Rana Önder
Dünyada çam balı üretiminde birinci konumdaki Muğla’da arıcılık en zor günlerini yaşıyor. 2021 yılında Marmaris ormanlarının büyük bölümünün yanmasına neden olan yangının zora soktuğu arıcıların büyük bölümü çareyi mesleği bırakıp, göç etmekte arıyor.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) sorumlu mühendisi Yasin Kırgız 9. Köy’e yaptığı açıklamada, orman yangınıyla birlikte çam balı üretimi yapan gezgin arıcıların üretim alanları kaybolduğu için kendi memleketlerine dönemediklerini ve mecburen ya komşu ilçelere ya da farklı illere gitmek durumunda kaldıklarını dile getirdi.
Kırgız, “Arıcılığın rotalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği de önümüzdeki günlerde gündeme gelecek” dedi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin ise Türkiye’nin çam balı üretiminin yüzde 92’sini üstlendiğini ancak 2021 yangınının ardından durumun değişmeye başladığını söyledi. Muğla’da çam balı vesilesiyle ata mesleği olarak neredeyse her aileden bir bireyin de arıcılık yaptığını dile getiren Şahin, “2021’deki yangın bizi çökertti. Muğla’da 5 bin hektar çam balı ormanı yandı. 2021’den bu yana da 5 bin hektar daha yanmıştır. Yani Muğla çam balı üretimi olarak çökmek üzere” dedi.
Orman Genel Müdürlüğü’ne “planlama” çağrısı
Orman Genel Müdürlüğü’ne bölgedeki çam balı üretim alanlarının planlanması çağrısı da yapan Şahin, “Basra böceği olarak geçen bir böcek var. Bu Basra böceğinin bir yerden bir yere taşınmasının planlamasını Orman Genel Müdürlüğü yaparsa bizim kaybettiğimiz bu alanlar yerine gelmiş olur. Biz bunu yapamadığımız için her yıl kaybettiğimiz alanlar hem döviz kaybı hem insanların üretim kaynağı oluyor” diye konuştu.
Marmaris’in Turgutlu Mahallesi’nde arıcılık yapan Mehmet Kaya da 9. Köy’e yaptığı açıklamada, çocukluktan beri ata mesleği olarak arıcılık yaptığını ve normal şartlarda ağustos başı gibi mahallesine dönmesi gerekirken, bal olmadığı için hala Eskişehir’de olduğunu söyledi. Bölgede gittiklerinde de yaban arılarının çokluğundan ötürü bal arılarının çıkmadığını belirten Kaya, ayrıca turizmin sıkıştırması nedeniyle konaklanacak yer bulamadıkları için de bölgede dönemediklerini ifade etti.
“Orman yandı, kötü günler bizi bekliyor”
Marmaris’in Osmaniye Köyü’nde gezgin arıcılık yapan Emre Arslan da bölgede artan turizm faaliyetlerinin de arıcılığı olumsuz etkilediğini anlattı. Arıların suya girmesi ya da tatlıya gitmesi nedeniyle turistlerin de rahatsız olduğunu anlatan Arslan, durumu şu sözlerle anlattı:
“Genelde yanan bölgeler Basralı çam yerleri. Arıcılar çam balını bir sigorta olarak görüyor. Çünkü kazancın büyük bölümünü çam balından alıyorlar. Bunun sonucunda çam yanınca arıcılarımızın çoğu bu mesleği bırakmak zorunda kaldı. Çünkü kazanç elde edemediler. Gider kazancı geçiyor; mazotun pahalı olması, arının kış aylarındaki besleme şekerine bağlı olması gibi. Arıcının giderinin kazancından fazla olmasından dolayı insanlar ekstra başka işlere yöneliyorlar. Bunun sonucunda da insanlarda köyden şehre göç etmeye başladı“
Muğla’nın Osmaniye köyünde zamanında çam bölgesi olan alanda magnezyum çıkarma girişimleri olduğunu ancak bunun bölge halkının tepkisi sonucunda iptal edildiğini de anlatan Arslan, bilinçsiz ağaç kesimin de arıcılığı sona götürdüğünü anlattı. Arslan, şöyle konuştu:
“Orman Genel Müdürlüğü, Basralı çamların diğer ağaçlara zarar verdiğini düşünerek sadece Basralı çamları kesmeye çalışıyor. Buna Çanakkale, Balıkesir gibi birçok şehirde şahit oldum. Ben çocukluğumdan beri bu işten geliyorum. Ara ara çamlar kuruyordu ama doğa kendini yeniliyordu. Bütün çamlar Basralıydı. 80 yaşında 100 yaşında ağaçlar vardı. Eğer böyle bir durum olsa komple kurutması gerekmez miydi bu çamları?“