Haber & Kapak Fotoğrafı: Yusuf İris
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, bölge insanının yaşadığı stres ve acıyı dindirmek için hemen herkes harekete geçti. Aktivist ve savaş fotoğrafçısı Mustafa Gülek de bunlardan biri. Depremden sadece dört gün sonra Adana’dan Hatay’a giderek, bölge insanının yardımına koşan Gülek, bugünlerde de depremden etkilenen çocuk ve gençlere fotoğrafçılık eğitimi veriyor.
Çocuk ve gençlerin hem çabucak toparlanmalarına, hem de meslek edinmelerine yardımcı olmak için gönüllü olarak atölye eğitimleri veren Gülek, ayrıca sosyal medya hesaplarından yardım çağrılarına ses olup, bölgeden izlenimlerini, insanların yaşadığı sorunları aktarmaya da devam ediyor.
Deprem bölgesinden ayrılmayarak, yaraların sarılmasına yardımcı olmaya çalışan gönüllerden biri olan Mustafa Gülek’in 9. Köy’le yaptığı söyleşide, hem yaşadıklarını, hem de gördüklerini anlattı. İşte o söyleşi;
Kendinizden bahseder misiniz? Mustafa Gülek kimdir?
Mustafa Gülek: 63 yaşındayım, 40 yıldır fotoğraf çekiyorum. Üniversitenin ilk zamanlarından bugüne değin işim fotoğraf çekmek. Çeşitli uluslararası ajanslarda çalıştım. Savaş fotoğrafçısı olarak Irak, Afganistan, Suriye gibi savaşlarda çekimler yaptım. Fotoğraf benim için bir amaç değil araçtır. Fotoğrafı, insanlarla bağ kurabilmek adına araç olarak kullanıyorum. Sosyal sorumluluk projeleriyle fotoğrafı toplumun ötekileştirilen yoksul kesimlerine ulaştırmaya çalışıyorum. Onlara hem teorik, uygulamalı olarak öğretiyor hem de makine temin ediyorum. İçlerinden bazıları fotoğrafçılığı meslek haline getirip iş sahibi oluyor.
Deprem bölgesine gelmeye nasıl karar verdiniz?
Mustafa Gülek: Depreme Adana’da yakalandım. İstanbul’dan annemi ziyaret etmek için gelmiştim. Bize birşey olmadı. Antakya’nın çok kötü durumda olduğunu duydum. Bunun üzerine yardım için 4. Gün geldim. 6 ayı aşkındır buradayım.
Depremden etkilenen gruplardan biri de çocuklar ve gençler. Çocuklara ve gençlere fotoğrafçılık eğitimi veriyorsunuz, gençlerden ve çevreden aldığınız geri dönüşler nasıldı? Ne gibi destekler geldi, ihtiyacınız neler?
Mustafa Gülek: Çocuklara ve gençlere anlayabilecekleri sistemle eğitim veriyorum. Şu an Antakya’da çocuklara travmalarını unutturmak adına oyun terapisi tadında fotoğraf eğitimleri veriyorum. Deprem bölgesi olan Hatay’da genç işsizlere meslek edinmeleri için bir kampanya başlattım. Parklar da ağaç gölgesinde teorik eğitimler yapıyoruz. Pratikleri de enkazların arasında yapıyorlar. Amacım onlara bir sergi yapmak. Ancak burada şartlar zor. Ulaşım ve barınma sorunlarım oluyor. Bir konteyner olsa çok rahat ederdim. Hiç olmazsa malzemelerimi kilit altına alırdım. Ancak maalesef çadırda kalıyorum. Sosyal medya da dayanışma ve çağrı! Başarılı oldu. İkinci el fotoğraf makineleri, objektif yolladılar, hibe ettiler. Onları gençlere verdim. Onlarla çekim yapıyorlar. Gündüz kendi hemşerilerinin yardımına koşuyorlar. Sokaktaki kedi ve köpekleri besliyorlar. Akşam üzeri de derse geliyorlar. Tüm zorlukları aşıp verdiğim eğitimleri yaygınlaştırmak istiyorum. Sizlere de çok teşekkür ederim. Sesim olduğunuz için.
Şu ana kadar bölgede nelere şahit oldunuz, izlenimleriniz neler, insanların bölgede nelere ihtiyacı var?
Mustafa Gülek: Şu an Hatay’ın en büyük sorunu su. Su bazen akıyor, çoğunlukla hiç akmıyor çoğu mahallede. Su olmayınca hijyenden söz edemeyiz. Elektrik çok düzensiz. Ulaşım da en büyük sorunlardan birisi. Toplu taşıma yok denecek kadar az. Plansızlık her alanda kendini gösteriyor. Kentte toz soluyoruz. Her yer hasarlı bina. Yıkımlarda sulama yapmıyorlar. Betondan demiri alıp beton molozunu olduğu yerde bırakıyorlar. Rüzgarla o tozu biz soluyoruz. Yıkımı gerçekleşen yerler boşluk. Durum bundan ibaret.
Fotoğrafçılık eğitimi alan genç anlatıyor; “Bugünleri gelecek kuşaklara anlatmak için fotoğraf çekiyorum”9. Köy, Mustafa Gülek’in fotoğrafçılık eğitimi verdiği gençlerden Emre A. ile de görüştü. Emre A., eğitime nasıl katıldığına, eğitim sayesinde ne kazandığına ilişkin soruları şöyle yanıtladı; “Ben genç olarak, hocanın çağrısını okudum. Atölyeye katıldım. Yaşadığım onca kötü şeyden sonra atölye bana terapi gibi geldi. Fotoğraf makinem yoktu ancak hocamız bana bir makine temin etti. Teorik bilgilerden sonra çekim yapabildim.Antakya’da çekim yapacak güzel bir şey kalmadı. Sokak çekimlerinde anılarımın olduğu sokakların enkazlarını çekiyorum. Görsel hafızamız tamamen silindi. Bende bu günleri gelecek kuşaklara aktarmak adına şimdiki Antakya’yı çekiyorum.”
|
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.