Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, aşı ile önlenebilir bir hastalık olan boğmacadan 3 çocuğunu yaşamını yitirmesinin ardından halkı bu hastalığa karşı uyardı. Ülgen, "Boğmaca görüldü, önlem alınmazsa bunun yanında kızamık, kabakulak ve diğer bulaşıcı hastalıklar da görülebilir" dedi.
Diyarbakır’da aşı ile önlenebilir bir hastalık olan boğmacanın yeniden ortaya çıkması, 3 çocuğun bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetmesi ile 30’un üzerinde çocukta vakanın görülmesi kentte panik yarattı. Diyarbakır Tabip Odası önlem alınması konusunda yetkilileri göreve çağırdı ancak bu çağrıya resmi makamlardan herhangi bir yanıt verilmedi.
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, konuyla ilgili olarak 9.Köy’e yaptığı açıklamada, 22 Mayıs’ta sahadan gelen boğmaca vakaları ve 2 ölüm vakası ile olarak açıklama yaptıkları ancak bu açıklamaya rağmen devlet kurumlarından resmi bir yanıt alamadıklarını söyledi. Aradan geçen sürede vaka ve hasta sayısının arttığını da ifade eden Ülgen, “Toplum sağlığını denetlemek tabip odasının görevidir. Sahadan aldığımız bilgiler doğrultusunda yetkilileri göreve çağırmak amacıyla bir açıklama yaptık. Ancak resmi bir cevap gelmedi. Bu süre zarfında vakalar ve hastalar artmaya başladı” dedi.
Aşılamanın önemi ve karşılaşılan sorunlar
Veysi Ülgen
Ülgen, aşılama konusundaki aksaklıklar ile covid-19 pandemisinin boğmaca gibi hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına neden olduğunu belirterek, “Boğmaca görüldü, önlem alınmazsa bunun yanında kızamık, kabakulak ve diğer bulaşıcı hastalıklar da görülebilir. Bu hastalıkların hepsi aşıyla önlenebilir hastalıklardır” diye konuştu.
Aşılama sürecinin özel sektöre açılması üzerine denetim alanında zafiyet yaşandığına, aile hekimliği sistemine performans odaklı yaklaşılmasının da aşılama sürecinde sorunlara neden olduğunu belirten Ülgen, “Aşılar yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilebiliyor. Bu durum performans odaklı sistemden kaynaklanıyor” dedi.
Saha çalışmasında 680 aşı reddi tespit edildi
Aşı karşıtlığının artmasıyla toplumda bilim dışı uygulamaların yaygınlaştığını da ifade eden Ülgen, “Bazı hekimler ve profesörler aşılarla ilgili olumsuz görüşler bildirdi ve bu da aşı karşıtlığını artırdı. Hatta bazı haberlerde covid aşısının insanlara zarar vermek için yapıldığı gibi komplo teorileri bile ortaya atıldı” diye konuştu. Aşı karşıtlığının toplumda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Ülgen, sahada yaptıkları çalışmalarda 680 aşı reddi tespit ettiklerini söyledi.
Önlem ve bilgilendirme çağrısı
Diyarbakır Tabip Odası olarak yetkilileri göreve çağırdıklarını ve doğru bilgilendirme yapılmasını, gerekli önlemlerin alınmasını istediklerini kaydeden Ülgen, şöyle konuştu: “Doğru bilgilendirme aynı zamanda önlem almayı sağlar. Doğru bilgi, erken müdahale ve tedavi demektir.“
Özellikle çocukların ve bebeklerin boğmaca gibi hastalıklara karşı savunmasız olduğunu, bu çerçevede aşılama programlarının gözden geçirilmesi ve tüm çocukların aşılanması gerektiğini kaydeden Ülgen, ayrıca ergenlere ve gebelere de bir doz aşı yapılmasını önerdi.
“Hiçbir aşıya itibarımız yok”
Tabip Odası’nın aşı çağrısına rağmen, bazı vatandaşlar “aşıya güven duymama” konusundaki tavırlarını sürdürüyorlar. 9. Köy’e konuşan 43 yaşındaki bir çocuk annesi Işıl Sevilmiş, covid-19 sonrası aşılara olan güveninin azaldığını belirtti. Sevilmiş, çocukluk aşılarını yaptırdığını ancak covid-19 sonrası aşılara güvenmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Biz çocukluk aşılarımızı olduk ama sonrasındaki hiçbir aşıya itibarımız yok. O yüzden hiç olmadık. Çünkü ben 81 doğumluyum ve benim aldığım eğitimde virüsler ve bakterilerle ilgili ilkokuldan liseye kadar birçok şey öğrendik. Bakteri nasıl gelişir, virüs nasıl gelişir, aşılar ne işe yarar. Ama şu an anlatılanlarla o zamankiler çelişiyor. Tam tersi şeyler anlatılmaya başlandı ve açıkçası bir grip gibi hava yoluyla bulaşan bir virüsün aşısı olmayacağına inanıyorum. Çünkü benden arkadaşıma veya çocuğuma geçene kadar zaten virüs evriliyor. Evrilen bir virüsün aşısının olmasının imkanı yok. Vücut ancak buna bağışıklığı kendiliğinden kazanabilir, takviyelerle, vitaminlerle. Bundan sonra çıkacak ve bana ‘15 yaşındaki kızınız artık bunu olması lazım’ dediğinde itibar etmem söz konusu değil.”
Yaşadıkları çerçevesinde hükümetten gelen bilgilere güven duymadıklarını da söyleyen Sevilmiş, “Kendi yaşadıklarımız ve gördüklerimizden sonra, hele de hükümetin tavrından sonra paylaşılan bilgilere itibar etmemeye başladık. Yaşadıklarımıza odaklandık. Covid geçiren insanlarla aynı ortamda yaşadığımızda ölümcül birşey yaşamadık. Hastaneye gidenler ölümcül yaşadıklarını anlatıyorlar” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.