Melek Çelik
Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Şeyhandede Köyü’ne 2012 yılında okul öncesi öğretmeni olarak atanan Aygül Küçükçanakçı, çocukların oyuncaksız olduğu bir sınıfla karşılaştı. Kısıtlı imkânlar içinde ders materyalleri üretmeye başlayan Küçükçanakçı, zamanla ekolojik oyuncak tasarımına yöneldi. Bugün İzmir’in Ulukent ilçesinde görev yapan Aygül Öğretmen, hem oyuncak kültürünü yaşatmayı hem de çevreyi koruma bilinci aşılamayı hedefliyor.
Aygül Küçükçanakçı’nın oyuncak yapım öyküsü, Şeyhandede Köyü’nde imkansızlıklar içindeki öğrencilerine, ders materyali oyuncak yapımıyla başlıyor. “Üretmek kıymetliydi, malzeme bulmak zordu” diye anlatıyor o günleri. Zamanla yaratıcılığını devreye sokup, o kısıtlı imkanlarla oyuncakları çeşitlendirdiğini söylüyor.
O dönem, köy okulunda başlayan oyuncak serüveni, şimdilerde Ulukent’te kurduğu atölyede, “ekolojik oyuncak” yapımıyla devam ediyor. Küçükçanakçı, 22 yıllık meslek hayatının en keyifli projesinin, öğrencilerine ekolojik oyuncak bilincini kazandırmak olduğunu söylüyor. Sadece oyuncak değil, çocukluğundan bu yana tutkusu olan resim yapmayı da sürdürüyor. “Bin 600 yıllık Anadolu efsanesi Şahmeran’ı kendi bakış açılarımla yorumladım ve Mardin Müzesi’nde sergiledim” diyor.
Oyuncağın insan hayatındaki önemine dikkat çekerken, bunun aynı zamanda bir kültürel miras olduğuna işaret ediyor: “İnsanlar tarih boyunca ellerindeki malzemelerle oyun ve oyuncak üretmiş; böylece hem dünyayı hem kendilerini tanımışlardır. Bugün çevre bilinci giderek artıyor; sürdürülebilir yaşamı benimsetmek ve tüketim yerine üretim bilincini geliştirmek hepimizin sorumluluğu. Hayat, seçimlerimizden ibarettir. Seçiminiz ekolojik oyuncaklardan yana olsun… Çünkü oynamayan tay, at olmaz.”
Doğa dostu oyuncakları, ahşap, pamuk, bambu, yün gibi biyolojik olarak parçalanabilen malzemelerden yaptığını vurgulayan
Küçükçanakçı, karbon salınımı ve çevre kirliliğine yol açmayan bu üretim biçiminin kültürel mirasın korunmasıyla da birleştiğini söylüyor. Bez ve porselen bebeklerde saç yapmak için Ankara tiftik keçisinin tüylerini kullanıyor, biyoplastik üretiminde ise şeker kamışı, mısır püskülü ve geri dönüştürülmüş gıda atıklarından yararlanıyor.
Türkiye’de özellikle ucuz olması nedeniyle Çin menşeili oyuncakların tercih edildiğine işaret eden Küçükçanakçı, bu oyuncakların kanserojen içerikler taşıma riskinin yüksek olduğunu vurguluyor ve uyarıyor: “Burada sihirli kelime doğal ve geri dönüştürülebilirliktir. Karbon ve sera gazı salınımı ile alakamızın olmadan, çevreyi kirletmeyen, doğa dostu metotlarla üretilir. İklim krizini önleme bilinciyle üretilen bu tip oyuncaklara aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş eserleri kültürümüzde tekrar yaşatmak en önemli hedeflerimden biri.İklim krizi kapımızda, zaman kaybetme lüksümüz yok.”
Aygül Küçükçanakçı, 2021 yılında Türk Telekom, TOBB, UNDP ve Habitat Derneği iş birliğiyle gerçekleştirdiği proje nedeniyle “üreten 10 kadın” arasında aldı. Bu proje kapsamında 5 bin kadına ulaştığını ve veliler ile kadın girişimcilere destek oldu. Atölyesinde katılan kadınlardan, ailelerden aldığı olumlu geri dönüşleri ise şöyle aktarıyor:
“Masallar Diyarı’herkesin buluştuğu tek cümleydi. Yetişkinlerin çocukluk dönemi anılarına dönmesi, çocuklarımıza ilham olması ve
üretmeyi fark etmeleri görmek çok keyifliydi. Günümüz çocukları teknolojiyle oldukça iç içe, daha mekanik ve tüketici. Ancak oyuncak üretim süreçleriyle karşılaşan çocuklar ‘Tasarım yaptım’ cümlesini kendilerinde anlamlı kıldılar. Atölyelerimde onlara tasarım zihnini açıyorum.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.