Haber: Rümeysa Mamatoğlu – Gaziantep
Bey Mahallesi’nde Müslümanlarla Ermenilerin “kapı komşusu” olarak, 20. yüzyılın başına kadar huzur içinde yaşadıkları sokaklarda yan yana durumdaki St. Mary Kilisesi (şimdi Kurtuluş Camii), Eski Kilise, Kendirli Kilisesi ile Çınarlı, Eyüboğlu ve Bey camileri bu durumu kanıtlayan yapılar.
Tarihçi Murad Uçaner, o dönemde mahallede yaşayan ailelerin neredeyse tamamının evlerinde piyano, org gibi müzik aletleri olduğunu, sokaklarda müzik sesleri yankılandığını anlatırken, bu durumun mahalle sakinlerinin hem yaşam zevki hem de gelir durumu hakkında fikir verdiğini kaydediyor.
Günümüzde bu mahalle Ermeni Kültüründen tümüyle arındırılmış durumda, çünkü Ermeni nüfusu yok denecek kadar azalmış. Ermenilerin Gaziantep’te nasıl bir yaşam sürdüklerini ve Ermenilerden kalan Bey Mahallesinin şimdiki halini tarihçi Murad Uçaner ile konuştuk.
Uçaner, Bey Mahallesindeki yerleşimin Memluklular döneminde başladığını anlatarak, sonraki değişimi şöyle dile getirdi:
“Arşiv belgelerinde ve çeşitli yayınlarda Bey mahallesinde yerleşimin Memluklular döneminde, yani 13. yüzyılın ortalarında başladığı belirtilmekte. Bu mahallenin ilk yerleşimcilerinin kente o dönemde veya daha önce gelen Müslüman Türkmenler olduğunu yine bu kaynaklardan anlıyoruz. Ayrıca mahalle yakınlarında Memluk döneminde inşa edilen Eyüboğlu Camisi’nin varlığı bu kaynakları doğrulamaktadır. 18. yüzyılın ortalarına kadar mahalle sakinlerinin neredeyse tamamının Müslümanlardan oluştuğunu Şer-i Mahkeme sicillerinde görüyoruz. 1740 yılına kadar kentin doğusunda yaşayan Ermenilerin, kentin batısına göç etmesiyle mahallenin etnik ve dini kimliği değişmeye başladığını ve zamanla mahalle nüfusunun neredeyse tamamının Ermenilerden oluştuğu, Tahrir Defterleri ve Şer-i Sicil kayıtlarında görülmektedir. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ilk on beş yılına kadar Bey Mahallesinde üst gelir grubuna dahil Ermenilerin yaşadığı, Ermenice kaynaklarda anlatılmakta ve o dönemde mahalledeki toplam hane sayısının ise 45-50 civarı olduğu yine aynı kaynaklarda belirtilmektedir. O dönemde mahallede yaşayan ailelerin neredeyse hepsinin evlerinde piyano, org gibi çeşitli müzik aletleri olduğu, akşamları sokaklarında bu müzik aletlerinin seslerinin yankılandığını belirten kaynaklar göz önüne alındığında, mahallede sakinlerinin gelir durumu ve yaşam zevki hakkında da fikir sahibi olabiliriz.”
‘Bey Mahallesinde yaşayan Ermenilere ne oldu?’ sorusunun cevabını Uçaner, şu şekilde açıklıyor;
“Anadoluda yaşayan Hıristiyan halkların akıbeti ne olduysa, Antep’te ve Bey mahallesinde yaşayanların başına da aynı şeyler geldi. Osmanlı İmparatorluğunun I. Dünya Savaşına katılmasıyla II. Abdulhamid döneminde uygulanan -Anadolu’nun Hıristiyan halklardan temizlenmesi- politikasıyla bu mahalledeki Ermeniler de tehcire tabii tutularak Suriye’ye gönderildiler. I. Dünya Savaşı yıllarında bu mahallede neredeyse hiç Ermeni kalmadığı, sadece tehcirden muaf tutulan bir iki ailenin zor koşullar altında yaşamak zorunda kaldıkları kaynaklarda belirtilmekte. Savaşın sona ermesiyle hayatta kalabilen 35 bin kişiden 12 bin 500’ünün, Anteb Ermenileriyle birlikte anavatanlarına döndüğü, ancak çoğunun evlerine müslüman ailelerin yerleşmiş oluşu yüzünden baba ocaklarında kalamadıkları çeşitli kaynaklarda anlatmaktadır. Kent yönetiminin Fransızlara geçmesiyle bu sorunun bir süreliğine çözüldüğü ve ailelerin kendi evlerine geçebildiği kimi Ermenice kaynaklarda belirtilse de Anteb Harbi olarak adlandırılan dönem sonunda (Şubat 1921-Aralık 1922) mahalle sakinleri göreceli olarak huzurlu bir hayat yaşamalarına rağmen, Ankara Antlaşması uyarınca Fransızların Antep’ten ayrılmasıyla, kenti terk etmek zorunda kalmışlardır. İlk etapta Halep’e göç eden Antep Ermenileri zamanla Suriye, Mısır ve ABD’ye dağılmışlar. Şu anda Antep Ermenilerinin büyük çoğunluğu Kaliforniya’da olmak üzere Arjantin’de, Ermenistan’da, Avustralya ve çeşit ülkelerde bulunmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde 500 bine yakın Antep kökenli bulunduğu kaydediliyor. Ermenilerin Antep’ten ayrılmasıyla, mahalledeki ahşap konaklara eşraftan zengin ağa ve beylerin yerleştiği dönemin gazete ve dergilerinde teferruatlı olarak kaydedilmekte.
70’li yılların sonuna kadar bu mahallede yaşayan dönem zenginlerinin, apartmanlara taşınmasıyla mahalle orta ve alt gelir grubundan ailelerin yaşadığı bir alana dönüştü. 90’lı yılların başından itibaren onların da başka semtlere taşınmasıyla mahalle neredeyse tamamen boşaldı ve kaderine terk edilen konaklar, evsizlere, bağımlılara mekan oldu. Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte mahalledeki bu boş evler, sahipleri tarafından yüksek fiyatlarla sahipleri tarafından sığınmacı ailelere kiralandı. Günümüzde kafe ve butik otel olarak kullanılan kimi evlerin dışında kalan bütün binalarda Suriyeli sığınmacılar yaşamakta.”
Bey Mahallesinin geçmiş Ermeni varlığına dair tarihinin korunamadığını vurgulayan tarihçi Uçaner, “2005 yılında -sokak sağlıklılaştırma projesi– adı altında başlatılan restorasyon çalışmasıyla mahallenin özgün dokusuna zarar verildiğini de savunarak, “Bu çalışmaların tarihi dokuyu korumak gibi bir amaca hizmet etmekten ziyade mahallenin hafızasını silmeye yönelik bir çalışma olduğu kanaatindeyim.” diyerek Ermenilerin izlerini taşıyan bu mahallenin zarar gördüğünü sözlerine ekledi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.