Özel Fener Rum Lisesi kapanmamak için direniyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber: Esra Ülkar – İstanbul

Türkiye’nin en eski ve görkemli okullarından biri olan, 569 yıldır eğitim veren Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi Müdürü Dimitris Zotos, “Öğrenci sayısının azlığı nedeniyle okulun geleceği için endişeleniyoruz” diyor.

Türkiye’deki azınlık okullarının bugünkü durumunu, sayılarını, tabi oldukları sistem ve müfredat programlarını araştırdık. Rum, Ermeni ve Musevî azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış olan ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği, okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları ‘azınlık okulları’ olarak isimlendiriliyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yayınladığı 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı İstatistikleri raporunda, azınlık anaokulu sayısı dört, azınlık anasınıfı sayısı ise 56 olarak görünüyor. Toplam öğrenci sayısı ise 1550. Diğer kademelere bakacak olursak; Türkiye’de 23 özel azınlık ilkokulu var. Bu okullardaki öğrenci sayısı bin100, öğretmen sayısı ise 277. Toplam 20 özel azınlık ortaokulunda ise 994 öğrenci eğitim görüyor. Bu okullarda 249 öğretmen görev alıyor.

Okulların dağılımı

Milli Eğitim Bakanlığı raporunda, lise düzeyindeki okullar,  Ermeni, Musevi ve Rum okulları olarak yer alıyor. Rapora göre, Özel Ermeni Ortaöğretim Kurumu sayısı beş, toplam öğrenci sayısı 662, öğretmen sayısı ise 132. Özel Musevi Ortaöğretim Kurumu ise bir tane bulunuyor. Bu okulda okuyan öğrenci sayısı 168, öğretmen sayısı ise 30. Özel Rum Ortaöğretim Kurumu sayısı raporda beş olarak yer alıyor. Burada öğrenim gören öğlencilerin sayısı toplamda 74 iken, öğretmen sayısı 53 olarak kayıtlarda yer buluyor. Türkiye’de tarihi ve binasının görkemli yapısıyla en bilinen azınlık okullarından biri de İstanbul Fener’de bulunan Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi. 1454 yılında kurulan, “Kırmızı Mektep” olarak da anılan bu okul 569 yıldır Rum öğrencilere hizmet veriyor. Okul müdürü Dimitris Zotos, Aralık 1997 yılından bu yana Özel Rum Ortaokulu ve Lisesi’nde çalışıyor. Zotos, son beş yıldır ise okul müdürü olarak görev alıyor. 2022-2023 eğitim öğretim yılında ortaokul ve lisede toplamda 41 öğrencinin eğitim gördüğü okul, bugüne kadar binlerce mezun verdi. 

“Okulumuza çocuklarını kaydettirmek isteyen Türk veliler de var”

Dimitris Zotos

Okul müdürü Dimitris Zotos ile okulun verdiği eğitimi ve öğrenci azlığına karşı alınması gereken önlemleri konuştuk. Tam gün eğitim veren okula öğrencilerin kaydolabilmesi için gereken şart ise öğrencinin Rum olması. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında 41 öğrenci yer alan okula Türk velilerin de çocuklarını kaydettirmek için talepleri oluyor. Ancak Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi müdürü Dimitris Zotos, protokoller gereği bu velilere olumsuz yanıt verdiklerini anlatıyor:

“Okulumuz azınlık okulu olduğu için, uluslararası anlaşmalara ve Türk-Yunan protokollerine bağlı olarak çalışabiliyoruz. Okulumuz Rum azınlık okulu statüsünde ve bu bağlamda Rum azınlığı dışında herhangi bir öğrenciyi maalesef talep olmasına rağmen kabul edemiyoruz. Okulumuzun eğitim kalitesini beğenen ve öğrenci sayısının az olduğunu bilen veliler dönem dönem okula geliyorlar. Çocuklarının Yunanca öğrenmesini isteyen, bu dile ilgisi olduğunu söyleyen bu nedenle çocuğunu okulumuza kaydettirmek isteyen veliler de gelebiliyorlar. Ancak biz protokoller gereği olumlu yanıt veremiyoruz.”

Mezun öğrencilerin birçoğunun Türkiye’deki üniversiteleri tercih ettiğini belirten Zotos, “Son 25, 30 yıldır çocuklarımız genelde Türkiye’de kalıyorlar. Geneli devlet üniversitelerine gidiyor, vakıf üniversitelerine gidenler de var. Başarı oranımızın yüksek olduğunu söyleyebilirim” diyor.

“Daha çok öğrenciye hitap etmek tabii ki bizim için güzel olur”

Rum okullarının yaşatılması için öğrenci sayısının arttırılması gerektiğini belirten Zotos, şunları söyledi:

“Öğrenci azlığı sıkıntımız var. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında 41 öğrencimiz vardı. Bu sayı az. Okulumuz geniş bir bina, sınıflarımız büyük. 1882’de okulumuz bu binaya geçtiğinde 731 öğrencisi vardı. 1960’larda 450 civarı öğrencisi vardı. Bugün sadece 41 öğrencinin olması bizi üzüyor. İdeal bir durum değil. Bunu arttırmak için bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Ancak bu okulların yaşatılması isteniyorsa bazı kriterler belki esnetilebilir. Bazı tedbirler alınabilir, kolaylıklar sağlanabilir. Bunlara Türk ve Yunan hükümetinin çözüm bulması gerekiyor.” 

“Farklı azınlıklardan ya da Türk öğrencileri okulunuza kabul eder misiniz?” sorusunu ise, müdür Zotos, “Bu uluslararası, Türkiye ve Yunanistan arasındaki görüşmelere bağlı bir durum. Neden olmasın? Biz eğitimciyiz. Görevimiz öğrencileri eğitmek. Daha çok öğrenciye hitap etmek tabii ki bizim için güzel olur” diye yanıtlıyor.

“Öğrencilerimizden ücret almıyoruz”

Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi özel okul statüsünde ancak öğrencilerden herhangi bir okul ücreti alınmıyor. Okul müdürü Zotos, vakıftan gelen yardımlarla okulun ihtiyaçlarını giderdiklerini belirterek, şöyle diyor:

“Özel okul statüsünde olduğumuz için MEB’den sistematik bir yardım almıyoruz. Bağışçılarımız var, dönem dönem bakanlığın ve belediyenin okulumuz için boya, tadilat gibi yardımları olabiliyor. Okulumuz bir Vakıf bünyesinde. Vakfın gayrimenkullerinden gelen yardımlar var. “Özel” ibaresi olduğu için okulumuzu birçok kişi ücretli sanıyor. Ancak biz öğrencilerimizden ücret almıyoruz. Dileyen veliler bağış yapabiliyor ancak okulun bu konuda herhangi bir talebi olmuyor.”

“Devlet okullarında okutulan tüm dersler bizim okulumuzda da okutuluyor”

Türkiye’deki devlet okullarında verilen eğitimin burada da verildiğini belirten Okul müdürü Zotos, okulda verilen eğitimi şöyle özetliyor:

“Okulumuzda klasik eğitim veriliyor. Devlet okullarında okutulan tüm dersler bizim okulumuzda da okutuluyor. Bizim farkımız sadece fen derslerinin Rumca olarak anlatılıyor olması. Türkçe dersler de var. Ortaokulda Türkçe, lisede Türk dili ve edebiyatı dersi gibi. Tarih ve coğrafya dersleri Türkçe diğer tüm dersler de Rumca olarak yapılıyor. Verdiğimiz eğitim bir Anadolu lisesi eğitiminden farklı değil. İngilizce derslerini daha fazla okutulmasını sağlıyoruz. Seçmeli ders olarak da öğrencilerimiz İngilizce dersini seçebiliyorlar. Sosyal etkinlik derslerimiz var. Çocukların farklı alanlarda kendilerini geliştirmeleri istiyoruz. Örneğin, satranç oynayabiliyorlar, okulla ilgili etkinlikler planlayabiliyorlar, Erasmus projeleri için hazırlık yapabiliyorlar, yeri geldiğinde oyunlar oynayabiliyorlar. Farklı uygulamalar olabiliyor derste, buna imkân tanıyan bir ders. Erasmus programlarına önem veriyoruz. Bir buçuk sene önce bir Erasmus programını tamamladık. Yeni bir Erasmus projemiz var, onun onaylanmasını bekliyoruz. Bu konuda her türlü iş birliğine açığız. Çünkü bu tür programların çocukların ufkunu açtığını düşünüyorum. Çocuklar yurt dışına gidiyor, oradaki yaşam şeklini görüyorlar. İnsanlarla tanışıyorlar, İngilizce konuşma fırsatı buluyorlar. Aynı zamanda Avrupa’daki ülkelere Türkiye’yi tanıtabiliyoruz. Bir Rum okulu olarak Türkiye’yi tanıtabilmek de bizim için çok kıymetli. Bu bakımdan Erasmus projeleri içerisinde olmaya gayret ediyoruz. Koro çalışmalarımız, Yunan dansları eğitimlerimiz var. Farklı gösterilerde biz bunları sunuyoruz. Senede bir ya da iki tane Yunanca gazete çıkarıyoruz. Yaratıcı yazarlık atölyelerimiz var.”

“Öğrenci kriterleriyle alakalı bir düzenleme yapılması okulumuzun geleceği için önemli”

Bu okulların taleplerini ve sorunlarını sorduğumuzda ise okul müdürü şöyle konuşuyor:

“Öncelikle eğitim programıyla ilgili bazı değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’daki eğitim sistemleriyle, liseleriyle karşılaştırdığımızda çok fazla ders saati var. Ders saatlerinin azaltılmasının çocuklar açısından çok daha faydalı olacağını, onların yaratıcı yönlerini ortaya çıkarabilecek derslerin daha iyi olacağını düşünüyorum. Yurt dışında ortak projelerimizin, çalışmalarımızın olduğu okullar var. Onlardaki ders sayısının çok daha az olduğunu, çocukların yaratıcı ve sosyal olduklarını gözlemleyebiliyoruz. Aynı şeyin Türkiye’de de olabileceğini düşünüyoruz. Bu okulların yaşatılmasını istiyoruz. Çünkü çok zor ekonomik bir dönemden geçiyoruz ülke olarak. Bunun yansıması haliyle bize de oluyor. Okulumuzun maddi anlamda desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim. Bu tabi sadece bizim okulumuz için geçerli değil, tüm okullar için geçerli bir durum. Öğrenci sayısının azlığı nedeniyle okulun geleceği için endişeleniyoruz. Öğrenci kriterleriyle alakalı bir düzenleme yapılmasının okulumuzun geleceği için çok önemli olduğunu düşünüyorum.”