DOLAR 34,0418 -0.01%
EURO 37,5737 -0.16%
ALTIN 2.755,120,43
Ankara
28°

AÇIK

Afet dönemlerinde dezenformasyon ve infodemi

Afet dönemlerinde dezenformasyon ve infodemi

Gazetecilik, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kamuoyunda en çok tartışılan konuların başında yer aldı. Deprem bölgesine giderken yapılması gereken hazırlıklardan, haberlerdeki etik ihlallere kadar pek çok başlık ve dezenformasyon olgusu geniş kesimler tarafından tartışıldı. Ortaya çıkan eksiklikler ve yapılan yanlışlar, gazeteciliğin bugünkü durumunu çeşitli açılardan bir kez daha masaya yatırma ihtiyacı doğurdu.

ABONE OL
9 Ekim 2023 10:29
Afet dönemlerinde dezenformasyon ve infodemi
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Haber: Suat Gezici – Elazığ

Türkiye, tarihinin en büyük felaketini 6 Şubat’ta yaşadı. 50 binin üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem, Hatay’ı neredeyse haritadan sildi; Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep’in de aralarında bulunduğu 11 şehir ve onlarca ilçede büyük tahribat yarattı. Bu büyük felakette gazeteciler de hem çalışma koşulları hem haberleri ile büyük bir sınav verdi.

Yaşanan bu büyük acıların ardından ortaya çıkan toplumsal kriz, insanlığa gazeteciliğin önemini bir kez daha gösterdi. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin gazetecilerin görevlerini en uygun şartlarda yapabilmesi ile doğru orantılı olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Gazetecilerin, özellikle de deprem gibi krizli dönemlerdeki mesleki deneyimleri, toplumun doğru bilgiye ulaşması açısından tartışma konusu yarattı.

Doğru, yanlış, sahte veya çarpıtılmış bilgileri birbirinden ayırt edememenin can güvenliğini tehdit ettiği, hatta insan hayatına mal olabildiği afet dönemlerinde, dezenformasyon ile mücadelenin önemi daha çok arttı. Uzmanlarla görüşerek edindiğimiz bilgiler doğrultusunda şu bilgilere ulaştık…

İç ya da dış aktörler tarafından organize edilen dezenformasyon kampanyaları, daha geniş kitlelere ulaşabilmek için dijital platformların ve kullanıcıların zayıflıklarından faydalanmakta. Bilginin hızlı, kolay ve düşük maliyetle üretildiği dijital ortamlarda özellikle olağanüstü dönemlerde “infodemi” adı verilen bilgi bombardımanlarına rastlanmakta. (İngilizce info (bilgi) ve epidemi (salgın) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir kavram olan Infodemi hem doğru hem de yanlış bilgilerin hızlı bir şekilde yayılmasını ifade ediyor.)

Deprem gibi doğal afet dönemlerinde, yanlış bilgi çok hızlı şekilde tüketilen, teyit edilmesi mümkün olmayan ya da teyit etmek için gerekli zaman bulunamayan bir salgın haline dönüşmekte. Çarpıtılmış bilgiler, manipülatif veriler, komplo teorileri vb. içerikler infodeminin birer parçası.

Sosyal medya platformlarının kendilerine özgü yapısı, yanlış bilginin yayılımını teşvik etmekte ve kolaylaştırmakta. Dijital ortamda algoritmalar daha fazla etkileşim alan içerikleri daha fazla ön plana çıkararak yanlış bilginin daha geniş kitlelere ulaşmasına neden olmakta. Bireyler ise çoğunlukla karşılaştıkları bilgiyi teyit etmekten kaçınmakta. Sosyal medya paylaşımları daha çok etkileşim aldıkça sıradan kullanıcılar dezenformasyon kampanyasının gönüllü bir parçası olmaya devam etmekte. 

INDEPENDENT Türkçe’de yer alan haber-röportaja göre; Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Ceren Sözeri, internette yayılan yanlış bilgilerin arkasında çeşitli motivasyonların olabileceğini söylüyor.

“Bunlar insanları bazı konularda motive etmek, provoke etmek, dikkatleri bir yerden başka bir yere çekmek veya sadece etkileşim almak gibi amaçlar taşıyor olabilir” diyen Sözeri’ye göre kriz anlarında dezenformasyonun etkilerini azaltmak için halkın gazetecilere ve kurumlara güveninin yeniden sağlanması gerektiğini belirtiyor.

Afet dönemlerinde dezenformasyondan korunma

Afet dönemlerinde dezenformasyon faaliyetlerinin bazı etkileri olduğu değerlendirilmekte. Bu etkiler; dezenformasyona neden olan paylaşımlar kişide olumsuz duygulara neden olabilir, yardım ekiplerini yanlış yönlendirebilir ve mağdurların artmasına yol açabilir, şeklinde ifade edilmekte. Doğrula.org’a göre afet dönemleri gibi olağanüstü durumlarda sosyal medyada bilgi alırken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar şu şekilde sıralanıyor:

*Görüntülerin güncelliği kontrol edilmeli
*Görüntülerin konumu doğrulanmalı
*Resmi ve güvenilir kaynaklardan bilgi alınmalı
*Kahin mesajlarına aldanılmamalı
*Birden fazla kaynaktan yararlanılmalı
*Kesinliğinden emin olmadan yardım mesajları paylaşılmamalı
*Hedef gösterici paylaşımlardan uzak durulmalı
*Sosyal medya etiketlerine karşı dikkatli olunmalı.

6 Şubat ve dezenformasyon

Deprem gibi doğal afet yaşanan kriz dönemleri, doğası gereği olağanüstü bilgi akışının yaşandığı süreçlerdir ve bu nedenle dezenformasyon faaliyetleri de yükselişe geçer. Türkiye’de yaşanan büyük deprem felaketinin ardından çoğunluğu sosyal medya kaynaklı olmak üzere medyada dezenformasyon örnekleri ile karşılaşıldı.

Depremin ardından yayılan ilk dezenformatif içerikler, eskiye ait görüntülerin yeniymiş gibi gösterilmesiydi.

*2021’de ABD’nin Miami Beach bölgesindeki bir apartmanın yıkıldığı görüntüler, Twitter’da Türkiye diye paylaşılınca 1,4 milyondan fazla kişi tarafından görüntülendi.

*Twitter’da mavi tik sahibi CBKNEWS adlı bir kullanıcı, 2020’deki Beyrut limanı patlamasında kaydedilen görüntüleri “Türkiye’de deprem nedeniyle nükleer santral patladı” notuyla servis edince 1,4 milyon fazla kullanıcı tarafından görüntülendi.

*Kendisini 13. Cumhurbaşkanı Adayı diye niteleyen Erkan Trükten, 7.7’lik depremin merkez üssü Pazarcık’ta ABD’nin 6 bin metreye inen petrol arama kuyusu olduğunu ileri sürdü. Kuyuda yangın çıktığını yazan Trükten depreme bu faaliyetin neden olduğunu da ima etti. Ancak Teyit’in araştırmasına göre, gönderide kullanılan fotoğraf, ABD’nin New Mexico eyaletindeki White Sands Füze Menzilinde ilk patlayıcı testi yapılmadan önce kaydedilmişti.

*Övgün Ahmet Ercan, 9 Şubat tarihli Twitter gönderisinde “Salgın hastalıkları önlemek için az oranda çamaşır suyu içeren sıvıları ya da kireç tozunu göçükler üzerine atın” diye yazmıştı. Ancak bu uygulamanın insan sağlığı açısından sakıncalı olduğu ve enkaz altında canlı kişilerin olabileceği nedeniyle yapılmaması gerektiği belirtildi. 

İletişim Başkanlığı, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin 6 Şubat depremiyle ilgili bültenleri

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem sonrası paylaşılan yalan bilgileri içeren Dezenformasyon Bültenleri yayınladı. Bültenlere yer alan bazı haberler:

“Suriye’den yüz binlerce yeni sığınmacı getiriliyor”

Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan “Kapılar açıldı, Suriye’den yüz binlerce yeni sığınmacı getiriliyor” iddiasının gerçek dışı olduğu belirtilen bültende, şu ifadeler yer aldı:

Türkiye’de 10 ili etkileyen deprem felaketi, Suriye’yi de etkilemiştir. Türkiye, insani bir görev olarak Suriye’ye gidecek uluslararası yardımları desteklemekte ve geçişleri kolaylaştırmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Hatay Cilvegözü ve Bab-el hava sınır kapılarıyla ilgili, ‘BM’nin insani yardımları için kullanılabilir’ kararı bulunmaktadır. Bu kapı, uluslararası geçişlere açık Suriye sınır kapısıdır. Sınır kapısının Suriye tarafındaki yollar, deprem nedeniyle tahrip olmuştur. Türkiye, BM’ye, Kilis’te açık olan iki sınır kapısını kullanabileceğini bildirmiştir. Bu iki kapı, özellikle terörden temizlenen bölgelere ulaşmak için kullanılmaktadır. Bu kapılar yeni açılmamıştır ve geçişler tek taraflıdır. Kapılardan Türkiye tarafına geçiş, tamamen Türkiye’nin kontrolündedir.

“Hasar tespit çalışmalarını öğretmenler ve imamlar yaptı”

“Hasar tespit çalışmalarını öğretmenler ve imamlar yaptı” iddiasının gerçeği yansıtmadığı belirtilerek “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a göre yaşanan doğal afetlerin ardından hasar tespit çalışmalarını yalnızca inşaat mühendisleri ve/veya mimarların yaptığı ifade edilen bültende, “Bu nedenle de Düzce’de yaşanan deprem sonrası hasar tespit çalışmalarını da iddia edildiği gibi imamlar ve öğretmenler değil, inşaat mühendisleri ve mimarlar yapmıştır.” denildi.

“Yağmacının kulağını kestiler”

Afet bölgesinde yakalanan yağmacının kulağını kestiler” iddiası da yalanlandı. 

Konuyla alakalı “Söz konusu görüntüler iddia edildiği gibi Türkiye’de çekilmemiştir. Görüntünün Ocak 2023’te paylaşıldığı ve görüntülerdeki kişinin İspanyolca konuştuğu tespit edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

“Afetzedeler havalimanında bekletiliyor”

“Yüzlerce afetzede Ankara Esenboğa Havalimanı’nda bekletiliyor” iddiasının da gerçek dışı olduğu aktarılan bültende, iki havayolu şirketinin, yaşanan afet sonrası resmi internet sayfalarından yaptıkları açıklamada, bölgedeki uçuş ve seferlerinin ücretsiz olduğunu ve afet bölgesinden yapılan uçuşlarda herhangi bir kota sınırlamasının bulunmadığını duyurduğu, iddianın sosyal medyada paylaşıldığı saatlerde, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda herhangi bir bekleyiş ya da yoğunluğun olmadığının tespit edildiği belirtildi. 

“Kızılay çadır üretmiyor”

Kızılay’ın genel müdürü ile ilgili “Kızılay’ın konteyner üretemeyen fabrikasını torpille gelen kebapçı genel müdür yönetiyor” iddiasının da yalanlandığı bültende, iddia edilenin aksine Kızılay’ın Malatya’da yer alan ve 30 yıldır atıl durumda olan “vagon fabrikası” alanında eski fabrika binasını yıkarak yerine Kızılay Sistem Yapı Fabrikası’nı kurduğu anlatıldı.

3 ay önce açılan fabrikanın kısmi üretime başladığına dikkat çekilen bültende şu sözlere yer verildi: “Fabrikanın 2023 yılı içinde tam kapasite çalışmaya başlaması ve yılda 65-70 bin konteyner üretecek kapasiteye gelmesi planlanmaktadır. Kızılay Sistem Fabrikası, yaşanan deprem felaketi öncesinde de talep eden tüm kurum ve kuruluşlar için kısmi konteyner üretimi yapmıştır. Yaşanan felaketin ardından, fabrika çalışanları da afetzede durumuna gelmiş, Kızılay tüm çalışanlarla iletişime geçerek aileleriyle birlikte hepsini fabrika binasına yerleştirmiştir. Bununla birlikte fabrikada üretim, kaldığı yerden hızla devam etmiştir. Fabrikanın genel müdürü, iddiaların aksine ODTÜ mezunudur. Aynı alanda doktorası bulunan genel müdürün sektör tecrübesi de 30 yıldır. Deprem sonrası afet bölgesine gelen ve koordinasyon çalışmalarına katılan Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Kızılay Sistem Yapı Fabrikasını da ziyaret ederek, konteyner üretiminin en üst seviyeye çıkarılması talimatını vermiştir.”

“Afetzedeler çöp konteynerleri arasında yaşıyor”

Afetzedeler çöp konteynerleri arasında yaşıyor” iddiası da şu ifadelerle yalanlandı: “Muhabirin çöp konteynerleri arasında yaşadığını iddia ettiği afetzedeler, muhabire orada kalmadıklarını söylemelerine rağmen haber afetzedenin bu beyanları kesilerek servis edilmiştir. Afetzede, daha sonra sosyal medya hesabından, iddianın doğru olmadığını ve konuşmasının kesilerek röportajının çarpıtıldığını beyan etmiştir.”

“Yağmacı direğe bağlandı”

Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Yakalanan yağmacı direğe bağlandı” iddiasının da doğru olmadığına yer verilen bültende, iddialara konu fotoğrafın Türkiye’de değil, Rusya-Ukrayna savaşı sırasında Ukrayna’da çekildiği, yağma yapan bir şahsın siviller tarafından yakalanarak direğe bağlandığı olaya ait olduğu kaydedildi.

“İş makineleri bekletiliyor”

Sosyal medyada yer alan “Erbil’den Adıyaman’a gelen iş makineleri bekletiliyor, engelleniyor” iddiasının yalanlandığı bültende, “Erbil’den Adıyaman’a gelen iş makineleri, şu an arama kurtarma faaliyetleri ve diğer organize edilen faaliyetler için değil, daha sonraki aşamalarda kullanılabilecek türden iş makineleridir. İddiaya konu araçlar, ilerleyen süreçte amaca uygun olarak devreye girecektir.” ifadeleri kullanıldı.

“Kurulan çadırlar toplandı”

Sosyal medyada paylaşılan “Belediye başkanı gelince kurulan çadırlar, başkan gidince toplandı” iddiasının da gerçek dışı olduğu aktarılan bültende, iddiaya konu çadırın iş makinelerinin çalıştığı bir alana kurulduğu, bölgede çalışan ekiplerin güvenli bir noktada kurulmayan çadırı taşıdığı belirtildi. Afet bölgesinde çadırların güvenli bir alana ve arama kurtarma çalışmalarını engellemeyecek şekilde kurulması gerektiği vurgulandı.

3-4 Mart 2023 tarihli Deprem Dezenformasyon Bülteni’nde yer alan bazı haberler ise:

“İlk gün asker sahaya inmedi”

Bazı basın yayın organlarında yer alan “depremin ilk gününde askerin yardım için sahaya inmediği” iddialarının gerçek dışı olduğu ifade edilen bültende, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin 04.17’de meydana geldiği, 2. Ordu’ya bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, aynı gün 05.46’da kışladan çıkarak depremzedelerin yardımına koştuğu vurgulandı.

Bültende, ulaşılan görüntülerde, Mehmetçiğin sadece Malatya’da değil, saat 06.00’da Kahramanmaraş, saat 07.00’de Hatay ve saat 11.50’de, Nurdağı’ndaki enkazda arama kurtarma faaliyetleri gerçekleştirdiğinin görüldüğü kaydedildi.

Bazı sosyal medya hesaplarında yer alan, “asker, depremzedeleri kurtarmak yerine, depremden hemen sonraki gün Suriye ve Irak’ta sivilleri bombaladı” iddiasının gerçek dışı olduğu aktarılan bültende, terör örgütü PKK/YPG’nin, depremi fırsat bilerek Tel Rıfat’tan Öncüpınar Hudut Karakolu’na roketli saldırı düzenlediği hatırlatıldı.

Bir yandan depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışan Mehmetçiğin, diğer yandan terör örgütü PKK/YPG’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinden gelen hain saldırılarına karşılık verdiği bildirilen bültende, “Siviller konusunda dünyanın en hassas ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri, sivilleri değil, terör hedeflerini vurmuştur.” ifadelerine yer verildi.

“Hatay’da çadır olmaması sebebiyle seralarda kalan bazı vatandaşlar sobadan çıkan gazdan zehirlenerek hayatını kaybetti”

Bültende, bazı sosyal medya hesaplarında yer alan ve habere konu olan “Hatay’da çadır olmaması sebebiyle seralarda kalan bazı vatandaşlar sobadan çıkan gazdan zehirlenerek hayatını kaybetti” iddiasının doğru olmadığı belirtildi.

Hatay Valiliğinin iddiaya ilişkin incelemelerde bulunduğu vurgulanan bültende, emniyet, jandarma ve Sağlık Bakanlığı sistemlerinde bu yönde bir kayıt bulunmadığının açıklandığı anımsatıldı.

“Hatay ve Adıyaman’da su yok”

Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve basın yayın organlarında haberlere konu olan, “Hatay ve Adıyaman’da su yok” iddiasının da gerçek dışı olduğu bildirildi.

İki kentte de deprem nedeniyle su şebekesinde meydana gelen arızaların yoğun çalışmalar sonucu giderildiği kaydedilen bültende, “Hatay Valiliği ve Adıyaman Valiliğinden yapılan açıklamalarda, hijyen amacıyla şebeke suyunun kullanılmasında herhangi bir sorun bulunmadığı, içme suyu olarak damacana ile şişe su kullanılması gerektiği ve yeterli su stokunun bulunduğu belirtilmiştir. Açıklamalarda, AFAD tarafından bölgeye sürekli olarak su sevkiyatının yapıldığı da vurgulanmıştır.” ifadesi kullanıldı.

“Fotoğraf, Düzce depreminden”

Farklı ülkelerdeki sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan bir fotoğrafın, “6 Şubat Kahramanmaraş depremi sonrası bir depremzedeyi gösterdiği” iddiasının da doğru olmadığı belirtilen bültende, fotoğrafın, 12 Kasım 1999 tarihinde Düzce’yi vuran 7,2 büyüklüğündeki deprem sonrası Anadolu Ajansı’ndan Abdurrahman Antakyalı tarafından Kaynaşlı’da çekildiği aktarıldı.

Bültende, fotoğrafta bir eliyle dağıtılan ekmekleri tutarken bir eliyle gözyaşlarını silen Eşref Cengiz’in, 2004 yılında kanser hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiği, Cengiz’in yürek burkan fotoğrafının, 1999 depreminin simgesi hâline geldiği hatırlatıldı.

Önemli not: “Basın özgürlüğü ve hukuk bağlamında Dezenformasyon Bültenleri”

journo.com.tr’ye konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Avukat Ülkü Şahin,  T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin yayınladığı Dezenformasyon Bültenlerini, basın özgürlüğü ve hukuk bağlamında şöyle değerlendirdi:

“Dezenformasyon Bülteni’ne konu olan haberlerin hangi kriterle seçilerek incelendiği, hangi yöntemle –teyit edildiği- de belirsizdir. Bu konuda yönetmelik türünden çıkarılmış bir düzenleyici işlem yok, mevzuatta buna dair bir yetki de söz konusu değil. Seçimin tamamen kişi ve kurumun keyfine kaldığı görülüyor. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin teşkilat yapılanmasında doğrudan İletişim Başkanı’na bağlı olduğu ve Fahrettin Altun’un makam oluru ile kurulduğu düşünüldüğünde aslında tablo daha da netleşmiş oluyor. Dezenformasyon Bültenleri tamamen yürütmenin -iddiası– veya –savunması– olarak görülmeli ve teyide muhtaç oldukları unutulmamalıdır.

BirGün, Cumhuriyet, Gazete Duvar, Halk TV, Yeni Yaşam, Diken, Bianet, dokuz8haber’in ekran görüntüsünü alıp –Bazı basın yayın organlarında- diye başlayan ancak hedefi, niyeti tamamen bu basın kuruluşlarının güvenilirliğini zedelemek maksatlı dezenformasyon yapılıyor. Resmi makamların açıklamasını sorgulanamaz, yalanlanamaz, değiştirilemez, doğru bilgi olarak yeniden yayımlamak dezenformasyonla mücadele değil, propagandasının kendisidir. Oysa iktidar medyasının yaydığı çok sayıda yalan haber var. Bunların bu bültende bir kez olsun yayımlandığı görülmedi. 

Bizzat kendileri yapıyor

Türk Basınında birçok kuruluşa danışmanlık eden Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, BirGün gazetesinde bu konuyu değerlendirirken, iktidarın dezenformasyona karşı savaş açmadığını aksine bariz gerçeklerin üzerini örtmeye çalıştığına değindi.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici: “İletişim Başkanlığı, Dezenformasyon Bülteni’nde alıntılar yaparak yayımlıyor ama iktidardan kaynaklanan yalanları görmüyorlar” diyen Bildirici,, Dezenformasyon Bülteni’nde yalanlarla yanlışların karıştırıldığını da vurguladı:

 “Yayımladıkları her şey yanlış değil. Ama Dezenformasyon Bülteni’nde kaynak yok. Bir yanlış varsa bile bütün muhalif kesim söylemiş gibi yapıp genelleştiriyorlar. Ayrıca bir şey doğru çıktığında da düzeltmiyorlar. Bizzat İletişim Başkanlığı dezenformasyon yapıyor. Yalanlarla doğruları karıştırıyor, doğruları da yanlışmış gibi gösteriyor. Çünkü gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Depremin ilk gününden beri doğru, şeffaf bilgi vermek yerine her taraftan yanlış bilgi geliyor diye bununla mücadele etmeye çalıştılar. Oysa, bir kişinin yaptığı bir yanlış paylaşımla, bir medya kuruluşunun yaptığı yanlışlık aynı olamaz. Ama sanki bütün yanlışları tüm muhalif kesim yapıyormuş gibi bir çaba var. Muhalif kesimlerde de yanlış yapanlar var ama orada da var. Dezenformasyonla gerçekten mücadele edilecekse nereden gelirse gelsin aynı şekilde mücadele edilmeli. Bir algı yaratmaya çalışıyorlar.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.