkıntı var” ifadelerini kullanarak kanser, soğuk algınlığı, astım ve çocuk ilaçlarının da yoka girmeye başladığının altını çizdi.
Çocuk ilaçlarının temininde sıkıntı yaşayan ebeveynlerden biri olan Figen Akdeniz, doktorun reçeteye yazdığı ilacı eczanede bulamadıklarını bu sebeple iki yaşındaki kızının tedavi sürecinin uzadığını söyledi. Akdeniz yaşananları şu sözlerle aktardı: “Öksürük ve ateş belirtisiyle hastaneye gittik. Kızımın Calpol ve Dolven’le düşmeyen dirençli bir ateşi vardı. Doktor geniz akıntısına bağlı akciğer enfeksiyonu olduğunu söyleyerek reçeteye antibiyotik yazdı. Fakat ocak ayında bu antibiyotiği eczanelerde bulamadık bu sebeple muadilini almak zorunda kaldık. Neredeyse bir ay geçti bugün tekrar sorduk eczaneye o antibiyotik hala yok yine muadili bir ilaç almak zorunda kaldık.”
Şubat ayının üçüncü haftasında ilaç fiyatlarında kur güncellemesi olacağını söyleyen Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Gül, ekonomik anlamda sıra dışı günler yaşandığı için ilaçlara yapılacak kur zammından sonrasının öngörülemediğini söyledi. Gül, pandeminin de ilaç üretimine ve maliyetlere etkisini vurguladı. Pandemiden önce Çin’den 5 bin dolara alınan bir konteyner hammaddenin pandemiden sonra 25 bin dolara geldiğini atkatan Gül, dövizdeki oynaklığın ilaç üretiminde maliyetlere nasıl yansıdığını ise şu sözlerle anlattı: “Şişecam ilaç şişesine yüzde 200 zam yaptı. Ambalaj malzemelerine ve alüminyumlara da ciddi zamlar yapıldı. Bu zamlar devletin sanayiye vereceği zamların altında kalacağı zaman bu firmalar bir ürün üretmez.” Ali Fuat Gül, şubatta yapılacak zamdan sonra da ilaç temininde sıkıntıların devam edebileceğini yeniledi.
Eczacı Cem Kılınç; halk sağlığının, firmalarla devlet yetkilileri ile arasındaki pazarlığa sıkışmış olmasını eleştirerek, “Döviz kurunun ne kadar artacağı belirlendikten sonra ilaç firmaları bununla tatmin olmazsa, zamlardan sonra ilaçları piyasaya sunmayıp bekletebilirler. Bir hasta varsa ve bu hastanın ilacı bir yerde bekletiliyorsa biz bunun suç olduğunu düşünüyoruz. Halk sağlığı tehlikeye atılıyor” dedi. Kılınç, hastanın ilaçla buluştuğu ve ilaç sorununun ortaya çıktığı eczanelerin tartışma konusu edildiğini ama sorunun eczane değil ilaç firmaları olduğuna dikkat çekti.Eczacı Cem Kılınç halk sağlığının tehlikeye atıldığını vurguladı
Hastaların mağdur olduğunu söyleyen Kılınç, pek çok kişinin sosyal medyada ilaç kutuları paylaştığını ve yardım çağrısı yaptığını hatırlattı. Kılınç, “Birçok farklı hastalığın ilaçlarında sıkıntı yaşanıyor her biri de ayrı bir dram bizim açımızdan. Hastanın reçetesine bakıp ‘bu ilacımız yok’ demekten utanıyoruz ve ‘başka yere bakma orda da bulamazsın’ demek zorunda kalıyoruz” dedi. Eczacı Kılınç, çocuğu ateşler içinde eczaneye gelen kişinin aradığı ilacı bulamadığında öfkesini eczacıya gösterdiğini ekledi.
Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Gül, eczanenin ilaç stoklamasının mümkün olmadığını vurguladı. İlaçların belli bir raf ömrü olduğunu hatırlatan Gül, Sağlık Bakanlığı’nın İlaç Takip Sisteminde ilaçların durumuna bakılabileceğini de ekledi. Eczacı Kılınç ise soruyu şöyle yanıtladı: “İlaç varken vermeyenler eczaneler değil ilaç firmalarıdır. Tepkilerin oraya yönelmesi lazım. 15 yıldır eczacılık yapıyorum, elimde ilaç varken hastaya vermemek gibi bir talebim hiç olmadı” dedi.
HABER : Haber: İlknur Yağumli
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.