DOLAR 32,4725 -0.06%
EURO 34,7117 -0.77%
ALTIN 2.436,220,01
Ankara
25°

PARÇALI AZ BULUTLU

Deprem bölgesinde işçi olmak zor…
  • 9.Köy
  • Emek
  • Deprem bölgesinde işçi olmak zor…

Deprem bölgesinde işçi olmak zor…

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Ancak işçilerin durumları hariç; deprem bölgesinde çok sayıda işçi tazminatsız işten çıkarılıyor. Çalışmaya devam edebilenler ise,  koşullarının ağırlığından şikayetlerini şöyle ifade ediyorlar; "Sabahları köle gibi çalışıyoruz, akşamları ölü gibi yatıyoruz. Hayat bu mu?"

ABONE OL
13 Eylül 2023 17:17
Deprem bölgesinde işçi olmak zor…
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Haber: Özlem Temena Meral
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden geçen altı ayda, işçilerin çalışma koşulları düzelmiyor, aksine giderek ağırlaşıyor. 9. Köy, deprem bölgesinde yer alan Malatya’daki işçilerin yaşam koşullarını, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’nın (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen’le birlikte gittiği Malatya’da, yerinde araştırdı.

Mehmet Türkmen

Gaziantep’ten Malatya’ya kadar olan yolculuk boyunca telefonu hiç susmayan Mehmet Türkmen’i arayanların çoğu, tazminatsız işten çıkarılan işçiler. Bu işçilerden biri, işten çıkarıldığı kendisine tebliğ edildiğinde, aslında aylardır kayıtsız ve sigortasız bir şekilde çalıştırıldığını öğrenen bir işçi.  Türkmen, bu işçi ve benzerlerinin yaşadıkları durumu şöyle özetledi;
“Deprem döneminde çıkarılan OHAL ile birlikte işten çıkarmalar yasaklandı. Ancak bu yasaklara uymayan birçok fabrika ve işletme var. Yasakların sona ermesiyle birlikte işten çıkarmalar arttı. Gün boyu telefonlarımız hiç susmuyor. İşçiler patron baskısı ve mobbing ile işten ayrılmaya zorlanıyor. Depremde yakınlarını ve evlerini kaybeden işçilerin yaşam mücadelesi devam ediyor.”

“İşçiler, üzerlerine kapı kitlenerek çalışmaya zorlandılar”

Malatya’daki  Mil-Mat Tekstil adlı işletmede yaşananlar ise, bölgedeki durumu özetler nitelikte; Mil-Mat tekstil yönetimi, 20 Şubat’ta işçileri “işten çıkarılırsınız” tehdidiyle işe çağırmıştı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen, bu ve benzeri işletmede yaşananları şu sözlerle anlattı;
“6 Şubat’ta büyük bir felaket yaşandı. Bu fabrikanın felaketten sonra işçilere ilk attığı mesaj “geçmiş olsun” bile olmadı. Bazı işyerleri artçı depremler sürerken işçilerin üzerine kapıyı kilitleyerek çalışmaya zorladı.”
İşten çıkarılan kadın işçilerden biri olan 23 yaşındaki Ayşegül Yıldırım ise, yönetimin “işbaşı yapmazsanız işten çıkarılırsınız” mesajı üzerine, 20 Şubat’ta fabrikaya geldiğini, ancak deprem koşullarında çalışmaya devam etmesine rağmen, Kurban Bayramı’ndan üç gün önce işsiz kaldığını söyledi. Yıldırım, “Burada birçok arkadaşımın evi hasar gördü, yakınlarını kaybetti ama 2 hafta sonra çalışmak zorunda kaldı. Ben sendika üyesi olduktan sonra ‘küçülme var’ denilerek işten çıkarıldım” dedi.

“Aklımız yakınlarımızdayken çalışmaya zorlandık”

İşten çıkarılan bir diğer işçi olan Oğuz Kala da durumunu şu sözlerle ifade etti;
“Depremin ardından zorla işe başladık. Ancak aklımız hala yakınlarımızdaydı. Yönetim, ‘çok telefona bakıyorsun’ diyerek beni uyardı. ‘Eğer çok rahatsızsanız tazminatımı verin, işten çıkarın’ dediğimde, ‘şu anda veremiyoruz, imzayı atarsan sana sonra veririz” dediler. Asgari ücret artışından hemen sonra ‘küçülme’ gerekçesiyle bizi işten attılar.”
Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca da, deprem nedeniyle evlerini kaybeden işçilerin göç etmek zorunda kaldıkları için tazminatsız olarak işten çıkarılmalarını TBMM’de gündeme getirdi. Karaca, depremzedelerin tazminatsız olarak işten çıkarıldığını, kısa çalışma ödeneğinden de yararlanamadıklarını belirtere,  yasal düzenleme yapılmasını talep etti.

“Patronlar dizi oyuncusu gibi”

Antep’te 9. Köy’e konuşan göçmen işçi M.N.A. ise çalıştığı birçok yerden parasını alamamaktan şikayetçi. M.N.A., Halep’ten Antep’e 2013’ün son gününde gelmiş ve o tarihten beri başka bir şehir görmemiş. Geçen yıllar boyunca hemen hemen her işte çalışmış. İş yerleri değişse de, ortak olan şey, kendi deyimiyle, “sigortasız ve çalışma izni olmadan kayıt dışı çalışma koşulları” olmuş.
Depremden birkaç hafta önce işsiz kaldığını ve hala parasını alamadığını anlatan M.N.A.,” patronlar birer dizi oyuncusu gibi. Kamera onlardayken gülüyorlar, ama kamera gittikten sonra gerçek yüzlerini görüyorsun” dedi.

“İşsizdim ancak yardımlardan alamadım”

M.N.A. ayrıca deprem günlerinde yardım almak konusunda çekinceleri olduğunu da şu sözlerle anlattı;
“Depremin olduğu günlerde biraz camide, biraz parkta oturduk. Sonrasında evimize girmek zorunda kaldık, başka seçeneğimiz yoktu. Yardım dağıtanlar ayrımcılık yapıyordu, bize kötü gözle bakıyordu. Ben işsizdim ve hiç param yoktu. O gün sadece Kızılay’ın dağıttığı ekmekten aldım, başka yardım almadım.”
M.N.A., toplumda giderek kabul gören “Mülteciler ucuza oturuyor, ucuza çalışıyor, ödeme yapmıyor” gibi söylemlere karşı da tepkisini şöyle dile getirdi;
“Biz kimsenin işini veya evini almadık. Oturduğumuz evlerin duvarlarından su akıyor, çocuklarımız hasta oluyor. Patronlar tek bir kişiyle 3 kişilik işi yaptırıyor ve Asgari ücretin altında ödeme yapıyor. Günlük yevmiye 200-350 arasında değişiyor. Şimdi Asgari ücrete zam gelince her şey pahalı hale geldi. Nasıl geçineceğiz? Sabahları köle gibi çalışıyoruz, akşamları ölü gibi yatıyoruz. Hayat bu mu?”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.