Yüzlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen atama beklerken, Van’ın Çaldıran ilçesinde ilkokul ve ortaokullarında sınıf öğretmeni ve okul öncesi öğretmeni olarak görevlendirilen ücretli öğretmenlerin lisans ve eğitim fakültesi mezunu olmadığı ortaya çıktı. Sendika ve dernek yöneticileri duruma tepkili.
Van’ın Çaldıran ilçesinde görevlendirilen ücretli öğretmenlerin lisans ve eğitim fakültesi mezunu olmadığı ortaya çıktı. Öğretmenlerim çalışma hayatına ilişkin sorunları ve talepler hakkında paylaşım yapan Öğretmenler Sayfası adlı internet sitesinin yayınladığı tabloya göre, Çaldıran’da gıda teknolojisi, turizm, tarla bitkileri, lojistik, büyük ve küçükbaş hayvanlar gibi bölümlerinden mezun kişilerin okul öncesi ve sınıf öğretmenliği yaptığı öne sürüldü.
Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Başkanı Levent Atasoy 9. Köy’e yaptığı açıklamada, görevlendirilen ücretli öğretmenlerin eğitimlerinin yetersizliğine tepki göstererek “Özellikle Doğu ve Anadolu bölgelerinde genellikle önlisans, hatta lise mezunu ücretli öğretmenlerin okullarda çalıştırıldığını görüyoruz, duyuyoruz. Durum bu ortaya çıkan tablodan daha da vahim” dedi.
Atasoy, eğitim fakültesi mezunu olmayanların ve yeterli formasyon eğitiminin almayanların sınıf öğretmenliği ya da okul öncesi öğretmenliğin yapmasının çocukların eğitimi için de büyük zararlar doğurabileceğini ifade etti.
Levent Atasoy
“Atama yapmak yerine ucuz iş gücünü kullanıyorlar”
“Atama yapmak yerine ucuz iş gücünü kullanıyorlar. Atama yapmak yerine alanı olmayan kişiler görevlendiriliyor. Atama yapılmıyorsa da görevlendirilen kişilerin eğitim fakültesi mezunu, formasyon almış kişilerin görevlendirilmesi lazım. Olması gereken uygulama ise vekil öğretmenlik uygulamasıdır. Emektar dediğimiz 5, 10,15 yıl çalışmış ücretli öğretmenlerin atamalarının tercih edilmeyen yerlere yapılmasıyla tecrübelerinden faydalanılmalıdır. Birçok kadrolu öğretmen, sınır ve doğu bölgelerinde çalışmıyor ya da çalışmak istemiyor. Tecrübeli ücretli öğretmenler arasında, buralarda kadrolu olarak uzun yıllar çalışmaya hazır olanlar var.”
Kemal Irmak
Eğitim-Sen Genel Başkanı Irmak: “ÇEDES kapsamında imamların sınıfa sokulması kadar sakıncalı”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise eğitim fakültesi mezunu olmayanların sınıf öğretmenliği ya da okul öğrencisi öğretmeni olarak görevlendirilmesine ilişkin “İlçelerde birçok ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Önlisans mezunlarının çalışması kabul edilebilir bir şey değil” diyerek tepki gösterdi. Irmak, “Hem hizmeti verenler açısından kabul edilebilir değil, çünkü o formasyona sahip değil. Hem de hizmeti alan çocuk açısından da kabul edilemez. Pedagojik bilgisi, çocuğa yaklaşımı açısından eğitimi zayıf olanların sınıfa sokulması tıpkı ÇEDES kapsamında imamların sınıfa sokulması kadar sakıncalı” dedi. Irmak, “Hangi koşullarda ve okullarda alan dışı öğretmenlerin çalıştırıldığı” sorusuna ise “Bazı ilçelerde lisans mezunu yoktur ve sınıf açığı vardır, birleştirilmiş sınıf da yapılamıyorsa ilçe milli eğitim müdürü zorunda kalıp yapıyordur. Bu bile kabul edilemez” yanıtını verdi.
Ücretli öğretmen çalıştırmanın yaygın olduğunu da belirten Irmak şöyle konuştu: “Devlet mümkün olduğunca ücretli öğretmenleri çalıştırıyor. Çünkü, öğretmenleri maaş yükü olarak görüyor. Ücretli öğretmenlerin aldığı toplam brüt ücret, asgari ücret kadar değil. Ücretli öğretmenlerin aldıkları net ücret 14 bin ile 15 bin 500 lira arasında. Bunlar ücret karşılığı çalıştığı için bin 500- 2 bin lira sosyal güvenlik gideri oluyor. Bu da asgari ücreti karşılamıyor. Bir gün okula gitmedikleri durumda, ücretleri kesiliyor. Güvenceli iş, güvenceli gelecek sadece öğretmenler için değil, öğrenciler için de gerekli. Her yıl öğretmeni değişen bir öğrenci için nitelikli eğitim açısından kabul edilebilir bir şey değil. Hizmet alan çocuk ve aile açısından da önemli.“
Kadem Özbay
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay: “Pedagojik cinayet”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da çalıştırılan ücretli öğretmenlerin sayısının devlet nezdinde de öğretmen ihtiyacı olarak kabul edildiğini belirtti:
“Bugün 100 bine yakın ücretli öğretmen çalıştırıyorsanız, resmi olarak öğretmen ihtiyacını kabul etmiş oluyorsunuz. Bunları kadrolu ve güvenceli çalıştırmamak eğitimde de planlamanın olmadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanının ‘bir miktar’ sözü de öğretmen mesleğine bakışını da gösteriyor. Milli Eğitim Bakanı’nın tarikat ve cemaatlere teşekkür etmesini de bugün ben ‘fiili işgal’ olarak tanımlıyorum. ‘Herkes, öğretmenlik yapabilir’ mantığı, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmektir. Eğitim fakültelerinden mezun olanların, öğretmenlik yapabileceğine dair elinde belgeleri vardır; tıpkı doktorluk ve mühendislik gibi bir uzmanlık mesleğidir. Ama siyasi iktidarın öğretmenlik mesleğine öyle bakmadığını gösteren bir kriter bu. Cumhuriyet kurulduğunda, ‘Geleceğin mimari öğretmenler olacak, gelecek nesilleri siz yetiştireceksiniz’ diyen dünyadaki tek başöğretmenden, bugün ‘Herkes öğretmenlik yapabilir’ mantığına gelinmiş. Öğretmenlik diploması olmayan, bu konuda eğitimi olmayan kişilerin de ya ücretli öğretmen olarak görevlendirildiğini ya da eğitimi olanların atamasının yapılmadığını ya da farklı kesimden kişilerin dahil edildiğini görüyoruz.”
Eğitimi yeterli olmayan kişilerin ücretli öğretmen olarak görevlendirilmesini, ÇEDES ve MESEM gibi projeleri ‘pedagojik bir cinayet’ olarak tanımlayan Kadem Özbay, “Eğitim biliminin önemi, çocukların duygusal ve zihinsel gelişimi, çocuklara yaklaşımı bilmesidir. Soyut düşünce aşamasına gelmiş çocuklara nasıl yaklaşılır, bazı kavramlar nasıl anlatılır gibi” diye konuştu.
Yeni nesillerin yetiştirilmesinde kullanılan bu uygulamalar ile çocukların “kurban edildiklerini” de söyleyen Özbay, “Nesil yetiştirmede olan bu uygulamalar, kurban edilen çocuklarda ileride hem zihinsel hem duygusal travmaların zeminini yaratacaktır. Eğitim fakültesi mezunu olmayan bazı kişilerinin yatkınlığı olabilir, çok başarılı olabilir ama buna böyle yaklaşamayız. Çünkü mesleki anlamda da bir itibarsızlaştırma bu. Çünkü öğretmenlik bir uzmanlık mesleği, bunu yok sayarsak, uzman olmayan kişilerin çocuklara nasıl yaklaşacaklarını bilmedikleri için ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar yapılacak bazı uygulamalar sebebi ile onarılması çok zor tahribatlar yaratabilirler. Geleceğini düşünen bir toplum, eğitime yatırım yapar. Siyasi iktidar öğretmene değer vermediği gibi, bu fiili işgali geleceğimize de en büyük kötülüğü yapıyorlar. Bu işin uzmanı öğretmenler ile kadrolu ve güvenceli bir ortam yaratılmalı” diye konuştu.
Türk Eğitim-Sen’in raporuna göre de 38 bin 399 ücretli öğretmen eğitim fakültesi mezunu değil
Türk Eğitim-Sen’in 2023 yılının Aralık ayında yayınladığı raporda, 2023-2024 eğitim öğretim yılında 71 ilde ücretli öğretmen sayısının 66 bin 780 olduğu açıklandı. Raporda, 71 ildeki ücretli öğretmenlerin mezuniyet durumlarına ilişkin ise şu bilgiler verildi:
Eğitim fakültesi mezunlarının sayısı 28 bin 381, lisans mezunlarının sayısı 31 bin 745, ön lisans mezunlarının sayısı 6 bin 654.
Rapora göre, ücretli branş öğretmeni olarak görev yapanların sayısı toplam 23 bin 187. Raporda, bu öğretmenlerin 8 bin 40’ı eğitim fakültesi, 12 bin 673’ü lisans, 2 bin 474’ü ön lisans mezunu olduğu belirtildi.
2023-2024 eğitim öğretim yılında Türkiye’deki ücretli öğretmenlere ilişkin yapılan araştırmada ise “ücretli sınıf öğretmeni” olarak görev yapanların sayısı toplam 16 bin 679 olarak açıklandı. Araştırma raporuna göre, bu öğretmenlerin 8 bin 704’ü eğitim fakültesi, 7 bin 390’ı lisans, 585’i ön lisans mezunu. Raporda, İstanbul’da görev yapan 4 bin 770 öğretmenin 188’i, Van’da görev yapan 643 ücretli öğretmenin 58’i, Muş’ta görev yapan 403 öğretmeninin 61’i ön lisans mezunu olduğu kaydedildi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.