İlke Çıtır / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremleri; Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya illeri başta olmak üzere 11 ilde yıkıma ve en az 53 bin yurttaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Gazeteciler ise depremin ardından sahada haber takibi yaparak yaşanan ihmalleri ve yurttaşların yaşadığı sorunları kamuoyuna duyurmaya çalıştı. Ancak, gazeteciler sahada yetkililer tarafından engellemelere ve baskılara uğradı. Bazı gazeteciler ise kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen 7418 sayılı “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında TCK madde 217/A “Halkı yanıltıcı bilgiye alenen yayma suçu” uyarınca yargılandı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) verilerine göre 6- 20 Şubat tarihlerinde deprem bölgesinde haber takibi yapan 4 gazeteci gözaltına alınırken, en az 11 gazeteci fiziksel engellemeyle karşılaştı. 10 gazeteci deprem bölgesinde saldırıya uğrarken, 3 gazeteciye soruşturma açıldı, 2 gazeteci sosyal medyada hedef gösterildi. 6 Şubat depremleri haberi neden gösterilerek yargılanan gazetecilerin sayısı ise tam olarak bilinmiyor.
Gazeteci Mehmet Güleç, Yüsra Batıhan ve Mir Ali Koçer de 6 Şubat depremlerine ilişkin yaptıkları haber gerekçe gösterilerek yargılanan gazeteciler arasında yer aldı. 3 isim de 9. Köy Haber Merkezi’ne konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mehmet Güleş
Gazeteci Mehmet Güleş, Diyarbakır’da 8 Şubat 2023 tarihinde bir enkaz alanında röportaj yaptığı deprem gönüllüsü ile birlikte “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” şüphesiyle gözaltına alındı. Güleş’e sorgusunda deprem gönüllüsünün “AFAD, UMKE yok” ifadesini kullanıp kullanmadığı soruldu. Hakkında “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlaması yapılan Güleş ve deprem gönüllüsü, Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesi’nce 10 ay boyunca her gün imza atılması karşılığında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Güleş, 8 Şubat 2023 tarihinde bölgede deprem nedeniyle sarsıntılar devam ederken deprem gönüllüsü ile birlikte bir gece nezarethanede tutulmasına tepki göstererek, “Bizim üzerimize kilit vurdular, can güvenliğimizi tehlikeye attılar” dedi.
Hakkında adli kontrol şartı kaldırılana kadar bütün ekipmanına el konulduğunu dile getiren Güleş, deprem bölgesinde haber takibine telefonla devam etmek zorunda kaldığını ifade etti. Güleş, “Diğer gazeteci arkadaşların fotoğraf makineleriyle işleri bittiği zaman onları makinelerini alıp çekiyordum. Ekipmanımı 10 ay boyunca geri vermediler” diye konuştu.
Türkiye’de demokrasi sağlanmadığı sürece gazetecilere yönelik bu baskıların devam edeceğini söyleyen Güleş, “Bu baskılar bize geri adım attırmayacak. Önemli olan bu baskılara karşı nasıl bir duruş sergilediğimiz. Biz özgür basın olarak direniş çizgisini seçiyoruz” ifadelerini kullandı.
Yüsra Batıhan
Gazeteci Yüsra Batıhan, X (eski adıyla Twitter) hesabı üzerinden paylaştığı “Cenazeler gömülüyor, devletin haberi yok“, “HDP’nin depremzedeler için gönderdiği 30 konteynere el konuldu” başlıklı haberler gerekçe gösterilerek, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla yargılandı. Batıhan, 21 Ocak Salı günü Ankara 75. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 10 ay hapis cezasına çarptırıldı ve hükmün açıklanması geriye bırakıldı.
Hakkında verilen hapis cezası kararı hakkında Batıhan, verilen kararın hukuki bir dayanağı olmadığını belirterek, “Bana verilen 10 ay hapis cezası çok bir anlam ifade etmiyor ancak hükmün açıklanmasının geriye bırakılması nedeniyle 5 yıl denetime tabi tutulmam esasında ‘Gözlerimiz üzerinizde ve sizi izliyor olacağız’ demek. Saruman’ın gözü adeta üzerimizde” ifadelerini kullandı.
Gazetecilik faaliyeti yaptığı için yargılandığını ve ceza aldığını kaydeden Batıhan, “Gazeteci olduğumu adeta kabul etmeyerek ve basının ifade özgürlüğünü yok sayarak bir ceza verildi” diye konuştu. Verilen karar hakkında yetkili makamlara itirazda bulunacağını belirten Batıhan, hem bir yurttaş hem de bir gazeteci olarak doğru bilgiyi yayma ve kamuoyunu bilgilendirme hakkını kullandığını ifade etti.
Mir Ali Koçer
Gazeteci Mir Ali Koçer, arama kurtarma çalışmaları sırasında yaptığı haberi X hesabı üzerinden paylaşmasının ardından 17 Şubat 2023 tarihinde Adıyaman’da haber takibindeyken “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne ifadeye vermeye çağrıldı. Koçer, X hesabı paylaşımlarının savcılık talebi olmaksızın 2020 yılında Anayasa Mahkemesi kararıyla “özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasına” aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilen “sanal devriye” olarak anılan yöntem ile Siber Suçlarla Mücadele ekipleri tarafından incelendiğini öne sürdü. İfade vermesinin ardından yürütülen soruşturmada savcılık takipsizlik kararı verdi.
Deprem bölgesinde her gittiği yerde farklı hikayeler ve görüntülerle karşılaştığını söyleyen Koçer, “Gördüklerimi bir gazeteci olarak elbette toplumla paylaşmam gerekiyordu. Nitekim öyle de yaptım” dedi.
Paylaşımları “sanal devriye” yoluyla tespit edildiğini öne süren Koçer, bu tarz uygulamalara özellikle deprem bölgesindeki yerel basının maruz kaldığını söyledi. Koçer, “Sanal devriye yöntemi, yasal bir zemine oturtularak sansür yasası halinde topluma sunuldu. Bundan da en çok gazeteciler etkilendi. İster istemez beraberinde otosansürü de getiren bu yasa, aslında devletin karanlık dehlizlerinde vuku bulan yasadışı faaliyetlerin görünürlüğünü ortadan kaldırmak amaçlıydı” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.