Elif Asar
Öğretmenlerin sosyal medyada öğrencilerin fotoğraf ve videolarını izinsiz paylaşmasını, eğitim uzmanları ve hukukçular sert eleştiriyor. Sosyal medya kullanımının yoğunluğu içinde zaman zaman çocukların mahremiyeti ve güvenliği göz ardı ediliyor.
Veliler, bu tür paylaşımların kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilme riskine dikkat çekerken, uzmanlar da durumun hukuka aykırı olduğunu ve çocukların kişilik haklarını ihlal ettiğini vurguluyor. Peki, çocukların mahremiyeti nasıl korunacak? Veliler bu konuda hangi yasal haklara sahip? 9. Köy Haber Merkezi, veli ve uzmanla yaptığı görüşmelerde, çocukların mahremiyet ihlali konusunda hukuki süreçleri, olası riskleri ve çözüm önerilerini ele aldı.
İlkokul 4. sınıfta okuyan 9 yaşındaki M.Y.’nin velisi Ü.Y., öğretmenlerin sosyal medyada çocukların fotoğraflarını ve videolarını izinsiz paylaşması konusunda endişelerini dile getirdi. Veli Ü.Y., özellikle kötü niyetli kişilerin bu fotoğrafları farklı amaçlarla kullanabileceği ve çocuğun mahremiyetinin ihlal edilme riski nedeniyle bu durumun ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirtti.
Öğretmenlerin çocukların fotoğraflarını ve videolarını sosyal medyada paylaşmadan önce mutlaka velilerden izin alması gerektiğini vurgulayan veli Ü.Y. şunları söyledi:
“Hiç kimse çocuğunun izinsiz bir şekilde paylaşılmasını istemez. Ancak paylaşım yapılmışsa ve altında kötü bir niyet yoksa, bu durumu bir nebze anlayışla karşılayabilirim. Fakat günümüzde sosyal medyada çok fazla kötü niyetli insan var. Bu kişiler, çocuklarımızın fotoğraflarını farklı ve kötü amaçlarla kullanabilirler.“
Okul yönetimi ve öğretmenlerden çocukların mahremiyetine dair daha hassas davranmalarını beklediğini söyleyen veli Ü.Y., öğretmenlerin ve okulların, etkinlikleri paylaşırken çocukların mahremiyetini koruma konusunda daha dikkatli davranması gerektiğini belirtti. Veli Ü.Y., “Çocuğumun fotoğraflarının paylaşılması durumunda önceden bana bildirilmesi ve izin alınması gerekiyor” diye konuştu.
Avukat Nesrin Kaya
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Nesrin Kaya, öğretmenlerin veli izni olmadan öğrencilerin fotoğraf ve videolarını çekmesi ve sosyal medyada paylaşmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Kaya, bu tür paylaşımların çocukların kişilik hakları, özel hayatın gizliliği, unutulma hakkı ve kişisel verilerin korunması gibi temel haklarını ihlal ettiğini vurguladı. Ayrıca, bu durumun çocukları siber zorbalık ve taciz gibi risklere açık hale getirdiğine dikkat çekti.
Öğretmenlerin, öğrencilerin kişisel bilgilerini, fotoğraflarını ve videolarını veli izni olmadan paylaşmasının 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) aykırı olduğunu ifade eden Kaya, KVKK’nın 5. maddesine göre, kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyeceğini belirtti. Kaya, velilerin daha önce izin vermiş olsalar bile bu izni geri çekme hakkına sahip olduklarını anlattı.
Çocukların fotoğraflarının izinsiz paylaşılması, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında da suç teşkil edildiğini anlatan Avukat Kaya, TCK’nın 134. maddesine göre, özel hayatın gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceğini belirtti. Kaya, çocukların rızaları dışında kişisel verilerinin paylaşılması, TCK’nın 136. maddesi uyarınca 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına yol açabileceğini de aktardı.
Öğretmenlerin, kamu görevlisi olmaları nedeniyle çocuk hakları konusunda sorumluluk taşıdıklarını belirten Hukukçu Nesrin Kaya, Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2017 tarihli genelgesinde; öğrencilerin ses, görüntü ve video kayıtlarının hukuka aykırı şekilde paylaşılması durumunda yasal işlemlerin başlatılacağının açıkça ifade edildiğini dile getirdi. Kaya, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) taslağında öğretmenlere yönelik disiplin hükümlerinin de yer aldığını belirtti. Taslağa göre, öğrencilerin kişisel ve özel hayatına ilişkin bilgileri, ses veya görüntüleri mevzuatta belirlenmiş usuller dışında paylaşan öğretmenlere kınama cezası verileceğini ifade eden Kaya, bu cezaların, öğretmenlerin sicil dosyalarında 5 yıl boyunca kalacağını da sözlerine ekledi.
Kaya, fotoğrafları izinsiz paylaşılan çocukların velilerinin, paylaşımı yapan öğretmenler hakkında suç duyurusunda bulunabileceğini belirtti. Kaya, izin alınmadan yapılan paylaşımlar için belirli bir para cezası öngörüldüğünü, bu cezaların ihlalin büyüklüğüne göre artabileceğini ifade etti. Özellikle, özel hayatın gizliliğini ihlal eden ve taciz boyutuna ulaşan durumlarda hapis cezasının söz konusu olabileceğini de vurguladı.
Kaya, okullar tarafından çocukların görsellerinin herkese açık platformlarda yayımlanmasının, çocukların hangi okula gittiği ve diğer kişisel bilgilerinin kötü niyetli kişiler tarafından öğrenilmesine neden olabileceğine dikkat çekti. Bu durumun, çocuklar ve aileleri için ciddi güvenlik tehditleri oluşturabileceğini belirtti. Ayrıca, çocukların fotoğraflarının izinsiz paylaşılmasının hem maddi hem de manevi zararlara yol açabileceğini ve mağdur olanların bu zararlarını tazmin etmek için dava açma hakkına sahip olduğunu söyledi.
Kaya, bazı öğretmenlerin öğrencilerin fotoğraf ve videolarını sosyal medyada paylaşarak para kazanabildiğine dikkat çekti. Öğretmenler tarafından sabahtan akşama kadar kayda alınan çocukların, bir anlamda çalıştırıldığını ve bu durumun çocuk işçiliği olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Kaya, bu tür paylaşımların, çocukların psikolojik ve fizyolojik sağlığını tehdit ettiğini vurguladı.
Kaya, okul yönetimlerinin velilere KVKK ve çocukların kişisel verilerinin korunması konularında bilgilendirme yapması gerektiğini belirtti. Kaya, velilerin bulunduğu WhatsApp gruplarının kullanımıyla ilgili net kurallar belirlenmesi ve bu kurallara uyulmasının önemine de dikkat çekti.
Kaya, Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak okulların talebi halinde öğrencilere, öğretmenlere ve velilere eğitimler verdiklerini belirtti. Bu eğitimlerde, okullarda sosyal medyanın kullanımı ve siber zorbalık gibi konularda kapsamlı bilgiler aktarıldığını ifade etti. Söz konusu çalışmalara uzmanların da dahil edilerek pratik hayata ilişkin örneklerin paylaşıldığını sözlerine ekledi.
Kaya, çocukla ilgili velayet hakkının kullanılması dahil olmak üzere tüm işlemlerde Çocuğun Üstün Yararı İlkesi’nin gözetilmesi gerektiğini belirtti. Nesrin Kaya, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 3. maddesine atıfta bulunarak, “Sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar ve yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir” ifadesini hatırlattı
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 16. maddesine de değinen Hukukçu, “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır” ifadelerini hatırlattı. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesinin 3. fıkrasında, “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” denildiğini belirterek, çocuklara karşı istismar ve şiddetin önlenmesinin anayasal güvence altında olduğunu vurguladı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.