DOLAR 42,2461 0,23%
EURO 49,0182 0,44%
ALTIN 5.610,330,50
Ankara
17°

AZ BULUTLU

Öğretmenlik Kanunu’na sendikalar tepkili: Siyasi kadrolaşmaya kapı açıyor
  • 9.Köy
  • Emek
  • Öğretmenlik Kanunu’na sendikalar tepkili: Siyasi kadrolaşmaya kapı açıyor

Öğretmenlik Kanunu’na sendikalar tepkili: Siyasi kadrolaşmaya kapı açıyor

Ocak 2025’te yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Milli Eğitim Akademisi Yönetmeliği, öğretmen yetiştirme sisteminde köklü değişiklikler getirirken, sendikalar düzenlemelerin bilimsel değil ideolojik saiklerle hazırlandığını savunuyor. Eğitim-İş ve Eğitim-Sen, "Akademi, bilimi değil sadakati ölçen bir yapıya dönüştü" görüşünde.

ABONE OL
6 Kasım 2025 10:33
Öğretmenlik Kanunu’na sendikalar tepkili: Siyasi kadrolaşmaya kapı açıyor
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Hilal Acar / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Türkiye’de öğretmenlik mesleğine ilişkin yasal çerçeve, Ocak 2025’te yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Milli Eğitim Akademisi Yönetmeliği ile tamamen değişti. Ancak eğitim bileşenleri, bu düzenlemelerin öğretmenliği güçlendirmek yerine mesleki özerkliği zayıflattığı, öğretmenleri güvencesizleştirdiği ve siyasi kadrolaşmayı kurumsallaştırdığı görüşünde.

Öğretmen yetiştirme sisteminde köklü değişiklikler getirirken ÖMK ve Milli Eğitim Akademisi Yönetmeliği, tartışmaları da beraberinde getirdi. Kanun doğrultusunda hazırlanan yönetmelik; hangi okula kimin atanacağından, uzmanlık, başöğretmen, okul idarecisini belirleme konusunda Milli Eğitim Akademisi’ne geniş yetkiler veriyor.

Kadem Özbay

Sendikalar tepkili: “Öğretmenliği siyasallaştırıyor”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, ÖMK’nın eğitim bileşenlerinin görüşleri alınmadan, öğretmen ve sendikaların uyarıları görmezden gelinerek hazırlandığına dikkat çekti. 9. Köy’e konuşan Özbay, düzenlemenin öğretmenlik mesleğini güçlendiren değil, “denetim altına alan, güvencesizleştiren ve siyasallaştıran” hükümler içerdiğini savundu. Özbay, “Eğitimi kamusal bir hak olmaktan çıkarıp, öğretmeni bürokratik onay mekanizmalarına bağımlı hale getiren bu anlayış, mesleki özerkliğe ve Cumhuriyet’in bilimsel eğitim ilkelerine açıkça aykırıdır” dedi.

Öğretmen adaylarının artık eğitim fakültelerini bitirdikten sonra, önce akademinin vereceği hazırlık eğitimini tamamlamak ve buradan geçer not almak zorunda kalacaklarını belirten Özbay, “Akademi, öğretmen adaylarını eğitmekten ziyade bakanlığın tercih ettiği kadrolar tarafından biçimlendirilecek bir yapıya dönüştürülmüştür” diye konuştu.

“Sadakati ölçen mekanizmaya dönüştü”

Sistemin öğretmenlik mesleğini memuriyetin “alt kademesine” indirdiğini savunan Özbay, “Zaten yıllardır ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamalarıyla parçalanan istihdam yapısı, bu modelle birlikte daha da kırılgan hale gelecektir” ifadelerini kullandı.  Kanun ve yönetmeliğin, öğretmenlerin mesleki gelişimini destekleyecek bir sistem olmadığını açıklayan Özbay, şu görüşleri dile getirdi:

Gerçek bir meslek kanunu, öğretmenin haklarını güvence altına almalı; ekonomik, sosyal ve özlük haklarını iyileştirmelidir. Kanunun genel yaklaşımı, ‘Başarısız öğretmen yetiştiren fakülteler’ algısını yaymakta, üniversitelerin pedagojik birikimini yok saymaktadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, adında meslek geçse de içeriğiyle mesleği zayıflatan, öğretmenleri onay bekleyen memurlar haline getiren bir düzenlemedir. Milli Eğitim Akademisi ise bilimi değil sadakati ölçen bir mekanizmaya dönüşmüştür.”

Kemal Irmak

“Eğitim, eğitim politikalarıyla yap boz tahtasına çevrildi”

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, yeni yasa ve yönetmeliği eleştirdi. Bu modelin, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sistemini merkezileştirme, standartlaştırma, kalite kontrolünü artırma idealiyle yapıldığı iddia ediliyor” diyen Irmak, eğitim sistemlerindeki değişimin çoğunlukla “ideolojik” amaçlarla yapıldığına işaret etti: “Eğitim, eğitim politikalarıyla yap boz tahtasına çevrildi. Her değişim bir ideolojik yaklaşımla yapıldığı için, objektif bakmak mümkün olmuyor.

Eğitim fakültelerinin işlevsizleşmesi, akademik ortamın zayıflaması, akademi modeliyle birlikte eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme rolünün giderek azaltılarak içinin boşaltıldığını vurgulayan Irmak, liyakatın göz ardı edildiğini söyledi. Irmak yeni sisteme ilişkin şu eleştirileri dile getirdi:

Siyasi bağlantıların, idarecilerin etkisinin öne çıkması riski oldukça fazla olacaktır. Liyakat yerine ilişkiye dayalı kriterlerin öne çıkması tehlikesi var. Eğitim gibi ideolojik ve değer temelli bir alanda devletin tek eğitim kurumu modeli, ideolojik tekdüzelik riskini doğurabilir. Bu kurumun iktidarın eğitim anlayışına kadro sağlama ya da ideolojik eğitimci üretme biçiminde kurgulandığı ve eğitimde dönüşüm süreçlerinin önemli bir halkası olacağı su götürmez bir gerçek.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.