DOLAR 41,5957 0,23%
EURO 48,8666 0,43%
ALTIN 5.140,700,30
Ankara
14°

PARÇALI BULUTLU

Market rafları arasında: Uzun mesai, düşük ücret, bitmeyen yorgunluk
  • 9.Köy
  • Emek
  • Market rafları arasında: Uzun mesai, düşük ücret, bitmeyen yorgunluk

Market rafları arasında: Uzun mesai, düşük ücret, bitmeyen yorgunluk

Zincir marketlerde çalışan işçiler uzun mesailer, düşük ücretler ve ağır iş yükü nedeniyle tükenmiş durumda. Bayılma görüntüleri gündeme gelirken, emekçiler fazla mesai ücreti, yeterli mola ve insanca çalışma koşulları talep ediyor.

ABONE OL
29 Eylül 2025 11:13
Market rafları arasında: Uzun mesai, düşük ücret, bitmeyen yorgunluk
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Delal Meltem Demir / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Son dönemde zincir marketlerde çalışan kasiyer ve reyon görevlilerinin yorgunluktan bayıldığı anlara dair görüntüler gündeme geldi. Kimi marketlerde işçiler, uzun mesailer ve ağır iş yükü nedeniyle işlerinin başında fenalaşıyor. Bu tür görüntüler tartışılırken, 9. Köy olarak İstanbul’un farklı semtlerindeki marketlere gidip emekçilerin çalışma koşullarını dinledik.

Yorgunluk yüzlerinden okunuyor

5-6 farklı market dolaşıyoruz. Çalışanların yanına gidip konuşmak istediğimizde çoğu ya çok yoğun olduğunu söylüyor ya da
sessiz kalmayı tercih ediyor. Yüz ifadelerindeki yorgunluk, halsizlik ve mutsuzluk, kelimelere bazen ihtiyaç bırakmıyor. Bazıları konuşmak istese bile “İşimizden oluruz” korkusuyla geri adım atıyor. Zaten zor koşullarda çalışırken sorunlarını dile getirmek, onlar için yeni bir risk ve belki de işsizlik anlamına geliyor.

Israr etmeyerek yolumuza devam ediyoruz

Sonunda, bahsi geçen üç harfli marketlerden birinde çalışan bir işçi bizimle konuşmayı kabul ediyor. Ancak ismini vermek istemediği için biz ona Ayşe diyoruz.

“Bayılacak gibi olduğum günler oldu”

“Genelde 9-10 saat çalışıyoruz” diyen Ayşe, son günlerde gündeme gelen bayılma görüntülerinin hatırlatılması üzerine “Hiç şaşırmıyorum. Biz de çok yoruluyoruz. Benim de bayılacak gibi olduğum günler oldu” diyor. Geçim meselesine geldiğimizde ise yüzü biraz daha ciddileşen Ayşe, “Zor hatta imkansız. Aldığımız maaşla yaşamak neredeyse imkânsız. Çoğu zaman borçla idare ediyoruz” diyor.

Performans baskısına ilişkin Ayşe şöyle konuşuyor: “Evet var. Sürekli hedef tutturmamız isteniyor, bu da büyük bir stres yaratıyor. Sürekli hedef tutturma telaşımız oluyor.

Peki işyerindeki haklarının eksik olduğunu düşünüp düşünmediği sorusuna ise eksik haklarını sıralarken hiç düşünmeden şunları söylüyor: “Fazla mesai ücreti, yeterli mola ve daha iyi maaş.

Sohbet ederken ise “Kasada çalışan kasiyerlerin iki dakika oturup dinlenmesi için bir koltuk bile konulsa videolardaki bayılma görüntülerine tanık olmazdık” diyerek çalışma koşullarının ağırlığını anlatmaya devam eden Ayşe, yaşadığı sağlık sorunlarını da şöyle anlatıyor: “Sürekli ayakta olduğumuz için bel ve diz ağrısı çekiyoruz. Stres de cabası.

Rafların arasında kısa bir mola

Ayşe ile konuştuktan sonra başka üç harfli marketlere soruyoruz yine dönüş alamıyoruz bizde farklı bir açıdan bakabilmek için zincir marketin geniş koridorlarında dolaşmaya başlıyoruz. Yine bir telaş, koşuşturma, konuşmaktan kaçınma hali söz konusu.

Zincir marketin geniş koridorlarında reyonları düzenleyen işçilerden biri sorularımıza isim vermeden yanıt vermeyi kabul ediyor. Söze başlamadan önce yorgunluğunu gizlemeye çalışıyor ama yüzündeki ifade çok şey anlatıyor. Sohbete eskiden sendika temsilciliği yapmış bir çalışan da katılıyor.

Günde 8,5 – 9 saat çalışıyoruz.” diyorlar. “Bunun 1,5 saati mola ama tempoya göre o da yetmiyor. Yoğunluk mevsime göre değişiyor. Bizim mağazada bayılma olmadı ama özellikle üç harfli marketlerde bu olayların yaşanmasına şaşırmıyoruz. Çünkü oralarda mola hakkı bile düzgün bir şekilde tanınmıyor.

Bir çalışan sözlerine sendikalı olmanın görece avantajlarından bahsederek şöyle devam ediyor: “Her ay düzenli maaş alıyoruz, bu bizce olumlu yanı. Ama aldığımız ücret asgari ücretin biraz üzerinde. Örnek vermek gerekirse ben yıllardır çalışıyorum ve asgari ücretten bin TL fazla alıyorum. Toplu sözleşmelerden gelen artışlarda da en fazla 100 – 200 TL oynuyor. Yani aldığımız maaş, hayat pahalılığı karşısında çok düşük kalıyor.”

Sendikalı olmanın tüm sorunları çözmediğini de söyleyen bu çalışan, şöyle konuşuyor: “Reyonda çalışan işçiler sık sık görev alanı dışında işlere yönlendiriliyor. Eleman eksikliği gerekçesiyle farklı bölümlerde çalıştırılıyoruz. Hatta mesai saatimiz dolduysa ve iş yetişmediyse çıkış kartını basıyoruz ama çalışmaya devam ediyoruz. Ceza yememek için böyle yapılıyor. Yasal değil ama arada oluyor.

Yorgunluğun izleri

Bazı market çalışanları ise bizimle konuşmayı reddediyor. Kimisi “Çok yoğunum” diyerek aceleyle uzaklaşıyor, kimisi ise işten atılma korkusuyla sessiz kalıyor. Fakat konuşmasalar bile yüzlerindeki yorgunluk, ellerindeki hız ve gözlerindeki tükenmişlik çok şey söylüyor.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP