Başar Tokmak
15-16 Haziran 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Ukrayna’da Barış Zirvesi’ne, aralarında Birleşmiş Milletler de olmak üzere 10 delegasyon katılacak. Birçok ülkeden devlet başkanları düzeyinde de katılımın olacağı zirveyle ilgili Rusya olmadan barışın nasıl konuşulacağı ise merak konusu. Rusya’nın aksine davetli olan Çin ise zirveye katılmayarak tepkisini gösterdi. Tartışmalı zirveyi dış politika analisti Aydın Sezer, 9. Köy için değerlendirdi.
“Siyasi bir şovdan öte bir anlam taşımıyor”
İsviçre’deki zirve öncesinde G7 Zirvesi’nde de gündem başlıklarından biri Rusya-Ukrayna Savaşı’ydı. G7 Zirvesi sırasında ABD ve Ukrayna arasında imzalana 10 yıllık güvenlik anlaşmasına ek olarak, Rusya dışındaki Rus varlıklarının dondurularak Ukrayna’ya 50 milyar dolarlık kredi sağlanması adımı geldi. İsviçre’deki konferansa davetli olmayan Rusya’nın Devlet Başkanı Vladimir Putin ise “İsviçre’deki konferansa davet edilmedik. Rusya olmadan, bizimle açık ve sorumlu bir diyalog kurmadan, Ukrayna ve Avrupa güvenliği konusunda çözüm bulunması imkansız” tepkisini gösterdi. Putin, barış için Moskova’nın şartlarını da, “Ukrayna NATO’ya girmeyecek ve Rusya’nın kontrol ettiği dört bölgeden çekilecek” olarak açıkladı. Halihazırda Rusya’nın savaşı başlatmasının sebeplerinin bunlar olduğunu vurgulayan Aydın Sezer, Putin’in Batı’yı kendi kaderiyle baş başa bırakarak adeta “Canınız cehenneme” dediğini belirtti.
Dış Politika Analisti Aydın Sezer, İsviçre’de Rusya’sız zirveyi “siyasi” şov olarak nitelendirerek, şöyle konuştu; “Böyle bir toplantıdan ne gibi bir sonuç çıkabilir? Eğer Rusya kınanacaksa, kınanabilir. Rusya’ya karşı bazı kararlar alınacaksa, alınılabilir ve bu bizi bir yere götürmez. Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da daha önce yapıldı, ama gördüğünüz gibi Güvenlik Konseyi’nin yapısı dolayısıyla hiçbir sonuç alınamadı. Dolayısıyla bu İsviçre konusu, benim görüşüm, siyasi bir şovdan öte bir anlam taşımıyor. Rusya’yı ötekileştirmek ya da Rusya’yı yalnızlaştırmaktan başka bir anlam taşımıyor.“
İsviçre’deki zirve toplantısının Ukrayna Lideri Zelenski’ye moral verecek bir toplantıdan öteye gidemeyeceğini ifade eden Sezer, “Toplantı, Zelenski ve Ukrayna’ya moral verecek Batılı liderlerin hepsinin bir arada görüntü ve poz verecekleri bir toplantı olacak. Toplantıya ABD Başkanı Biden katılmayacağını açıkladı. Çin hiç katılmıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı düzeyinde katılıyor. Düşük profilli bir katılım gerçekleşiyor.”
ABD, Avrupa ve Japonya’nın bir araya gelerek Rusya’ya yaptırım ve Ukrayna’ya destek paketi açıklamalarının adeta bir rutin haline geldiğini belirten Sezer, Rusya tarafından gelen misillemeye de dikkat çekerek şunları kaydetti: “Bugün itibariyle savaş cephesinde yeni bir şey yok. Bu savaş en azından ABD seçimlerine kadar, yeni ABD başkanı görevine başlayacağı 2025 Ocak ayına kadar bu şekilde devam edecek. Ondan sonra değişir mi, değişmez mi, o da ayrıca tartışılacak bir konu. Bu savaşın Avrupa’ya bir maliyeti var. Bu savaşın Batı toplumlarına bir maliyeti var. Bu konuda ne kadar inatçı ya da kararlılar, sonsuza kadar devam ettireceklerse ayrı bir konu. Ama Rusya ekonomisi ambargolarla terbiye edilemedi. Bilakis Rus ekonomisi büyüdü ve savaş sanayi gelişmeye başladı.“
Çin neden zirveye katılmadı?
Zirveye davet edilen Çin Halk Cumhuriyeti ise katılmayacağını açıkladı. Reuters’ın haberine göre Çin, İsviçre’deki zirveyi boykot ederken kendi alternatif barış planı için lobi faaliyetleri yürütüyor. Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiği gerekçesiyle açıklandığı günden beri eleştirilen “Çin malı” barış planı meselesini de Aydın Sezer şu sözlerle açıkladı:
“Birincisi, Rusya bu toplantıya davet edilmedi. Çin katılmıyor. Bu çok önemli bir konu çünkü Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi temsilcilerinden biri ve bu çok net bir tavır. Bu toplantının ölü doğmasını sağlayan gelişmelerden biri bu. İkincisi, Çin her zaman Ukrayna ve Rusya arasındaki toprak mücadelesi veya arazi sorunlarının ötesinde, Rusya’nın güvenlik mülahazasıyla Batı’ya yönelttiği suçlamaları ve eleştirileri haklı buluyor. Çünkü kendi başında da Tayvan var. Yani Çin’in Ukrayna’sı da Tayvan. Dolayısıyla burada Çin’in perspektifi, bir barış planı sunmasının ötesinde, Rusya’yı bu süreçten mağlup olarak ayırmayacak bir sigorta gibi duruyor. Onun için diyor ki, Ukrayna NATO konusunda söz versin, Kırım ve Donbas’ı unutsun. O 12 bölgeyi Rusya terk edebilir veya edemez, planda bu konuda belirsizlik var. Çin’in barış planı demeyelim de, barışa giden yoldaki pozisyonunu ortaya koyan bir doküman bu. Çin, Ukrayna’yı da dışlamıyor, Zelenski ile de görüşüyorlar. Ancak Çin’in girişimlerini Putin destekliyor, Rusya destekliyor, Zelenski desteklemiyor. Desteklemediği için de davetli olduğu bu toplantıya katılmayı reddediyor. Yani Çin’in pozisyonu bu.“