Mazhar Taha Akkaya / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Türkiye’de son dönemde konut fiyatlarındaki artış ve kredi maliyetlerindeki tırmanış, vatandaşların ev sahibi olma umutlarını zorluyor. Artık sadece dar gelirli vatandaşlar değil, orta ve yüksek gelirli vatandaşlar için bile krediyle ev almak hayal haline geldi.
Bankaların sunduğu krediler, yükselen faizler ve katlanan peşinatlar yüzünden ev almak neredeyse imkânsızlaştı. Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam; pandemi, deprem, enflasyon ve arz-talep dengesizliğinin bu krizi tetiklediğini vurguladı.
Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, konut kredisi sorunları ve çözüm yollarına dair 9. Köy Haber Merkezi’ne konuştu.
Konut fiyatlarındaki artışın temel nedenleri arasında pandemi döneminde artan talep, deprem sonrası hızlanan göç hareketleri ve inşaat maliyetlerindeki yükseliş öne çıkıyor. Hakan Akçam; malzeme, işçilik ve arsa fiyatlarındaki artışların yanı sıra, döviz kurlarındaki dalgalanmaların müteahhitlerin maliyetlerini doğrudan etkilediğine dikkat çekti. Akçam, “Yeni konut üretimi talebin gerisinde kalıyor. Yüksek enflasyon ve ithal malzeme bağımlılığı, fiyatları kontrol edilemez hale getiriyor” dedi.
Konut kredilerinin aylık taksitlerinin ağır olmasının orta ve yüksek gelirli vatandaşları bile zorladığını ifade eden Akçam, bu durumun monut talebinde düşüşe ve satılamayan stokların artmasına yol açtığını kaydetti. Alıcıların ikinci el konutlara veya kiralık piyasasına yöneldiğini belirten Akçam, “Yüksek faiz oranları, kredileri cezaya dönüştürdü. Peşinat zorunluluğu ve düşük gelirli kesim için erişim engeli, kısır döngüyü derinleştiriyor” görüşünü dile getirdi.
Devletin düşük faizli kredi ve TOKİ projeleri gibi çözüm önerilerinin yetersiz kaldığını vurgulayan Hakan Akçam, acil adımların atılması gerektiğini belirtti. “Kamu bankaları aracılığıyla 20-30 yıllık sabit faizli krediler sunulmalı, peşinat desteği sağlanmalı ve kiralık piyasa denetim mekanizmaları geliştirilmeli” diyen Akçam, “Sosyal konut üretimi artırılmalı. Aksi takdirde, erişilebilirlik tamamen çökecek” uyarısında bulundu.
2025 yılında konut kredisi faiz oranlarında sınırlı bir düşüş beklediklerini ancak enflasyon nedeniyle reel değer kaybının süreceğini belirten Akçam, “Döviz kuru ve enflasyon, istikrarı zorlaştırıyor. Faizler düşse bile fiyatlar nominal olarak yükselmeye devam edecek. Konut üretimi azaldıkça, ikinci el piyasasına talep artacak” ifadelerini kullandı.
Aylık toplam gelirleri 100 bin TL’yi bulan Arun çifti, “Ben harita mühendisiyim, eşim ise hemşire. 3 milyon TL’lik bir konut kredisinin aylık 80-90 bin TL faiz yükü altında ezileceğiz” diyerek durumu özetliyor. “1 milyon TL kredi çeksek bile, geri ödemesi 3,5-4 milyon TL’yi buluyor. Bu koşullarda ev almak mantıksız. Aylık taksitlere mi yetişelim, çocuğumuzun ihtiyaçlarına mı?” diye soran Metin Arun, “Eskiden ev sahibi olmak orta sınıfın hedefiydi, şimdi bir lüks haline geldi” dedi.
Henüz mezun olmamış üniversite öğrencisi Muhammed Anıl Tezer ise gelecekten umutsuz. “Diplomamı alınca ayda 30 bin TL kazanabileceğim. Ancak 2 milyon TL’lik bir evin taksidi 65 bin TL. Bu matematik tutmuyor. Eğitimim boşa mı gitti? Yurtdışına gitmek zorundayız.“
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.