Zeynep Saçar
Pozitif-iz Derneğinin 2018 yılından bu yana yayımladığı hak ihlalleri raporununa göre aldığı başvuruların ve hak ihlallerinin sayısı yüzde 857’den fazla arttı. “HIV Pozitiflerin Maruz Bırakıldıkları Hak İhlalleri Raporu”, 5 yılda HIV ile yaşayanlara yönelik hak ihlallerinde 8-9 kat artış olduğunu gösterdi.
Hak kategorilerine göre ihlal başvurularında yüzde 42 ile en çok sağlığa erişim hakkının ihlal edildiği belirtilen raporda, bunu yüzde 29 ile çalışma hakkının takip ettiği aktarıldı. 2022’de bütün ihlallerin yüzde 19’unu oluşturan çalışma hakkı ihlalleri, bu yıl yüzde 29’a yükseldi. Raporda 6 Şubat depremlerinin etkisi gözlemlendi. 2023’te Adana, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş illerinden gelen başvuru sayıları bir önceki yıla göre arttı.
Pozitif-iz Derneği Avukatı Cihan Tuğcu, hak ihlallerindeki bu artışa ilişkin, “En çok ihlali gözlemlediğimiz sağlığa erişim hakkındaki artışın en önemli sebebi HIV ve bu şekilde toplum sağlığını yakından ilgilendiren hastalıklara yönelik herhangi bir mevzuat olmaması ve buna ek olarak ihlalleri engellemek için caydırıcı düzenlemeler bulunmaması” cümlelerini kullandı.
Başvuran kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak birden fazla türde ihlalle karşılaşabileceğini vurgulayan Tuğcu, “Çalışma Hakkı ihlalini ele alacak olursak, HIV pozitif kişi, tedavisine düzenli devam ediyor, çalışmasına engel olabilecek herhangi bir yasal engel bulunmuyorsa da işe giriş için sağlık raporu almak istediğinde bazı hekimlerin eksik ve yanlış bilgilerinden kaynaklı tereddütleri ile karşı karşıya kalıyor ve hakkı olan raporu almakta sıkıntılar çekiyor. Bu noktada çalışma hakkına yönelik ihlallerin, sağlığa erişim hakkına yönelik ihlallerle birlikte karşımıza çıktığını gözlemliyoruz” dedi.
İhlalle karşılaşan başvurucuların bir kısmının yargı yoluyla bu ihlalleri çözüme kavuşturabildiğini aktaran Tuğcu, yargı sürecinin uzunluğu ve yargı sürecinde net bir yasal düzenleme olmadığından hem toplum hem HIV ile yaşayanlar açısından tatmin sağlamaması gibi nedenlerle kişilerin yasal yollara başvurmakta tereddüt yaşadığının altını çizdi.
Rapora göre, Pozitif-iz Derneği’ne gelen 360 başvuru neticesinde verilen danışmanlıklar sonucu 17 kişi hukuki yollara başvurdu. Başvurucuların yüzde 42’si sağlığa erişim hakkına ilişkin mevzuata dayalı hak ihlalleri, 3 başvurudan biri çalışma hakkına ilişkin ihlallerdi.
Pozitif-iz Derneği’ne ulaşan başvuruların önemli bir bölümünü yabancı ülke vatandaşlarının Genel Sağlık Sigortası (GSS) girişi ile ilgili şikayetleri oluşturdu. Yabancıların GSS girişinin yapıldığı tarihten önce HIV ile enfekte olduğu varsayımı nedeniyle ilaç ve tedavilerinin geri ödeme kapsamından çıkarılması, sağlığa erişim hakkı ihlali olarak kaydedildi. HIV pozitif kişinin sağlık durumunun, kişi tedavi altında olduğu müddetçe toplum sağlığı açısından sorun olmayacağını vurgulayan Tuğcu, “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde HIV ile yaşayan tüm kişilerin tedaviye erişim hakkı, yaşam hakkı kapsamında değerlendirilmeli” dedi.
Dernek olarak HIV ile yaşayanlara hukuki destek sağlamaya, alanda yaşanan hak ihlallerini raporlamaya ve düzenlediğimiz kapasite geliştirme eğitimleriyle HIV ile yaşayanları hakları konusunda bilinçlendirmeye devam edeceklerini belirten Tuğcu, “Sevgili HIV ile yaşayan dostlarımız, lütfen hukuki mekanizmaları kullanmaktan ve haklarınızı aramaktan çekinmeyin” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
işyeri doktorlarıda mahkeme işin içinde konuşulunca genede umurlarında olmuyor. Herşekil bir açıktan faydalanıyorlar. Koskoca camianın sorununu çözebilmek varken uğraşırlarmı hiç sosyal baskı altındaki hivli bireyle. Kaç sene oldu bakalım sorunun üstesinden. Bir gün medulakı kapatır üç sene sonra gene açar. Onun için bir saatlik iş. Hiv bireyleri için bir insan hakları ihlalidir. Adamlara ne iş hukuku düzenlenir nede ne durumda oldukları sorulur. Biz kimiz ki hakikaten. Hasta bir birey. Hakları el köşeye atılmış bir sürü farklı hastalıktada birey.