DOLAR 38,8213 -0.05%
EURO 44,0738 0.46%
ALTIN 4.135,040,64
Ankara
16°

AÇIK

Türkiye’de boykot tartışmaları: Hak mı, suç mu?
  • 9.Köy
  • Gündem
  • Türkiye’de boykot tartışmaları: Hak mı, suç mu?

Türkiye’de boykot tartışmaları: Hak mı, suç mu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla CHP lideri Özgür Özel’in başlattığı boykot çağrıları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin sert tepkilerine neden oldu. İHAMED avukatı Medine Turantaylak Özkaçmaz, boykotun anayasal bir hak olduğunu savunuyor.

ABONE OL
8 Mayıs 2025 15:39
Türkiye’de boykot tartışmaları: Hak mı, suç mu?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sedat Türlü / Kapak Fotoğrafı: Depophotos

Türkiye’de tüketim boykotu çağrıları, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te gözaltına alınması ve 23 Mart’ta “yolsuzluk” soruşturması kapsamında tutuklanmasıyla alevlendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Saraçhane’de yaptığı konuşmada iktidara yakın medya ve firmalarını hedef alarak başlattığı boykot çağrıları toplumda geniş yankı buldu. Özel’in “Bundan sonra Espressolab’e uğramayacağız” gibi ifadeleriyle somutlaşan bu çağrılara ilk yanıt Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, 26 Mart’ta Kadir Gecesi iftar programında “Hiçbir şirketimizi bunların insafına terk etmeyeceğiz” diyerek boykota karşı çıktı.

Bu gelişmeler “Boykot anayasal bir hak mı, yoksa suç mu?” sorusunu gündeme taşırken, İnsan Hakları ve Medya Derneği (İHAMED) avukatı Medine Turantaylak Özkaçmaz, 9. Köy Haber Merkezi’ne boykotun hukuki boyutlarını değerlendirdi.

Boykotun anayasal dayanağı

Turantaylak, boykotun bir anayasal ifade özgürlüğü hakkı olduğunu söyleyerek, bu protesto hakkını kullananların herhangi bir şekilde suç işlemesinin mümkün olmadığını belirtti ve şunları kaydetti: “İfade özgürlüğü, Anayasanın 25 ve 26. maddeleri ile basın hürriyeti bağlamında 28. maddesinde, yine Anayasanın 90. maddesi gereğince iç hukukun bir parçası haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde teminat altına alınmıştır. İfade özgürlüğü, anayasal anlamda sınırları olmayan bir hak değildir. Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca bir hak ancak demokratik toplum gereklerine uygun olarak ölçülü bir şekilde ve hakkın özüne dokunmayacak biçimde sınırlandırılabilir. Hakkın özüne dokunmamaktan kastedilen ise hakkın ‘hak’ olmaktan çıkarılması halidir” dedi.

Ticari rekabet ve hukuki sınır

Turantaylak, boykot çağrılarının hukuki boyutunu açıklamaya şu sözlerle devam etti: “Protesto kapsamında yapılan boykot eyleminin herhangi bir şart ve durumda yasal sorun oluşturması mümkün değildir. Fakat ticari olarak ‘rakip’ sayılabilecek firmalar tarafından böyle bir çağrı yapılması haksız rekabet durumunu ortaya çıkarabilir. Böyle olması halinde burada ticari bir durum vardır ve Ticaret Kanunu’nda yer alan koşullar çerçevesinde firmalar tarafından haksız rekabete ilişkin olarak dava açılabilir. Bu durumda değerlendirmeyi de Asliye Ticaret Mahkemeleri yapacaktır.

İfade özgürlüğünün kapsamı

Turantaylak, haksız rekabet durumunda boykot eylemini kullananların herhangi bir yaptırıma tabi olamayacağını söyleyerek ifade özgürlüğünün yasal sınırlarından da bahsetti. İşletmelerin herhangi bir şekilde boykot çağrısı yapan yurttaşları haksız rekabet veya ticari zarar gerekçesi ile dava etmeleri halinde açılacak davaların reddedileceğini söyleyen Turantaylak, şöyle konuştu:

Çünkü boykot temel bir haktır. Bir ürünü almamak kişinin özgür iradesi ile yaptığı bir eylemdir. Bu eylem de herhangi bir dava konusu edilecek bir eylem değildir. İfade özgürlüğü yalnızca zararsız ve kabul gören görüşler için değil, rahatsız edici ve şok edici fikirler için de geçerlidir. Özellikle kamusal tartışmalara katılan şirketlerin daha fazla eleştiriye katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Söz konusu bu tür şirketler olduğunda ifade özgürlüğünün sınırları da genişlemektedir.”

Son boykotlar ve soruşturmalar

Turantaylak, daha önce boykot çağrısına ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda her iki mahkeme de ifade özgürlüğünü koruyacak şekilde karar verildiğini hatırlatarak, başvuruculara ifade özgürlüğünün ihlali sebebiyle tazminat ödenmesine karar verildiğini de anımsattı. Turantaylak, “Türkiye’de son yapılan boykot çağrıları da suç teşkil etmemektedir. Söz konusu çağrılar şirketlerin ticari itibarını zedeleme amacı değil protesto yapma amacı gütmektedir. Söz konusu çağrılara yönelik olarak başlatılan soruşturmalar ifade özgürlüğünü ihlal eder mahiyettedir” dedi.

Ne olmuştu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025 tarihinde “yolsuzluk” ve “örgüte yardım” iddialarıyla gözaltına alınması, Türkiye’de büyük bir siyasi krize yol açtı. İmamoğlu, 23 Mart 2025’te yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak Marmara Cezaevi’ne gönderildi. Bu gelişme, başta CHP olmak üzere muhalefet partileri ve halkın geniş kesimlerinde büyük tepkiye neden oldu.

Tutuklama kararının ardından İstanbul’da Saraçhane Meydanı’nda başlayan protestolar, kısa sürede ülke geneline yayıldı. Gösteriler sırasında yüzlerce kişi gözaltına alınırken, İstanbul Valiliği toplantı ve gösteri yasağı ilan etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “milli iradeye darbe” olarak nitelendirdi ve 19 Mart akşamı Saraçhane’de toplanan kalabalığa seslenerek hükümeti sert bir dille eleştirdi. Özel, 25 Mart 2025’te Saraçhane’de yaptığı konuşmada boykot çağrısının ilk sinyallerini verdi. 31 Mart 2025’te ise boykot çağrısını resmi olarak duyurdu. Özel, “Hükümete yakın medya ve iş dünyasına karşı tüketimden gelen gücümüzü kullanalım. Öğrencilere, annelere, babalara yapılan zulme karşı gençlerin başlattığı bu boykotu gönülden destekliyorum. Herkesi bu sürece katılmaya davet ediyorum” dedi.

Ayrıca, boykotun amacının “medya ve iş dünyasını yok etmek değil, onları milletin yanında hizaya getirmek” olduğunu vurguladı.

Özgür Özel’in çağrısı, İmamoğlu’nun X hesabından da destek buldu. İmamoğlu, cezaevinden talimatla yönetildiği iddia edilen hesabından 31 Mart’ta yapılan paylaşımda, “Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in ‘BOYKOT’ çağrısını destekliyorum. Milyonlarca vatandaşımızı disiplinle, özveriyle BOYKOT sürecine dahil olmaya davet ediyorum” ifadelerine yer verdi. Boykot, özellikle hükümete yakın görülen şirketler ve medya kuruluşlarını hedef aldı; kahve zincirlerinden petrol şirketlerine, mobilya markalarından kitapçılara kadar geniş bir liste dolaşıma girdi. Ancak bu çağrı, hükümet tarafından “ekonomik sabotaj” olarak nitelendirildi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.