Genç Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun beşinci yılının içindeydi. I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti tarih sahnesinden çekilmek zorunda kalmış; savaştan yorgun Türk halkı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, eşsiz bir mücadeleyle yurdu işgalcilerden kurtarmıştı. Saltanatın kaldırılmasını Lozan Zaferi izlemiş, Cumhuriyetin ilanından dört ay sonra da Hilafete son verilmişti. Aynı gün (3 Mart 1924) “Tevhidi Tedrisat Kanunu” kabul edilerek öğretim de birleştirilir.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, genç Cumhuriyeti şekillendirecek devrimleri sürdürmekte kararlıdır. Şapka Devrimini başlattığı gün, “Bu millet medeniyet güneşinin bütün hararetini almıştır” diyen Atatürk, yurdun her karış toprağının ve yaşlı, genç, çocuk; kadın, erkek; genç cumhuriyette her yurttaşın uygarlık güneşinin ışıklarıyla aydınlanmasını istiyordu. Atatürk, Türkiye’nin geleceğinin her zaman aydınlık olmasını sağlayacak bu kaynağı oluşturmanın yöntemini de bulmuştu: Herkes okuma yazma öğrenecekti. Bunun da Türkçenin daha kolay öğrenebileceği Latin harflerinin kabulüyle sağlanabileceğini öngörüyordu.
EN ZOR GÖREV MUSTAFA NECATİ’YE
Mustafa Kemal Paşa’nın, 9 Ağustos 1928’de, İstanbul’da Sarayburnu Parkı’ndaki açıklamasından sonra gazeteler de yavaş yavaş yeni harfleri kullanmaya başlar. Türk basını, yeni Türk harflerini kullanmada ve kamuoyunu bu konuda aydınlatmada hiç de güçlük çekmez.
Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati de yeni Türk harflerinin uygulanmasına ilişkin iki ay süren “Teftiş gezileri”ne çıkar. 14 Ağustos 1928’de Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, Mustafa Kemal’in yeni harflerle ilgili çalışmalarını anlatışı ve haberdeki içtenlikli üslubuyla “Ben, Reisicumhur Hazretleri’nin bu hususta gösterdiği mesai karşısında hakikaten utandım” deyişi dikkati çeker. Mustafa Necati’nin, “Türk ulusu, bir gönül olmuş ve o gönül bütün içtenliklerden toplana toplana Mustafa Kemal olmuştur” dediği bu demecin son bölümü özetle şöyledir: “Reisicumhur Hazretleri’nin bu vaziyeti karşısında hepimize düşen vazife, aynı aşkla ve aynı faaliyetle bir an evvel yeni harflerle yazı yazmayı öğrenmek olmalıdır.”
Türk harfleri, TBMM’de 1 Kasım 1928’de kabul edilir. Kanuna göre, süreli yayınlar, levha, tabela, ilan, sinema yazıları, 1 Aralık 1928 tarihinden itibaren Türk harfleriyle basılacaktır. Ve tüm gazeteler, 1 Aralık 1928 tarihinde yeni Türk harfleriyle çıkmaya başlar.
MİLLETİN MEKTEPLERİ
Yeni harflerin öğrenilmesi için düşünülen yöntemlerin başında, yurt düzeyinde ”Millet Mektepleri” açılması gelmekteydi. 24 Kasım 1928’de yayınlanan “Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi”ne göre, hiçbir okula devam etmeyen 14-45 yaş arasındaki her Türk vatandaşı, Millet Mektebi’ne devamla yükümlü kılınır. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal de Millet Mekteplerinin “Başöğretmeni” olması için yapılan teklifi kabul eder.
Millet Mektepleri açıldığında; millet, kendi mektebine büyük ilgi gösterir. Yaş sınırı 14-45 olarak belirlenmesine karşın; çocuk, genç, yaşlı her yaştan yurttaş, sınıflara doluşur. Millet Mekteplerinden bir yılda 600 bin kişi diploma alır ve 1936 yılına kadar sürdürülen seferberlikte bu rakam 2,5 milyonu geçer.
KURUCUSU AYNI GÜN ÖLDÜ
Millet Mekteplerinin açılmasının mutluluğunu, mekteplerin kurulması için büyük çaba gösteren Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati yaşayamaz. Mustafa Necati, 31 Aralık’ta geçirdiği apandisit ameliyatından sonra, yeni yılın ilk günü hayata gözlerini yumar.
Anadolu Ajansı’nın “Gece Nüshası”nda verdiği Mustafa Necati’nin (doğumu 1894) ölüm haberi ile tüm yurtta Millet Mekteplerinin açıldığına ilişkin haberler iç içe yer alır. Hâkimiyeti Milliye gazetesi de Millet Mekteplerinin açılışı ile kurulması için büyük çaba gösteren ve açılışlarını heyecanla bekleyen Mustafa Necati’nin ölüm haberini, ilk sayfasında yan yana verir. Mustafa Necati’nin fotoğrafının altında, “Necati Bey’in beş gün evvel gazetemize vermiş olduğu son resmi” yazılıdır. Mustafa Necati, fotoğrafını imzalarken; Millet Mekteplerinin açılışına katılacağını ve bu haberde kullanılacağını düşlemiştir belki de… Bütün gazeteler, manşetlerini bu üzücü habere ayırırlar. Yazarlar, Mustafa Necati ile ilgili yazılar kaleme alırlar. Ahmet Haşim, İkdam gazetesindeki “Bize Göre” köşesinde, “Yirmi beş sene evvel İzmir’de tanıdığım haşarı ve düşünceli genç, sonraki inkılapçının bütün faziletlerine ve kuvvetlerine tamamen malikti” diye yazar.
GAZİ’NİN GÖZYAŞLARI
Mustafa Kemal, kendisine, Millet Mekteplerinin açılışı dolayısıyla “Muallimlerimize o gün bir nutuk söyler misiniz” diyen genç Millî Eğitim Bakanı’nın arkasından gözyaşı döker. Atatürk’e, Mustafa Necati’nin ölümü üzerine çok sayıda taziye telgrafı gönderilir.
Mustafa Necati’nin naaşı, Başbakan İsmet İnönü’nün de katıldığı törenle 2 Ocak 1929 Çarşamba günü Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilir. İkdam’ın haberine göre, “İsmet Paşa kabir başında söylediği nutukla herkesi ağlatır.”
HABER : HASAN SAFA TEKELİ – ARAŞTIRMA YAZISI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.