ANKARA- Dışkapı Adliyesi’nin bir süre açık otopark olarak kullandığı bitişik arazisinde tarihi eser olduğu düşünülen işlenmiş, kesilmiş, desenlerle süslenmiş taş bloklar bulundu. Yüzey desenleri birbirini tamamlar biçimde ve benzer nitelikte olmalarıyla dikkat çeken taşlar, ilk kez 9. Köy’ün soruları üzerine olay yerine gelen uzmanlarca incelendi. İlk bulgular, taşların tarihi eser olabileceğini gösterdi. Mıcır dökülerek otopark olarak kullanılmış alanda bulunan taşları inceleyen Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkilileri ayrıntılı analiz için aldıkları örnekleri laboratuvara gönderdi.
Tesadüfen bulunan tarih
9. Köy, arazideki taşları tesadüfen fark eden Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) arkeoloji öğrencisi Avukat Ali Fatih Çetin’le taşların bulunduğu alanda konuştu. Çetin, adliye bitişiğindeki arazide taşları nasıl bulduğunu şu sözlerle anlattı: “Duruşmama katılabilmek için adliye binası ile otopark arasındaki boş araziden geçerken yerde andezit taşına benzeyen bir taş ve üzerinde bir takım desenler gördüm. Merakıma yenik düşerek taşın üzerindeki toprak katmanı kazıdım ve benim gördüğüm kısmın taşın sadece küçük bir kısmı olduğunu, taşın bir blok halinde olduğunu fark ettim.” Bulunduğu nokta Roma Hamamı Müzesine ve sit alanına yakın olduğu için taşın bir tarihi eser parçası olabileceğini düşünen Çetin, zeminde dağınık halde olan başka taş blok parçalarını da gösterdi.
“Taş parçaları bir inşaat sonrası buraya dökülmüş olabilir”
Arazinin farklı yerlerinde tarihi eser olması muhtemel birçok taş parçası bulunuyor. Bu taşların birçoğunun yüzey desenleri birbirine benziyor. Bazıları kırılmış, çatlamış halde bazıları blok halde, zemine çok yakın bir şekilde toprak altında duruyor. Çetin, “Bu durum bir hafriyat ya da inşaat sonrası bu parçaların buraya dökülmüş olabileceği ihtimalini de beraberinde getiriyor. Duruşma için geldiğim adliye binasındaki inşaat sürecinin, taş parçasını bulduğum arazide bir tahribat yapıp yapmadığını bilebilmem pek mümkün değil” dedi.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkilileri, 9. Köy’ün soruları üzerine haberdar oldukları buluntuları yerinde inceledi ve örnekler aldı.
Roma Hamamı Açık Hava Müzesi’ne 500 metre mesafede
9. Köy, buluntuları uzmanlara sordu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümünden akademisyenler, fotoğraftar üzerinden yaptıkları değerlendirmede taşların konumu itibariyle de tarihi eser olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkilileri de 9. Köy’ün soruları üzerine adliye bahçesine gelerek ilk incelemeyi yaptı.
Müze uzmanlarının ilk izlenimleri, bu taş blok kalıntılarının milattan önceki bir zamana tarihlenme ihtimalinin düşük olduğu, milattan sonraya tarihlenebileceği yönünde oldu. Aynı zamanda Ermeni toplumu mezar taşlarına ait parçalar olabileceği de değerlendiriliyor. İncelemelerin ardından zeminden alınan taş örnekleri analiz edilmek üzere Ankara Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarı Bölge Müdürlüğüne gönderildi. Yetkililer analizin yaklaşık iki günde tamamlanacağını belirtti. Ancak incelemenin üzerinden 10 gün geçmesine karşın raporun henüz hazırlanmadığı bilgisi verildi. Bu durum bölgede tarih ve kültür araştırması yapan kurumların tepkisine neden oldu.
TMMOB Ankara Mimarlar Odası: “İnceleme tamamlanıp kamuoyuna açıklanmalı”
Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde Ermeni ve Katolik mezarlığının olduğu alanın inşaata açılmasına karşı mücadele yürüten Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, 9. Köy’ün yeni buluntularla ilgili sorularını yanıtladı. Ulus bölgesinde kazılan her noktadan tarihi eser çıkabileceğini belirten Candan, “Dışkapı Adliyesi bahçesinde bulunan bu taşlarla ilgili inceleme en kısa sürede tamamlanarak kamuoyuna açıklanmalıdır” dedi. Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin katman katman taranarak yeraltı kültür varlığının ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Candan, buradaki değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasının bir zorunluluk olduğunu vurguladı, yeni buluntularla ilgili süreci takip edeceklerini belirtti. Candan, “Roma Hamamı, Roma Tiyatrosu, Roma Yolu ve Augustus Tapınağı ile çekim merkezi olabilecek bir bütünlükle ele alınması gerekirken, bütüncül bir politika ile ele alınmamış olması, eserlerin tarumar edilmiş olması, kültür bilmezliğin bir göstergesidir” diye konuştu.
“Augustus Tapınağı’nın olduğu birinci derece sit alanındaki tarihi duvar ve sütunlar Ankara Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Melih Gökçek döneminde iş makineleriyle yok edildi. Gölbaşı’nda çıkan yeraltı şehrinin üstü kapatıldı” diyen Candan, geçmişteki hataların tekrarlanmaması uyarısında bulundu.
Adliye binası tarihi eser kalıntıları üzerine mi yapıldı?
Tarihi eser olması muhtemel olan taşların bulunduğu arazideki Dışkapı adliyesi ek hizmet binası 2014 yılında Turgut Özal Üniversitesi öğrenci yurdu olarak inşa edildi. Arazisi Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan bina, belediye tarafından Turgut Özal Üniversitesi’ne kiraya verildi. 23 Temmuz 2016’da Resmi Gazetede yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile Turgut Özal Üniversitesi kapatılırken yurt binası da milli güvenliğe tehdit oluşturabilecek yapılar kapsamında kapatıldı. Hazineye devredilen bu bina 2017 yılında Adalet Bakanlığı’na tahsis edildi ve Ankara Barosunun itirazlarına rağmen adliye ek hizmet binası olarak hizmet vermeye başladı. Roma Hamamı’na yaklaşık 500 metre yakınlığı ile dikkat çeken bölgedeki binanın inşaatı sırasında tarihi eser buluntularına rastlanılıp rastlanılmadığı ise bilinmiyor.