Enes Beyaz / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu 17 Mayıs günü “Onur Nöbeti” tutmaya başladı. 35 yıl önce Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği hastalıklar listesinden çıkarması ve bu tarihin 2004’ten beri dünyada, 2006’dan beri de Türkiye’de “Uluslararası Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtı Gün” olarak kutlanmasından dolayı 17 Mayıs tarihi seçildi. Komisyon nöbetlere “Eşcinselliğin hastalık kategorisinden çıkarılışının 35. yılında tüm cinsel yönelim, cinsiyet ifadesi ve cinsiyet kimliğinden insanların, insan haklarını savunmak için nöbetteyiz” diyerek başlamıştı. LGBTİ+ hakları savunucuları ikinci onur nöbeti için 25 Haziran’da buluştu.
İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu üyesi Deniz Karabudak Onur Nöbeti’ni anlatırken, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Dirim ise Onur Yürüyüşü ve diğer Onur Ayı etkinliklerinde LGBTİ+ bireylere uygulanan hak ihlallerini değerlendirerek LGBTİ+ ailelere seslendi.
İHD’de nöbet geleneğinin olduğunu hatırlatan Deniz Karabudak, “İHD içerisindeki nöbet geleneğini bizler LGBTİ+ komisyon olarak sürdürüyoruz. Nöbetlerimizin amacı varoluşumuzdur, bizler her yerdeyiz. Varoluşumuzu görünür kılmak için nöbetlerimizle mücadelemize devam ediyoruz. Toplumsal olarak uzun zamandır pek çok hak ihlalinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde aslolan dayanışmamızdır. Bu yüzden nöbetlerimiz çok değerli. Nöbetlerimiz hem varoluşumuzun hem de dayanışmanın simgesidir. Bu yüzden kamuoyundan gelecek destek bizim için çok önemli” dedi.
Çocuklarının temel hak ve özgürlüklerinin engellenmesinden rahatsız olduklarını belirten Atilla Dirim, “Burada anayasal bir hakkın ihlal edilmesinden söz ediyoruz. Anayasa’nın 34. maddesi silahsız ve şiddetsiz olmak üzere herkesin her yerde gösteri ve yürüyüş yapabileceğini söylüyor ama bizim çocuklarımız sadece bu sene değil son yıllarda sürekli bu hak ihlaline maruz kalıyorlar. Sadece bu da değil polis şiddetine maruz kalıyorlar, dövülüyorlar, gözaltına alınıyorlar. Bunlardan fena halde rahatsızız çünkü bizim çocuklarımızın yaptığı tek şey özellikle Onur Ayı’nda kendi özgür onurlu yaşamlarının ifadesi olarak bu yürüyüşleri yapmak ve en doğal en temel haklarının kullanılmasının önüne geçilmesi. Çocuklarımızın dövülmesi, ayrımcılığa ve nefrete uğraması bunun yaygınlaştırılması aslında çocuklarımızı daimi bir tehdit altında bırakıp bir hedef haline getirdiği için bundan çok rahatsızız” diye konuştu.
GALADER’in LGBTİ+ bireylerin ebeveynleri ve yakınları tarafından kurulduğunu hatırlatan Dirim şunları söyledi, “Yaptığımız 2 temel iş var. Çocuğu yeni açılmış olan ebeveynlere akran desteği vermek ve bunun dışında toplumdaki LGBTİ+ farkındalığını artırmak. Çocukları LGBTİ+ olarak açılan ailelere şunu söylemek isterim, çocuğunuz yanlış da değil yalnız da değil. Bu çocukları kesinlikle desteklemek gerekir çünkü ortada iddia edildiği gibi anormal, sapkınlık gibi bir durum yok. Cinsiyet çeşitliliğinin cinsel kimlik, cinsel yönelim yelpazesinin son derece geniş olduğu tarih boyunca bilinen bir şey. LGBTİ+’ların tarihin en eski dönemlerinden beri her kültürde her toplumda var olduğu bilinen bir gerçek. Kendi yaşadığımız topraklardan bahsedersek Osmanlı’da LGBTİ+’ların varlığını her yerde okuyoruz. Bu acayip bir şey değil, yanlış bir şey değil. Kötü ve ters olan bunları reddetmek. LGBTİ+ çocuğu olan aileler mutlaka kabullenmeli, sahiplenmeli çünkü her çocuk kendini gerçekleştirme, kendisi olma hakkına sahiptir. Bu hakkı elinden alırsanız o çocuğun mutlu olma, mutlu bir yaşam sürdürme şansı yoktur. LGBTİ+ ebeveynler olarak bizim istediğimiz tek bir şey var o da çocuğumuzun kendini gerçekleştirerek mutlu bir hayat sürmesi. Bu yüzden de çocuğumuzun her zaman, her koşulda yanında olduğumuzu mutlaka göstermek zorundayız. Çocukları LGBTİ+ olarak açılan ailelere bunu yapmalarını kesinlikle öneririm ve destek almak isterlerse derneğimize başvurmalarını rica ediyorum.“
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.