DOLAR 34,2672 0.03%
EURO 37,4200 0.01%
ALTIN 2.921,790,16
Ankara
19°

AZ BULUTLU

“Dezenformasyon tehlikesi” toplumu sınırlayıcı bir psikolojiye sürüklüyor

“Dezenformasyon tehlikesi” toplumu sınırlayıcı bir psikolojiye sürüklüyor

Toplumu kutuplaştıran dezenformasyon, çağın büyük sorunu olmaya devam ediyor. ”Ekonomik kriz, doğal afet, pandemi” üzerine yoğunlaşan kaygıların sürekli ve dezenformasyona dayalı biçimde işlenmesi, bireyi tutsaklaştırıyor. Dezenformasyon, sahte bilgi kullanarak, yanlış bilgilendirme yoluyla toplumları manipüle etme amacı taşıyor. 

ABONE OL
5 Ekim 2023 12:14
“Dezenformasyon tehlikesi” toplumu sınırlayıcı bir psikolojiye sürüklüyor
9

BEĞENDİM

ABONE OL

Haber: Melek Eliş – Adana

Bu görüşleri Çukurova Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birsel Aybek ve Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aydoğmuş Ördem ile konuştuk.

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aydoğmuş Ördem, dezenformasyonun toplum ve birey üzerindeki etkileri için, “Bireyin hareket alanlarını sınırlar, onu kapalı bir mekanizma içerisine yerleştirir, güvenliği ön planda tutarak özgürlüklerinden vazgeçirir” dedi.

İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümünde görev yapan Ördem, eleştirel düşünme ve eleştirel pedagoji bilgisinin genel olarak toplumda eksik olduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Dezenformasyon, toplum psikolojisini devamlı travmatik baskıcı ve sınırlayıcı biçimde etkiler, oysa eleştirel felsefe, sosyoloji ve en önemlisi sosyal psikoloji alanlarında ikna, uyum, kabul ve norm gibi konuları işler, demokratik platformlar kurularak eleştirel düşünmenin önü açılabilir, okullarda eleştirel medya okuryazarlığı eğitimleri verilebilir.”

Dezenformasyondaki tehlike

Birsel Aybek

Çukurova Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birsel Aybek de dezenformasyonla birlikte ortaya çıkan toplumsal sorunların son birkaç yılda tüm dünyada keskin izler bıraktığına dikkat çekerek, bu durumun bireysel anlamda yarattığı psikolojinin ötesinde demokratik toplumların yaşadığı sorunları artırabileceğini anlattı:

“Burada tehlikeli olan durum, yanlış bilginin kasıtlı biçimde  yayılmasıdır. Yani manipüle ediyorsunuz bilgiyi. Sizin amacınız aslında hedef kitleyi şaşırtmak. Bu yolla,  onun doğru bilgiye ulaşmasını engelleme yolunda algı yapmış oluyorsunuz. Tehlikeli olan bu tutumla, medya yoluyla hedef kitleyi şaşırtmış ve manipüle etmiş oluyorsunuz.”

Paralı troller, bot hesaplar

Toplumun farkında olmadığı, toplumu yönetme adına çalışan  trol hesapların aslında dezenformasyonu yaymakla görevli olduklarını vurgulayan Doç. Dr. Aybek şöyle konuştu: 

Mesela bu bir sosyal medya kampanyası olabilir, çok dürüst ve temiz bir şekilde, sosyal medya aracılığıyla başlatılan kampanyalar var. Bu şekilde gelen bilgiler kimi zaman çok uzun da olabiliyor. Dolayısıyla karşıdan size gönderen kişi eğer sizin güvendiğiniz bir kişiyse, sizin görüşlerinizin de uyumlu olduğu bir kişi ise, ona güveniyor ve o gelen haberi, yazıyı, kampanyayı zaman zaman tam olarak  okumadan, anında yayıyorsunuz, ama aslında ardındaki amacın tam olarak farkında değilsiniz. Yani bunun bir yanlış bilgi olduğunu, bir dezenformasyon olduğunu siz belki fark etmiyorsunuz, size gönderen kişi de aslında kullanıldığının çok farkında değil. Toplum yanlış bilginin yayılmasına bu şekilde alet ediliyor. Dezenformasyonla dolu bu bilgiler, paralı troller, bu işleri meslek haline getirilmiş bot hesaplar aracılığıyla katlanarak yayılıyor.”

Toplumlar kutuplaştırılıyor

Çok fazla okumayan, düşünmeyen toplumlarda dezenformasyonun, ayrışmayı-kutuplaşmayı artırdığına dikkati çeken Doç. Dr. Aybek, şunları söyledi:

 “Toplum olarak çok eleştirel düşünmediğimiz için karşıdaki insanlara, onların görüşlerine karşı bir ön yargımız oluşuyor. Yani siz elinizde güvenilir, geçerli bilgiler yokken, araştırmadan, okumadan insanlar hakkında, olaylar hakkında, durumlar hakkında ön yargıya sahip olmuş oluyorsunuz. Bu, hem bireyi hem kitleyi yanlış yönlendiriyor, toplumda kutuplaşmayı ve sosyolojik olarak ön yargıları oluşturuyor. Aslında var olmayan bir durum için sosyal medya aracılığı ile toplum organize edilebiliyor. O insanların bir anda eyleme geçtiğini bir düşünün, hem  sosyolojik hem psikolojik hem de uluslararası bağlamda ciddi sorunlara neden olur.” 

Haberlere de güvensizlik oluşuyor

Oxford Üniversite bünyesinde hazırlanan, Türkiye’nin de  dahil olduğu 46 ülkenin dijital haberler raporuna dikkat çeken Doç. Dr. Aybek, şunları aktardı:

 “Her ülkede yaklaşık 2 bin kişiyle anket yapılan,  2022 yılında yayınlanan raporda, bir önceki yıla göre aslında 46 ülkenin yarısından fazlasında, medyadaki haberlere duyulan güvenin azaldığı ortaya çıktı. Ankete katılanların yüzde 54’ü internet ortamında neyin gerçek olduğunu, neyin gerçek olmadığıyla ilgili büyük endişe duyduklarını söylüyorlar. Ankete katılanlara, -özellikle hangi konularda, yanıltıcı bilgiyle karşılaşıyorsunuz?- diye soruluyor. Mesela özellikle Covid-19 konusuyla ilgili daha çok yanıltıcı bilgiyle karşılaştıklarını, siyaset konularında yanıltıcı bilgiyle karşılaşıldığını söylüyorlar. Yani insanlar artık yerleşik medyanın haberlerine de güvenmiyorlar. Özellikle  kriz anlarında çok dikkat edilmesi gereken bir durum bu. Çünkü panik halinde, çok bilinçli hareket edemeyen insanları,  o ortamda yayılan bu kasıtlı yanlış bilgiler ciddi anlamda olumsuz bir kitle psikolojisine, farklı tutumlara sürükleyebilir.”  

Okuma tembelliği olan bir toplumuz 

Toplumda,  medya aracı ile gelen bilgilerin olduğu gibi kabul etmeden önce başka platformlarda teyit edilmesi gibi bir alışkanlığın olmadığının altını çizen Doç. Dr.  Aybek, “Okuma tembelliği olan bir toplumuz ve eleştirel bakış açımız da yok. Bilgiyi olduğu gibi doğru varsaymak işimize geliyor. Ama bunun ne kadar riskli bir şey olduğunun arkında değiliz. Oysa bu durumun, toplumlar arası ilişkileri bozma, insanları kutuplaştırma, kitle psikolojisini hatalı yönlendirme, ön yargı yaratma gibi tehlikeleri  var. Yani okumadığı için, fark etmediği için binlerce insana aynı anda hatalı bilgiler yayılmış oluyor bunu maddi çıkar için yapan troller var,  bunu herkes biliyor. Bir takım sahte hesaplarla yapıyorlar. Ama bir de buna alet olan insanlar var. Bu işten para kazanıyorlar.” dedi.

Sosyal medya platformları

Bu alanda aslında sosyal medya mecralarının da sorumluluk taşıdığına dikkat çeken Doç. Dr. Aybek, “Bu medya şirketlerinin sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor, çünkü tüm bilgi ve haberler bu platformlar aracılığı ile yayılıyor.  Sosyal platformlarının da, insanlara açıklamalar yapma, bazı konulara yönelik bilgilendirme yapma gibi kişisel sorumluluklarının olduğunu düşünüyorum. Aksi halde etik dışı davranarak sizi kandırmış, yalan söylemiş oluyorlar. Bunun örneklerini çok  görüyoruz. Bence sosyal platformlara ciddi sorumluluklar, ve görevler düşüyor. Bu konuların yasal anlamda güvence altına alınması gerekiyor. Yasal olarak  -doğru bilgi- güvence altına alındığı taktirde,  dezenformasyonla  mücadelenin varlığından da söz edilebilir.” diye konuştu. 

Toplumun bu konularda bilinçsiz olduğu söyleyen Doç. Dr. Aybek, şu görüşlere yer verdi:

“Bilinçli birey araştırır bakar, eleştirel düşünür. Kendisi gerçeği-doğruyu  bulur. Ama bilinçsiz ise ki bizim toplumumuza dijital okuryazarlık, medya okur yazarlığı ve eleştirel düşünme açısında eksiklikler çok, tehlike daha da artmış oluyor… Dijitalleşme çağında, bilgiye çok çabuk, hatta anında ulaşılabiliyor, ama toplumda bilgi eksikliği varsa,  bilinçli olmayan, eleştirel düşünmeyen,  medya okur yazarlığında eksik olan kişiler  bağlamında, bilgi kirliliği içerisinde kaybolmuş insan profilleri ortaya çıkıyor. Ne doğru, ne yanlış? Kafalar karışıyor. Bunun için de ben ciddi önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Okul öncesi eğitimden başlayarak yaygın eğitim yoluyla da halka eğitimler verilmesi gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarından, kamu kurumlarına, derneklere kadar herkese iş düşüyor, dezenformasyonla, yanlış bilgiyle bir toplumsal mücadele oluşturmak gerekiyor.  Bireylerin ise özellikle sosyal medya aracı ile gelen bilgileri araştırmadan paylaşmaması, paylaşmadan önce düşünmesi gerekiyor, ancak  bu sayede dezenformasyona karşı önlem alınmış olur.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • ahmet

    cok hakli ve cok guzel bir haber olmus

    Yanıtla
    +2
    -0


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.