DOLAR 27,1479 0.08%
EURO 29,0073 0.11%
ALTIN 1.680,480,38
Ankara
23°

AÇIK

70 yıl sonra yayın hakkı: Yayınevleri telifi düşen yazarların peşinde

70 yıl sonra yayın hakkı: Yayınevleri telifi düşen yazarların peşinde

Eser sahibinin ölümünden 70 yıl sonra telifi düşerek anonimleşen kitapları isteyen yayınevi telif ücreti ödemeden yayınlayabiliyor. Sabahattin Ali’nin eserlerini yayınlamak 4 yıl önce serbest kalmıştı, bu yıl da Memduh Şevket Esendal’ın kitaplarını dileyen kurum basabilecek, yazarın varisleri hak talep edemeyecek. 9.Köy Muhabiri Ahmet Çağatay Bayraktar, aynı eserlerin farklı yayınevleri tarafından basılmasının nedenlerini araştırdı, bu konudaki farklı görüşleri derledi.

ABONE OL
23 Ocak 2023 00:00
70 yıl sonra yayın hakkı: Yayınevleri telifi düşen yazarların peşinde
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yayınevleri için her yeni yıl yeni kitaplar demek. Bu kitaplar arasında yaşayan yazarların yeni çıkacak kitapları ve tekrar basım kitapların yanında telif süresi dolarak anonimleşmiş kitaplar da yer alıyor. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre yayınevleri, vefat eden yazarların kitabını tam 70 yıl yazarın varislerine miras veya yayın hakkı ödeme şartıyla yayınlayabiliyor. 70 yılın sonunda yazarın eserlerindeki telif hakkı düşüyor ve yazarın varislerinden izin almadan bu kitaplar serbestçe basılabiliyor. Sabahattin Ali

Geçen yıllarda Sabahattin Ali’nin eserlerini yayınlamak serbest kalmıştı, bu yıl da Memduh Şevket Esendal’ın kitaplarını dileyen kurum basabilecek, yazarın varisleri hak talep edemeyecek.

Memduh Şevket Esendal

Bu heyecan her yılın ilk aylarında başında yeniden başlıyor, yayınevlerinin telaşı yarışa dönüşüyor. Yayın hakkı serbest kalan yazarın eseri, her yayınevi tarafından istenilen miktarda ve farklı edisyonlarla yayınlanabiliyor. Yayıncılık dünyasına telifi düşen eserlerin birçok yayınevi tarafından tekrar basılmasının ve bu ilginin gerekçelerini sorduk: 

“Asıl neden düşük maliyet ve düşük fiyat politikası”

Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği Başkanı 37 yıldır yayıncılık sektöründe olan Mustafa Aksoy, ünlü yazarların telifinin düşmesiyle aynı kitabın birçok yayınevi tarafından basılmasının gerekçesini şu şekilde anlattı:

“Özellikle büyük yayınevleri, telifi düşen yazarların eserlerini büyük miktarda basıyor. Örneğin Sabahattin Ali’nin eserlerinin 2018’de telifinin düşmesiyle birçok yayınevi yazarın kitabını basmıştı. Çünkü satış garantisi var. Yayınevi, kitap elimde kalır mı diye endişelenmiyor. Bir yandan eserlerin özgünlüğünün bozulmadan farklı şekillerde basılması da bir çeşitlilik sağlıyor. Örneğin eserin yazıldığı dönemin Türkçesi ile günümüz Türkçesi bir kitapta yer bulabiliyor veya yazara ait bilgiler ayrı bir bölüme eklenerek eser zenginleştirilebiliyor. Fakat yayınevi yayınladığı yazarlar arasında yaşayan yazarların eserlerini büyük ölçüde basmıyor. Yeni bir yazara yatırım yapmak yerine pazarda mevcut, ismi kuvvetli olan bir yazarın kitabını düşük maliyetle ve düşük fiyattan satmak daha avantajlı geliyor. Ben de bir yayınevi sahibiyim ve neden paramı ve enerjimi zaten basılacak kitapları basayım. Bir yandan küçük yayınevlerinin rekabet şansı yok. Bunun yerine edebi olarak güçlü bir yeni eseri yayınlayabilir.” Mustafa Aksoy

“Yeni yazarların keşfedilmesi sadece yayınevlerinin sorumluluğu değil”

Bu durumun yeni yazarların kitaplarının yayınlanmasını engelleyip engellemediği sorusuna ise Aksoy şu şekilde cevap verdi:

“Kitap yayınlatmak isteyen fakat tanınmayan yazarların kitaplarının yayınlanması sadece yayınevlerinin sorumluluğunda değil, birçok tarafı ilgilendiren bir konu. Yayıncı, sonuç itibarıyla bir yapımcı. Yeni bir yazar kendisine bir dosya getirdiğinde elbette bu kitabın yayınlanmasını ister. Fakat yayınevi de bunun için bir yatırım yapacak. Bu durumda da yayıncı için her zaman bu kitap ne kadar satılacak kaygısı her zaman ön plana çıkar. Çünkü yayınevi sadece kitabı basmıyor. Bu kitap editöryal süreçten geçiyor, tanıtılıyor ve dağıtılıyor. Ve bunların hepsi ayrı bir masraf kalemi. Burada metnin gücü önemli. Çünkü yayınevinin elinde güçlü bir metin varsa bunu mutlaka basar. Burada edebi değer yayıncının birinci önceliği ve bu da en doğal hakkı. İlk defa kitabını bastırmak isteyen yazarların eserini yayınlama sorumluluğu sadece yayınevlerine de ait değil. Yazılı kültürün kuşaktan kuşağa aktarılması sorumluluğu bir yandan da devletin sorumluluğunda. Halihazırda devletin ilk eserini bastırmak isteyen yazarlara da destekleri var, bu desteklerin devamı ve artırılması önem taşıyor.

“Satış garantisi gözetiliyor”

Pan Yayıncılık’ın sahibi Ferruh Gençer ise telif ücretinin kitap maliyetinin yüzde 10’u kadar önemli bir pay tuttuğunu söyledi. Gençer, satış garantisi olan kitapların yayınevi ekonomisi açısından, ayakta kalıp yayıncılığa devam edebilmesi için önem taşıdığını ifade ederek masanın öteki tarafını anlattı:

“Sabahattin Ali, Memduh Şevket Esendal zaten çok bilinen çok okunan yazarlar. Bu yüzden de satış garantisi var. Yayıncılığı bu anlamda idealize etmek yanlış. Çünkü yayınevleri çalışanlarıyla varlar ve belli giderleri var. Bundan dolayı telifi düşen yazarları basmasında herhangi bir sakınca görmüyorum. 35 yıllık yayıncıyım ve ben mesleğe başladığım zaman 10 yılla sınırlıydı telif hakkı. Yani yazarın vefatından sonra 10 yıl boyunca telif hakkı saklıydı. Sonrasında Fikir ve Sanat Eserleri Yasası’ndaki değişiklikten sonra bu süre uluslararası kabul gören sınıra çekildi ve 70 yıl oldu.”

 

Ferruh Gençer

“Varisler bulunamadığı için basılamayan eserler var”

70 yılın uzun olup olmadığı sorusuna ise Gençer ilginç bir bilgi vererek cevapladı. Bu süre kısa olduğunda varisleri bulunamayan kitapların yeniden basılamadığını, okurun mahrum kaldığını söyleyen Yayıncı Ferruh Gençer şöyle dedi:

“Aziz Nesin ‘Ben çocuklarıma, torunlarıma nasıl ev, arsa bırakabiliyorsam eserlerimin telif hakkını da bırakabilmeliyim’ diyor. Mesela Aziz Nesin sonsuz sürede bir koruma öneriyordu. Öteki taraftan yazarın varislerinin bulunamaması veya zor koşullar sundukları için eserler basılamıyor. Bu da başka bir sakınca yaratıyor, çünkü okuyucu bu kitaplardan mahrum kalmış oluyor. Örneğin Avrupa’da varisi belli olmayan eserlerin basımı, telif mahkemeleri aracılığıyla varise ödenecek paranın saklanması koşuluyla sağlanabiliyor. Bu sayede kitabın telif ücreti belirleniyor, kitap basılıyor ve varis ortaya çıktığında ise bu ücret kendisine ödeniyor. Türkiye’de ise varisin ortaya çıkmaması durumunda kitap hiçbir şekilde basılamıyor, yayınlanması için 70 yılın dolmasının bekleniyor.  Bu durum sadece kitap için değil, tüm kültürel eserler için geçerli.” 

Büyük yayınevlerinin art arda telifi düşen eserleri yayınlamasını “hoş bulmadığını” söyleyen Gençer, “Örneğin Küçük Prensi, 40’ın üzerinde yayınevi yayınladı. Şu anda da Memduh Şevket Esendal’ın eserlerini birçok yayınevi yayınlamaya başladı. Satış pastası düşmüyor ama satış garantisi olduğu için yayınevleri bu duruma yöneliyor” dedi. 

“Telif süresi uzun, edebiyat paylaşmak içindir”

Yazar Tuğba Çelik ise yazarın ölümü halinde eserlerinin telifinin düşmesi için 70 yılın uzun bir süre olduğunu savundu. Çelik, “Ben öldükten sonra zaten yazdığım eserden bir gelir elde edemeyeceğim. Tek isteyeceğim iyi bir editörün elinden geçmesi ve özgünlüğünün korunması olur ama bir tiyatro eseri olmasında da hiçbir sakınca görmem. Çünkü edebiyat biraz paylaşmakla ilgili bir şey.” Tuğba Çelik

Edebiyatın yazar ve okur arasındaki bir ilişki olduğunu söyleyen Çelik, varislerinse sadece ekonomik kaygılar taşıyacağını belirterek şöyle dedi:

“Okur ve yazar arasında edebiyatla ilgili bir bağ kuruluyor. Eserin varislerle olan ilişkisi ise sadece ekonomik. Çünkü bazı varisler kitaplara sahip çıkarken kimileri ilgilenmiyorlar. Ve eser de kaderine bırakılıyor. Oysaki yazar öldükten sonra kitabın telifinin kısa bir süre sonra düşmesi yayıncıların da bu kitaplara erişmesini ve piyasada tutmasını da sağlar.”

Yakın gelecekte telifi düşecek yazarlar

2023 itibarıyla telifi düşen yazarlar arasında Memduh Şevket Esendal, 1920 Nobel Edebiyat ödülünün sahibi Norveçli yazar Knut Hamsun, Amerikalı filozof ve eğitim kuramcısı John Dewey, İskoç polisiye yazarı Josephine Tey bulunuyor. 2024’te Sait Faik Abasıyanık’ın eserler, 2026’da Reşat Nuri Güntekin’in eserleri, 2028’de Asaf Halet Çelebi’nin eserleri, 2031’de Peyami Safa eserlerinin telif hakkı düşecek, isteyen yayınevleri bu yazarların kitaplarını telif ücreti ödemeden yayınlayabilecek.

HABER : Haber: Ahmet Çağatay Bayraktar

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.