DOLAR 34,7548 0.05%
EURO 36,5475 0%
ALTIN 2.950,270,00
Ankara

KAPALI

Sahaflık; 500 yıl önce neyse şimdi de o…

Sahaflık; 500 yıl önce neyse şimdi de o…

Sahaflar artan hayat pahalılığının yansımalarından, eski kitaplara erişimin zorluğundan, sahaf olmanın anlamını kaybetmesinden yakınıyor. İkinci el kitap satıcıları ise meslekteki değişen tutumlardan dertli.

ABONE OL
17 Şubat 2023 14:03
Sahaflık; 500 yıl önce neyse şimdi de o…
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Yüksek enflasyon, ikinci el kitap piyasasını da vurdu. Sahaflar artan hayat pahalılığının yansımasından, eski kitaplara erişimin zorluğundan, sahaf olmanın anlamını kaybetmesinden yakınıyor. İkinci el kitap satıcıları ise meslekteki değişen tutumlardan dertli. 9. Köy, hem sahaflarla, hem de ikinci el kitap satıcıları ile görüştü, eski kitap piyasasının son durumunu araştırdı.

500 yıl önce neyse şimdi de o…

Sahaflar Derneği Başkanı Ümit Nar, Kültür Bakanlığı nezdinde “sahaf” gibi bir tanımın olmamasından şikayetçi. Nar, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, yayıncılık ve sahaflığın sorunlarının 500 yılda pek az değiştiğine dikkat çekerek, şöyle dedi;
“Avrupa’da ilk matbaayı yapan adam Gutenberg’e baktığımızda batmış, haciz konmuş. Osmanlı’da matbaayı ilk getiren kişi olarak kabul edilen İbrahim Müteferrika’ya baktığımızda, onun da makinelerine el konulmuş haraç mezat satılmış. Sahaflık tarihine baktığımızda, en eski sahaf belgesi Süleyman Efendi’ye ait bir tereke belgesidir. Süleyman Efendi borcu alacağından daha fazlayken vefat etmiş ki, bundan 500 sene önceki kayıttan bahsediyorum. Yani yayıncılıkla, kitapla ilgilenen insanların hiçbir şeyi değişmiyor. Beş yüz sene önce neyse şimdi de o. Hatta şimdi daha ağır koşullar olduğunu söyleyebilirim.”

“Kurumsal kitabevleri ile aramızda uçurum var”

Artan hayat pahalılığında sahafların indirim kampanyalarıyla ve online satışlarla ayakta kalmaya çalıştıklarına dikkat çeken Nar, sahaflara kıyasla kurumsal kitabevlerinin kazançları arasında “uçurum olduğunu”, ancak yine de kimi okuyucuların kitaplar hakkında ayrıntılı bilgiye erişmek için sahafları tercih ettiklerini belirterek, aradakı farkı şöyle anlattı;
“Sahaf size ilgi alanınız ya da aradığınız tür doğrultusunda birçok seçenek sunabilir. Zaten sahaf dediğiniz kişi bunun için var. Zincir mağazalardaki arkadaşlar genellikle öğrenciler ve kitap okuyor olsalar bile sahaf kadar geniş bir yelpazede bilgiye sahip olduklarından bahsedemeyiz. Benim kayıtlı 20 bin kitabım var. Dolayısıyla çok daha geniş bir yelpazeden hizmet sunuyorum ama kar-kazanç olarak kocaman bir uçurum var.”

“Tefecilik kitapçılığı var artık, sahafın ruhu vardı ama biz ticarileştik”

36 yıldır bu sektörde olan sokak satıcılığından bugünlere geldiğini söyleyen Gündoğan Gülbayrak ise, kendisini sahaf olarak tanıtmadığını söyledi. “Sahaf bulunmayanın, nadir olanın üzerine çalışır, şimdi eline iki kitap alan sahafım diyebiliyor” diyen Gülbayrak, ikinci el kitap satıcılarında “meslekteki etik değerlerin, helal kavramının karşılığını bulamadığından” yakındı.
“Tefecilik kitapçılığı” kavramına da değinen Gülbayrak, “Tefecilik kitapçılığı yapmamak lazım. Tefecilik kitapçılığı tutturabildiğine satmak demektir. Haram satmak demektir. Şunu bir liraya alırsak karşıdaki 10 liraya satar onu gören fırsat fırsattır der 100 liraya satar. Yetişmiş eleman kurnazlığından yapar. Yetişmemiş eleman ise bilmezliğinden yapar. Aslında onun fiyatı o değildir, tutturabildiğinden yapar” dedi.

“Çeşidi olan kazanıyor”

Dönemin ekonomik şartları ve moda kitaplar karşısında ikinci el kitap satıcılarından “çeşidi olanın satış yapabildiğine” dikkat çeken Gülbayrak, şöyle konuştu;
“Artık kitap satıcısına denk gelen kitaplar yeni diye tabir edebileceğimiz kitaplar. Satıcı dayanamıyor alıyor. Yeni kitap gelince sahaflığın olayı da parçalanıyor. Yeni gelenleri alıyor sonra yavaş yavaş çalışma kitapları, lise kitapları gibi kitaplar raflarda beliriyor. Sonra bir bakmışsın dükkanın yarısı eskiyken yarısı da yeni kitaplar, sınav kitapları oluyor. Okuyucu değişince sahaf da değişiyor. Çeşidi olan kazanıyor.”

“Online satışta düzenlemeler lazım”

Gülbayrak, aynı kitabın farklı sitelerde, farklı fiyatlarla satılması dolayısıyla internet satışlarına karşı olduğunu da belirterek, “Online satış platformlarının düzenlemelere gitmeleri lazım. Fiyat farkının çok olmamasına dikkat edecekler. İyi, orta, kötü haldeki kitapları neye göre fiyatlandıracaklarını anlatmalılar” dedi.

Bireysel yatırım aracına dönüşen çizgi romanlar

Son 10 yılda çizgi romanlarda çok ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Sahaf Evrim Ataman da, çizgi romanların artık orta yaşa da hitap etmeye başladığını belirtti. Ataman şöyle konuştu;
“Son 10 yıl içerisinde çizgi roman/mangada çok ciddi bir artış var. Manga okuyanlar ergen tayfa. Eskiden tabii çocuksu mangalardı ama gelişmesiyle yaş aralığı da arttı. Çok ciddi mangalar var artık. Manga kitlesi de gelişti. Orta yaşa, hatta belki yaşlılara da sirayet etti.”
Çizgi roman okuyucusunun aynı zamanda koleksiyoner olduğunu kaydeden Ataman “Mesela bir mangadan bin tane basılmış ve şu anki fiyatı 129 lira. Çok kaliteli, değerlenebilecek potansiyeli olan bir manga. Kısa zamanda tükenir. Piyasadan bulunmamaya başlayacağı zaman bunu arayan birine iki katına, üç katına satabilirsiniz. Yani altından yüksek bir kar marjı olabilir bazı kitaplarda. Sadece bunun için alan insanlar var, ‘nasıl olsa değerlenir’ diye alanlar da var. Ticari olarak denetlenmesi yok” dedi.

HABER : Haber: Elif Ataysın

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.