Ayşegül Erkaya Arslan
Kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle iş hayatında çoğu zaman ayrımcılığa, mobinge ve tacize maruz bırakılıyor. Sektör ya da yaş fark etmeksizin, işe başvuru sürecinden terfiye kadar her aşamada kadınlar ayrımcılıkla mücadele etmek zorunda kalıyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart, toplumsal cinsiyet alanında da dersler veren bir akademisyen… Prof. Erhart’a göre kadınlara yönelik ayrımcılık daha işe girmeden başlıyor.
“Kadınlara iş görüşmelerinde erkek adaylara sorulmayan ‘Evli misin, çocuk yapmayı düşünüyor musun?’ gibi işe dair deneyim ve yetkinlikleri ile hiçbir şekilde ilişkilenmeyecek sorular soruluyor” diyen Prof. Erhart, bu ayrımcılığın terfi süreçlerinden iş yerinde sosyalleşmeye dayalı aktivitelere kadar her alanda devam ettiğini belirtiyor.
“Halen çok sayıda şirketin yönetim kurulunda tek bir kadın yok. Pek çok sektörde kadınlar aynı sorumlulukları paylaştıkları, aynı işi yaptıkları erkeklere göre daha az para kazanıyor. Kadınlar duygusal oldukları, istikrarlı olmadıkları gibi ön yargılar, ön kabuller nedeniyle yönetici olarak tercih edilmeyebiliyor” diye konuşan Erhart’a göre kadınlar iş yerindeki molalarda erkekler tarafından dışlanıyor; erkekler birlikte maç izleme, basketbol oynama vb. organizasyonlara kadınları katmıyor, işe dair konuşmalar gerçekleştiğinde de kadınlar bu konuşmalardan ve iş hakkındaki bilgilerden geri kaldıkları için iş yerinde sorunlar yaşıyor.
Prof. Dr. Itır Erhart’ın, kadınların çalışma hayatında maruz bırakıldığı ayrımcılığın ve eşitsizliklerin önlenmesine yönelik alınacak tedbirlere dair iş yerlerine önerileri şunlar:
–Önüne geçmek için önce eşitsizliklerin tespit edilmesi ve kabul edilmesi gerekli. Aynı durum ayrımcılık için de geçerli. Sonra bir yol haritası çıkarılmalı; somut göstergeler, hedefler, adımlar ve aksiyonlar dahil edilmeli. İlerleme takip edilip düzenli olarak raporlanmalı.
-Kurumun mutlaka cinsiyet eşitliğine ve ayrımcılık karşıtlığına dair bir politika metni olmalı. Bu metin web sitesinde yayınlanmalı.
-Her seviyeden çalışana toplumsal cinsiyet eşitliğine dair eğitim verilmeli.
-Eşitsizlikleri yaratan dinamikler tespit edildikten sonra onları ortadan kaldırmak için stratejiler geliştirilmeli ve uygulanmalı.
-Süreçleri yönetirken mutlaka alanında uzman STK’lar ve akademisyenlerle çalışılmalı.
Mimar Esra, şantiyede maruz bırakıldığı ayrımcılığı anlattı…
Birçok meslekte olduğu gibi mimarlıkta da cinsiyete dayalı ayrımcılığın yaşandığını belirten mimar Esra (isim, haber kaynağının talebi üzerine mahlas ile yazılmıştır) çalıştığı şantiyede tek kadın olduğunu vurguladı ve “Elinin hamuruyla burada ne işin var?“, “Küçücük kızdan mı emir alacağım?” şeklinde cinsiyetçi söylemlerle karşılaştığını anlattı.
Ofis yerine sahada çalışmayı tercih ettiğini ancak maruz bırakıldığı ayrımcılıkla başa çıkmakta ilk zamanlar zorlandığını belirten Esra, ayrımcılıkla mücadelesini şu sözlerle aktardı:
“Kendimi kabul ettirme sürecim çok sancılı ve zorluydu. İşimi sevmeme rağmen ben yapamayacağım artık dediğim çok zaman oldu. Çoğu zaman işi yaptıramadım ya da araya yöneticilerimi koyarak ilerlemek durumunda kaldım. Bu özgüvenimi çok düşürmüştü ama vazgeçmeme yetecek kadar değil! Çok daha fazla, bu işi bir kadının yapabileceğini kanıtlama hırsıyla işe odaklandım. Tepkilere kulağımı kapatıp yapılması gereken işi ve sonuçlarını net bir şekilde ifade etmeye ve kendimden emin bir şekilde ilerlemeye çalıştım. Kesinlikle erkek egemen bir sektörde kadın olarak çalışmak fazlasıyla fedakarlık gerektiriyor. Kabul görmüş ve öyle kanıksanmış bir duruma yenilik getirmek zorlu bir süreç. Fakat vazgeçmek için yeterli değil.“
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.