Haber: Helin Yılmaz – Sivas
Yerleşik kavramlara göre, dil ve coğrafya bir milletin en bağlayıcı unsurları sayılıyor. Dilin bir sonraki nesle aktarılması, halk olmanın bilincini de beraberinde getiriyor, Türkiye’de resmi tek dil Türkçe, ancak yerleşik kimi halklar da kendi özgün dillerini korumaya çalışmakta. Ermeniler, Rumlar, Çerkesler ve Kürtler bunu basın yolu ile de yaparak dil ve kültürünü koruma çabasındaki halklar.
Diller yüzyıllar içinde farklılıklara da uğruyor, örneğin Ermenice, Batı ve Doğu olarak ikiye ayrılıyor. Doğu Ermenice, Ermenistan ve İran’da konuşulan lehçeyken; Batı Ermenice, Türkiye’de konuşulmakta. UNESCO Tehlikede Olan Diller Haritası’nda Batı Ermenice, “kesinlikle tehlikede olan dil” statüsünde yer alıyor. Karadeniz’in belli kesimlerinde konuşulan Hemşince ise Batı Ermenicesinin kendini yaklaşık üç asırdır koruyan ağzıdır. Batı Ermenicesinin korunması ve devamlılığının basın yoluyla nasıl sağlanabileceğini Agos Gazetesi Ermenice bölüm editörü Pakrat Estukyan ile konuştuk.
Çerkesçe yayın yapan Jineps gazetesi yayın yönetmeni Gül Yılmaz, gazetenin 2005 yılında yayına başlarken Türkçe basıldığını, süreç ilerlediğinde ise sadece anadillerinde yayınlanmaya başladığını belirtti. Yılmaz, Kafkasya’dan Çarlık Rusyasının işgali ile göçen Çerkeslerin bölünmüş olarak yaşamalarına rağmen, Jineps gazetesinin kültürlerini yaşatmak bakımından çok önemli olduğunu vurguladı.
Xwebun Gazetesi de Kürtçe yayın yapıyor. Genel Yayın yönetmeni Kadri Esen, Kürtlerin bölgesel olarak birlikte yaşam koşullarının dilin kaybolmamasına büyük katkı sunduğunu aktarıyor. Ancak dilin gelişimi, edebiyat üretimi ve varlığını koruması için günlük haberlerin anadilde okunması gerektiğini savunuyor.
Dil bilimciler bir dilin devam edebilmesinin en önemli şartının gençlere aktarılabilmesi olduğunu söylüyor. Agos gazetesinin Ermenice editörü Pakrat Estukyan, anadili “doğduğumuz evin dili” olarak tanımlarken, azınlık toplumlarında egemenlerin bu evin üzerinde de baskısı olduğunu belirtti.
Estukyan bu durumu, “Evin içinde televizyon izlerken ya da güncel bir haberi okurken egemenlerin diline maruz kalınır” diyerek örnekliyor ve “Sırf şiveli konuşulmasın diye aileler çocukları olduğu anda Ermeniceyi evde yasakladılar. Egemenler evin içine girdi.” dedi. Agos Gazetesi’ndeki Ermeni sayfalarına dönüşlerin de kötü tabloyu gözler önüne serdiğini anlatan Estukyan, aile içinde konuşulmayan dilin tek başına gazete ile devam ettirilemeyeceğini vurguluyor..
Jineps Gazetesi’nden Yılmaz, genç okurların izleme oranının düşük olduğunu söyledi:
“Okur oranları 2021 yılında yaptığımız anket sonuçlarına göre şöyle: 20 yaş ve altında okur oranı yüzde 1 iken, 56-60 yaş aralığında yüzde 16,5 oranıyla en yüksek okur grubunu oluşturuyor. Diğer yandan yazar ölçeğinde de yaş ortalamamız yüksek”
Yılmaz, yayın kurulu ve yazarların yaş ortalamasını düşürmeyi temel hedef aldıklarını belirtti.
Esen de, Xwebun gazetesinin genç okur sayısının çok yüksek olmasa da düzenli olarak arttığını açıkladı.
Rumca yayınlanan Apovyematini isimli gazete “öğleden sonra” anlamına geliyor. Gazeteyi aile mirası olarak sürdüren Mihail Vasiliadis, azınlık yayınlarının çoğunlukla sabahtan değil öğleden sonra basıldığını belirtti. Vasiliadis’in araştırmalarından bir çıkarımı var: Sansüre yakalanmamak ve gündemden son dakikaları verebilmek.
Vasiliadis, uğradıkları sansür ve çeviri hataları sebebiyle yargılanmalarına rağmen gündemi günlük olarak kaçırmadan verdiklerini aktardı.
Agos, Xwebun ve Jineps gazetesi temsilcileri de azınlıkların kendi gündemlerine sıkıştırılmış görülmelerine karşı çıkıyor. Agos ve Xwebun haftalık, Jineps ise aylık periyodlar ile yayınlanıyor. Ancak yayınlandıkları dönemden bu yana arşivleri Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutuyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.