Haber: Elif Solmaz / Kapak Fotoğrafı: Yeryüzü Doktorları Derneği
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) yayınladığı raporda, deprem bölgelerinde yaklaşık 226 bin hamile kadının olduğunu, 25 bin kadının ise bu ay doğum yapmasının beklendiğini açıkladı. Uzmanlar, kadın ve bebeklerin afet bölgesinde salgın hastalıklardan korunması için çok acil temiz su, kıyafet ve gıdaların hızlıca erişilebilir olması gerektiği uyarısında bulundu.
Anneler bebekleri için endişeli
Depremde evi yıkılan, çadırkentlere sığınan anne adayları bebeklerinin sağlık durumlarından oldukça endişeli. Sağlık erişiminin zor olduğu afet bölgesinde çalışmalar yürüten Yeryüzü Doktorları Derneği’nin gönüllü kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Buhara Sultan Güney ve Fureya Zilal Hocagil, “Kliniğe ayakta başvuran hastaların hemen hemen hepsi bebeklerinin hareket azlığından, kendilerinin karın ağrısı ve kanama şikayetlerinin çeşitli kombinasyonlarından şikayetçiydi. Anneler daha çok bize ‘bebeklerinin iyilik durumlarını’ bilmek istedikleri için başvuruyorlardı. Bir kısmı ise sadece güvende olduğunu duymak için başvuruyordu” dedi.
Erken doğum riski var
Depremin sarsıcı etkisinin hamilelerde yüksek kaygı ve korkuya neden olduğunun özellikle altını çizen Yeryüzü Doktorları Derneği yetkilileri, “Deprem, yüksek stres ve yüksek kortizol salınımına neden olarak; süt kesilmesine, gebelik kaybına, erken doğumun tetiklenmesine ve yüksek tansiyona bağlı sorunlara neden olabilir. Aynı zamanda doğum öncesinde, doğum sırasında ve sonrasında kanamaya eğilim görülebilir. Bunun yanı sıra yeterli temiz gıda ve suya ulaşamama; bebekte gelişim geriliği, annede anemi ve vitamin eksiklikleri, her ikisinde enfeksiyona eğilim, doğum sonrasında ise iyileşme zaafiyeti yapabilir” açıklamasında bulundu.
Hijyen en temel ihtiyaç
Raporda, karşılanmayan hijyen ihtiyaçları nedeniyle özellikle hamile kadınlar için önemli bir salgın tehlikesi olduğuna dikkat çekildi. Afet bölgesinde barınma, ısınma, temizlik, gıda haricindeki malzemelerin ve sağlık hizmetlerinin kısa vadede öncelikli ihtiyaçlar arasında yer aldığını belirten Sağlık Hakkı Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Gülşah Coşkun, şöyle konuştu:
“Afet sonrası dönemin kadınlar için ihtiyaçlarının kısıtlı sağlanabildiği, sağlık hizmetlerine erişimde kesintiler yaşanan ve güvenlik konusunda endişeler yaşadıkları bir süreç olduğunu biliyoruz. Kadınlar yaşam alanlarındaki temel ihtiyaçların karşılanması, hijyenin sağlanması ve çocukların bakımı gibi sorumlulukları üstlenmiş durumdalar. Kadınların regl ve doğumla ilgili süreçleriyle ilgili hijyen ürünlerine ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin sıkıntılı olduğunu da takip ediyoruz. Hizmetlere erişim kısıtlılığının yanında kayıt prosedürleri ile ilgili aksaklıkların çıkacak olması da sağlık hakkına yönelik değerlendirmeleri güçleştirecek. Sağlık hizmeti sağlayıcı kurumlarda kayıt tutulması ve kayıtların gizliliğinin korunması önem arz ediyor.”