DOLAR 41,5907 0,23%
EURO 48,7234 0,44%
ALTIN 5.111,411,72
Ankara
21°

KAPALI

Afetlerde sosyal medya: Bilgi mi, panik mi?
  • 9.Köy
  • Genel
  • Afetlerde sosyal medya: Bilgi mi, panik mi?

Afetlerde sosyal medya: Bilgi mi, panik mi?

Doğal afetler sırasında sosyal medyanın doğru kullanımının nasıl olması gerektiği önemli bir tartışma konusu. 9. Köy olarak konuyu uzmanlara ve depremi yaşayanlara sorduk.

ABONE OL
23 Eylül 2025 10:52
Afetlerde sosyal medya: Bilgi mi, panik mi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yasemin Dikici

Depremler sadece toplumlar ve binaları değil aynı zamanda iletişim ve bilgi sistemlerini de sarsarken, afetler sırasında sosyal medyanın doğru kullanımının nasıl olması gerektiği önemli bir tartışma konusu.

Türkiye’de pek çok ilde büyük yıkıma ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açan 6 Şubat 2023 depremleriyle bir kez daha görüldü ki sosyal medya doğal afetlerde hem hayat kurtaran bir araç hem de korkuyu büyüten bir kaynağa dönüşebiliyor.

Bilgiye erişimin resmi kanallardan sınırlı olduğu anlarda sosyal medya yardım ağlarını örebildiği gibi bazen de dezenformasyonun önünü açıyor.

Peki bu alanda doğru denge nasıl kurulabilir?

9. Köy olarak konuştuğumuz uzmanlar, afet yönetimi deneyimi olan sağlık çalışanları ve depremleri birebir yaşamış vatandaşlar sosyal medyanın kriz anlarında yalnızca teknoloji değil, aynı zamanda bir sorumluluk meselesi olduğunda birleşiyor.

“Bu hızın bir bedeli var”

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Uzm. Dr. Mehmet Tatlı, afet anlarında sosyal medyanın etkisini şöyle tanımlıyor: “Afet anlarında sosyal medya en hızlı bilgi aktarım aracı. Ancak bu hız doğrulama süreçlerinin atlanmasına da yol açabiliyor. Bu da halkın psikolojisini bozup stres düzeyini artırıyor. Bilgi, kontrolsüz bir şekilde yayılıyor; panik, bağımlılık haline geliyor.

Tatlı’ya göre sorun sadece hız değil; aynı zamanda resmi kurumların kriz iletişiminde geç kalması ve bu nedenle “Devlet sosyal medyayı doğru yönetirse, bu mecra afet anlarında tamamlayıcı bir rol oynar. Ancak bilgi eksik bırakıldığında boşluğu söylentiler ve korku doldurur” diyor.

“Sosyal medya bir aynadır: Ne verirsen onu yansıtır”

Dijital medya uzmanı Bilgin Berge ise meseleye algoritmik açıdan yaklaşıyor ve şöyle konuşuyor: “Sosyal medya kriz anında karmaşa yaratmaz, yalnızca mevcut boşluğu görünür kılar. Eğer resmi kurumlar hızlı ve şeffaf bilgi vermezse halk o boşluğu sosyal medyada doldurur. O zaman da denetimsiz içerikler çoğalır.

Berge, platformların bu konuda daha sorumlu davranması gerektiğini de şu sözlerle savunuyor: “Afet bölgelerinde algoritmalar teyitli içerikleri öne çıkarmalı. Hesaplar ad-soyad doğrulamasına tabi tutulmalı. Platformlar artık sadece araç olduklarını söyleyemez; bu süreçte toplumsal sorumlulukları var.”

“Twitter’daki konum paylaşımı, komşumuzu kurtardı”

Hataylı depremzede Abdo Uçucu ise sosyal medyanın hayat kurtaran tarafını yaşadığı deneyimden yola çıkarak şöyle anlatıyor: “Deprem olur olmaz ilk işim Twitter ve WhatsApp’a bakmak oldu. O anda resmi bilgi yoktu. Hangi bina yıkıldı, nereye yardım lazım, hepsini sosyal medyadan öğrendik. Komşumuzun konumunu paylaştık, ambulans geldi.”

Ancak Uçucu dezenformasyonun da etkili olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: “Özellikle ‘yeni bir deprem geliyor’ diye yazılanlar panik yarattı. Bazı boş binalarda ‘insan var’ diye yanlış bilgiler yayıldı. Yardım ekipleri yanlış yönlendirildi.”

Depremzede Lütfiye Ramazanoğlu ise sosyal medyanın hem bir yardım ağına dönüştüğünü ama hem de korku yaydığını belirterek, depremlerle ilgili bazı içeriklerin etkisinden duyduğu rahatsızlığı şöyle aktarıyor: “Astrologların dolunayda deprem olacak diye yaptığı paylaşımlar insanları çok korkuttu. Böyle anlarda bilgi kadar psikoloji de önemli.

Yine de Ramazanoğlu için sosyal medya deprem sırasında vazgeçilmez olmuş. Ramazanoğlu, “Başka hiçbir yerde yardım çağrısı yapacak mecra yoktu. İnsanlar birleşti, zincir gibi yardımlar ulaştı. O dayanışma hâlâ aklımda” diyor.

“Tatbikat görüntüsünü gerçek sandılar, halk panikledi”

Dr. Tatlı’nın verdiği bir örnek ise sosyal medyanın doğrulanmamış bilgiyle nasıl bir kaosa neden olabileceğini şöyle ortaya koyuyor: “2024 Ekim’inde Erciş’te UMKE tatbikatı yaptık. Tatbikat görüntüleri sosyal medyada gerçek zannedildi. Halk paniğe kapıldı. Bu, sosyal medyanın ne kadar güçlü ama aynı zamanda ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.

Tatlı, vatandaşlara doğal afetler için şu üç temel öneriyi sıralıyor:

-Yardım çağrısı yapmadan önce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni bilgilendirin.
-Konum, açık adres ve iletişim numarası vermeyi unutmayın.
-Doğruluğu şüpheli bilgileri yaymayın. Panik yaratabilecek içerikleri paylaşmayın.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.