Hayri Mert / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda çalışan kamu işçilerinin sözleşmeleri kasım ayı itibari ile son buldu. İşçilerin özlük haklarını ve maaş artışını belirleyen bu sözleşmenin bitmesine rağmen bakanlık tarafından yeni yıla girilmesinden sonrasında herhangi bir adım atılmadı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda çalışan 23 bin kamu işçisinin toplu iş sözleşmeleri, geçin yıl kasım ayında sona erdi. İşçiler sözleşmenin imzalanmaması, hem maddi hem de manevi kayıplarından kaynaklı yetkili sendika Hak-İş’e bağlı Öz Sağlık-İş ve bakanlığa tepkili.
Öz Sağlık-İş sendikası yöneticileri ise 9. Köy’ün sorularını yanıtsız bıraktı.
Aile ve Sosyal Bakanlığı’nda çalışan işçiler yeni toplu iş sözleşmesi imzalanmadığı için büyük hak kaybı yaşadıklarını, bu durumun psikolojilerini de bozduğunu anlatıyorlar. İsmini vermek istemeyen bir işçi, yetkili sendikanın hiçbir şekilde özlük haklarının ve maaşları konusunda kendileriyle temasa geçmediğne dikkat çekti. Kamu işçisi, “Öz Sağlık-İş Sendikası’nın bu süreçte yaptığı şey işçiyi ayrıştırmak. Şartlar gün geçtikçe kötüye gitse de sözleşme imzalanınca biz başardık diyorlar. Sendikanın asıl görevi ise işçinin hakkını savunmakken, işverenle birlik olup sıtmayı gösterip kangrene razı ediyor.” dedi.
Kamu işçisi kadrosu almadan önce taşeron firmada çalışırken koşullarının daha iyi olduğunu belirten bakanlık çalışanı işçi, şu görüşleri dile getirdi: “İşe başlarken kadrolu değildik asgari ücretin yüzde 55 fazlasını alıyorduk. Ayrıca rapor hakkımızı arkadaşlarımızı mağdur etmeden kullanabiliyorduk fakat bir kişi rapor aldığında diğer arkadaşlar fazla çalışma ücreti verilerek çalıştırılıyor ama verilen ücret bir günlük değil 24 saat çalışıyoruz fakat 8 saatlik ücret alıyoruz.”
Erhan ER
Türk- İş’e bağlı Sağlık-İş Sendikası, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda yetkili sendika değil ancak işyerinde çok sayıda üyesi olması nedeniyle işçilere destek veriyor. 9. Köy’e konuşan İzmir Sağlık-İş Sendikası Şube Başkan Yardımcısı Erhan Er, toplu iş sözleşmesinin bittiği anda yenisinin imzalanması gerektiğine dikkat çekti. Yeni sözleşme imzalanamaması halinde müzakere süreci bitene kadar hak kaybı yaşanmaması için geçici bir sözleşme imzalanması gerektiğini belirten Er, “Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre yasal süreleri içinde yürütülmesi gerekir. Şu an Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yasal görüşme süresi sona erdi. Fakat ortada ne görüşüldü hangi maddeler kabul gördü ya da görmedi bir bilinmezlik içinde.” dedi.
Er, bu döneme kadar işçilerin mevcut sözleşmeyle oyalanmaya çalışıldığını savundu. Er, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplu iş sözleşmeleri her kurumun kendine özgü çalışma hayatının sorunlarına çözüm, mali ve sosyal haklarını belirlemek için yapılır. Kamu çerçeve harici ilave bir hak almayı planlamıyorsa kurumun toplu iş sözleşmesini bekletir, kamu çerçeve genel hatları belli olduğunda imzayı atar.”
Türkiye tarihinde bir ilk olarak 2021 yılında Öz Sağlık-İş Sendikası tarafından yapılan sözleşmeye eklenen, “İmza tarihi ile beraber hüküm doğurur.” maddesiyle işçinin geriye dönük alacaklarını alamadığını belirten Er, “Toplu iş sözleşmesi müzakere sürecinin sonunda imzalanır, yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında ki süre kapsamında toplu iş sözleşmesi ile elde edilen kazanımlar geriye dönük ödeme adı altında verilir. Yetkili sendika, sözleşmedeki ‘İş kazanımları imza tarihi itibariyle ödenir’ maddesiyle işçiler hak kaybına uğrattı ve bu tehlike yeni sözleşmede de halen daha devam ediyor.” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.