Şehriban Türlü
Van ili göçlerin Türkiye’de ilk geçiş yerlerinden biri. Daha çok Suriyeli ve Afganistanlı mültecilerin en büyük beklentisi Avrupa ülkelerine gidebilmek ancak bu gerçekleşene kadar da Van’da yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Suriye’nin Afrin kentinden Fatma İbiş ve Afganistan’da Taliban’ın saldırılarına en fazla maruz kalan 3. büyük etnik grup olan Hazaralar’dan Yasin Mubariz hikayelerini 9. Köy’e anlattı…
Afrinli Fatma İbiş, Suriye’deki savaş nedeniyle 9 sene önce 3 çocuğuyla birlikte kaçak yollarla Türkiye’ye geldiğini, çok zorluklar yaşadığını söyledi. İbiş, çocukları ile Afrin’de kalamayacağını, orada çatışmaların hala devam ettiğini sözlerine ekledi.
İbiş, “Göç ettiğim zaman 3 çocuğum vardı. Burada 2 çocuğum daha oldu. Şimdi 5 çocuğum var. Orada çok fazla zulüm ediliyordu bize. Çok fazla eziyet edildi İŞİD tarafından. Şimdi de dönmek istemiyoruz. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Yönetim başkalarının elinde. Çocuklarım da korkuyor, geri dönmek istemiyorlar. Burada ise iş bulmak çok zor. Zar zor idare ediyoruz. Yine de en azından burada elektrik, su var. Bu konteyner kentte de hep göç eden Kürtler oturuyor. Yan yana gelip Afrin’i yad ediyoruz, özlüyoruz…” diye konuştu.
Ekonomideki kötü gidişin mültecileri daha fazla etkilediğini belirten İbiş şunları söyledi: “Her şey çok pahalı. Örneğin bayramlarda çocuklara kıyafet alamıyoruz. Eşim çalışmayı seven ve çocukları için her zaman mücadele eden biri ama maalesef burada işsizlik çok. Burada çok yokluk yaşadık. Yokluk da insana zulüm gibi geliyor. Eşim inşaatlarda aylarca çalıştı parası verilmedi. Konteyner kentte kış aylarında donuyoruz. Tavandan su damlıyor. Geçiş yollarımız çamur içinde. Yazın da sıcaktan içerisi yanıyor, kalmakta zorlanıyoruz. Konteynerden ne çıkabiliyoruz ne orada kalabiliyoruz. Kiralık bir eve girecek kadar gelirimiz yok.”
“Kim topraklarını terk etmek ister ki?” diye soran ve tek isteğinin çocuklarının okuyabilmesi olduğunu ifade eden İbiş şunları da sözlerine ekledi, “Kimseye muhtaç olmamak için tek umudumuz çocuklarımız. Çünkü göç ettiğimiz ilk zamanlarda yaralarımızı sarmak isterken birçok yerde ırkçılığa maruz kaldık. Şimdiye kadar devlet gerçek anlamda gelip neye ihtiyacımız olduğunu sormadı. 7 nüfuslu bir aileyiz, aldığımız mülteci maaşı sadece 3 bin lira. Umarım her şey yoluna girer.”
Afganistan’dan kaçıp İran üzerinden Van’a göç eden Hazaralı Muhammet Mubariz de mülteci olmanın zorluklarını şu sözlerle anlattı: “Yanımızda yemek ve su dahi yoktu. Kimse görmesin diye yolda bulduğumuz ahırlarda kalıyorduk. Yol boyunca hakaret ve dile getirilemeyecek davranış ve söylemlere maruz kaldık. İran’a varana dek ayrı, İran’dan Türkiye’ye gelişte ayrı sorunlar yaşadık. Hatta Van’dan İstanbul’a gitmek için para vermiştik ancak bizi Tatvan’a bırakmışlardı. En sonunda Van’da yaşamaya karar verdik çünkü Avrupa yolunun artık kolay olmadığını anladık ve umudum kalmadı. Burada işe başladım. Göçmen olduğumuz için çalıştığım yerlerde çok az maaş veriyorlar. Yani düşük ücretle geç saate kadar çalıştırılıyoruz ya da bazen hiç vermiyorlar maaşları. Bu toprakların yabancısı olunca da yapacak bir şey kalmıyor. Bizi hep ikinci sınıf insan olarak görüyorlar. Birlikte yaşıyoruz, güler bir yüz istiyoruz oysa.”
Çalıştığı iş yerinde en küçük bir olayda ırkçılığa maruz kaldığını belirten Mubariz yaşadığı zorlukları da şöyle anlattı, “Hayat standartlarımız çok düşük, sigorta yok, sağlık imkanlarından faydalanamıyoruz. Ailem hala Afganistan’da. Kız kardeşlerim okuyamıyor, iş imkanları yok. Olsa da kadınların çalışması yasak. Ailemin geçimini de ben sağlamak zorunda kalıyorum.”
Geri kalmış bir ülkede kendini var etmeye çalışan insanlar olduklarını ve yıllarca savaş ve yasaklarla yaşadıklarını belirten Mubariz, “O hayatı yaşamaya mecbur değiliz. Sonuç olarak yolumuz bu topraklara düştü ve insani yaşam koşullarına, haklara sahip olmamız gerekir” dedi.
Kendilerine yönelik ayrımcılığa da dikkat çeken Mubariz, “Oysa kültürlerimizi birbirimize tanıtırsak ortada bir sorun kalmaz. Örneğin bana sorsanız hükümet, Birleşmiş Milletler vs. hiçbirinden bir isteğim olmaz. Biz göçmenlerin istediği tek bir şey var aslında o da insanlardan güler bir yüz. Hepimiz insanız” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.