Elmas Berna Öztürk
Temmuz ayında TÜİK’in yayımladığı “Süreli Yayın İstatistikleri” raporuna göre, resmi ilan alan gazete sayısı 2023’te 855 iken 2024’te 753’e geriledi; çalışan sayısı ise 5 bin 42’den 4 bin 315’e düştü. Resmi ilan geliri olmayan gazeteler kapanma tehlikesi yaşarken Google algoritmasına da yeniliyorlar. Meslek örgütleri, ekonomik baskılar ve BİK’in kriterlerine dikkat çekerek, “Sansür kadar otosansür de mesleği tehdit ediyor” uyarısında bulunuyor.
Resmi ilanlar, devlet kurumlarının ihale ve duyurularının gazetelerde yayımlanmasıyla gazetelere önemli bir gelir kapısı sağlıyor. Ancak Basın İlan Kurumu’nun (BİK) koyduğu katı şartlar yerel ve bağımsız gazeteleri zorluyor. Tiraj, yayın sıklığı, kadro yapısı ve içerik gibi kriterlerin yanı sıra, son düzenlemelerle günlük yüksek sayıda haber üretmek ve belli sayıda kadrolu gazeteci çalıştırma koşullarını yerine getiremeyen gazeteler ilanlardan mahrum kalıyor ve ekonomik olarak zayıflıyor. Dijital yayınlarda ise görünürlüğünü en çok Google’ın algoritmaları belirliyor. Tıklama tuzaklı içerikler ya da ajanslardan kopyalanan haberler öne çıkarken, yerel gazetelerin özgün ama düşük tıklanmalı haberleri geri planda kalıyor. Algoritmalar haberin niteliğini değil, niceliğini ödüllendiriyor. Bu durum da bağımsız gazeteciliği gölgede bırakıyor.
Kıvanç El
Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, resmi ilan yayımlayan gazete sayısındaki düşüşü iki nedene bağlıyor: “Birleşen gazeteler ve yaşamaya çalışıp yaşayamayan gazeteler.”
Gazete sayısındaki azalmanın, basın özgürlüğü açısından önemli bir problem yarattığını belirten El, “Bir ilde beş gazete varsa konuya beş farklı açıdan yaklaşmak mümkündü ama gazete sayısı bire, ikiye düştü; hatta bazı yerlerde hiç gazete kalmadı” dedi.
El, özellikle yerel basının belediyelere bağımlı hale geldiğine dikkat çekerek birçok gazetenin adeta “belediye bültenine” dönüştüğünü söyledi.
Gazeteler için ilan alma süreçlerinin şeffaf ve adil yürütülmediğinden belirten Kıvanç El, “Özellikle BİK’in şunu yaptın böyle bir ceza veriyorum deyip ilanları kesmesi söz konusu” dedi.
BİK’in reklam vermek için getirdiği yükümlülüklerin ağırlığına dikkat çeken El, bu kriterlerin zorluğunu şöyle anlattı:
“BİK Genel Kategori’de yer alan yayın mecralarına diyor ki; ‘Günde 300 tane haber gireceksiniz, 60 tanesi özel haber olacak, şu kadar olacak.’ Yani burası sanki haber üretim fabrikasına dönmüş oluyor. Gazeteci çalıştıran bir yerde 10 tane muhabir bile olsa günde 60 tane 40 tane özel haber istemek hayatın olağan akışına aykırı. Doğal olarak bunu yapması mümkün değil. Yani bir gazeteci günde 5 tane 6 tane özel haber üretemez.”
Kıvanç El, siyasal baskılar ve sansürün önüne geçmek için RTÜK ve BİK’in bağımsız yapılar hâline getirilmesi gerektiğini söyledi. Reklamların şeffaf şekilde dağıtılması ve gazetelerin tümünün adil gelir elde etmesi gerektiğini vurgulayan El, yerel gazetelerde meslektaşların 212 sayılı kanun dışında çalıştırılmasına son verilmesi çağrısında bulundu.
Sansürün yanı sıra, otosansürün de ciddi bir sorun olduğunun altını çizen El, gazetecilerin çoğu zaman patron baskısı ya da haberin yayınlanmayacağı kaygısıyla kendi kendine engel koyduğunu aktardı. El, “Sansür ve otosansür ancak bağımsız yasalar ve bağımsız kurumlarla aşılabilir. Biz de bunun mücadelesini veriyoruz” diye konuştu.
22 yıldır yayın yapan Akdeniz Gerçek Gazetesi’nin sahibi Ahmet Başkaya, gazetenin ilk kurulduğu yıllarda BİK’in kağıt dahil birçok yardım yaptığını söyledi. “Şimdi destekler sadece ilan verme düzeyinde kaldı” diyen Başkaya, bunun yanında yazılı basına olan ilginin azalmasıyla internet yayıncılığının öne çıktığını vurguladı.
BİK’in koymuş olduğu katı kurallara birçok gazetenin ayak uyduramadığına dikkat çeken Başkaya, “BİK’in ‘az sayıda gazete olsun, çok fazla aykırı fikirler olmasın’ yaklaşımına ekonomik zorluklar da eklenince birçok gazete yayın hayatına son vermek zorunda kaldı. Buna internet haber siteleri de dahil” dedi.
Ahmet Başkaya
Ahmet Başkaya, yayınlarını basılı gazete ve internet sitesi olarak ikiye ayırdıklarını söyledi. İnternet medyasının Google algoritmalarına bağlı çalıştığını belirten Başkaya, “Haberlerimiz hem algoritmaya hem siyasi atmosfere göre şekilleniyor, bu işleri zorlaştırıyor. Zaman zaman ek işlerden kazancımı buraya yatırmak zorunda kalıyorum” ifadelerini kullandı. Basılı gazeteden internete geçişle abonelik gelirlerinin dörtte birine düştüğün söyledi.
Başkaya, resmi ilanların azalmasının ve Google’ın reklam pazarını domine etmesinin yerel gazeteleri ciddi şekilde etkilediğini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yerel gazetelerin payı daralıyor ve bu durum bizi iyice sıkıştırıyor. Daha fazla ve özgün haber üretmemizi, bunu halka daha iyi sunmamızı engelliyor. Bu daralmanın ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Ayrıca resmi ilan pastası dışında ilanların azalmasının en büyük nedeni Google’ın global reklam pazarını ele geçirmesi. Bugün ilan verecek kişi veya marka Google’a, Instagram’a veya açık hava reklamlarına yöneliyor. Bu kalemden en çok etkilenen dergiler ve gazeteler oldu.”
Antalya’da gazete sayısının 11’den 6’ya düştüğünü belirten Ahmet Başkaya, bu rakamın diğer illere göre iyi olduğunu vurguladı. Gazete sayısının birçok ilde 11-12’den 2-3’e indiğine dikkat çekti. Haber üretirken kendilerine doğrudan bir baskı olmadığını belirten Başkaya, “Genellikle bir yere bağlı olmadığımız için ekonomik sebeplerle iyi bir haberi yapmadığımız olmadı. Ancak diğer yayıncıların başına gelenleri gördükçe kendi kendimize otokontrol uyguluyoruz; yani otosansüre başvuruyoruz. Direkt ‘bunu yapma’ gibi bir baskı yok, sadece korkuyu içimizde yaşıyoruz” görüşünü dile getirdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.