Göçmenlere depremde yine göçmen dernekleri yardım etti
Göçmenlere depremde yine göçmen dernekleri yardım etti
Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği illerde yaşayan göçmenler, deprem sonrası zor günler yaşadı. Ancak depremzede göçmenlere, yine göçmenler tarafından kurulan sivil toplum kuruluşları yardım eli uzattı. Gaziantep Üniversitesi Göç Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Karadaş, "Suriyelilerin kurduğu STK’lar rüştlerini ispatladılar” dedi.
6 Şubat depremlerinde etkilenen 11 il, göçmenlerin de yoğun yaşadığı illerin başında yer alıyor. Dolayısıyla depremlerden, başta Suriyeliler olmak üzere, Türkiye’de sığınmacı konumundaki göçmenler de yoğun olarak etkilendiler. Deprem sonrasında göçmenlerin en çok yardımına koşan ise, yine bizzat göçmenler tarafından kurulan sivil toplum kuruluşları (STK) oldu.
Sığınmacı Hakları Platformu sözcüsü Taha Elgazi 9. Köy’e yaptığı açıklamada “Kahramanmaraş merkezli depremde en az 6 bin 700 Suriyeli göçmen hayatını kaybetti” derken, Gaziantep Üniversitesi Göç Enstitüsü müdür Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Karadaş, deprem döneminde Suriyelilerin kurduğu STK’ların “rüştlerini ispatladıklarını” söyledi.
Göçmenler depremden nasıl etkilendi?
Depreme Gaziantep’te yakalanan Suriyeli göçmen B.F. , 9. Köy’e yaptığı açıklamada, sürece ilişkin yaşadıklarını şöyle anlattı;
“Deprem dolayısıyla çok korktuk ve ilk 2-3 gün şehirden çıkamadık. Zaten göçmen olduğumuz için dezavantajlı bir gruptaydık. Bunun için şehir dışına çıkamadık ve havaalanları göçmenleri içeri almadı. Bu süreçte şehir dışına giden göçmenlerin sayısı oldukça azdır; çünkü zaten Suriye iç savaşından kaçıp buraya sığınmışlar ve başka yere gidecek yerleri olmadığı için şehri terk etmemişlerdir.”
Depremden sonra bölgede yaşayanlarla dayanışma için her türlü gayreti gösterdiklerini dile getiren B.F., “Depremden sonra ben ve arkadaş çevrem göçmen ya da yerli halk ayırt etmeksizin bireysel olarak maddi ve manevi yardımlarda bulunduk. Bu süreci dayanışma içerisinde geçirmeliydik ve öyle yaptık” dedi.
Suriyeli göçmen B.F., depremden sonra bölgede göçmenlere yönelik bazı hoş olmayan olaylar yaşandığına da dikkat çekerek, “Örneğin deprem sürecinde iki yaşlı göçmen akrabam bir camiye sığındılar ama maalesef göçmen karşıtı bir grup tarafından dışarı atıldılar, bu durum beni çok üzmüştü. Bunun dışında birkaç olaya daha tanıklık ettim ama genel olarak baktığımda depremden sonra birbirimizin halinden daha iyi anladığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı. B.F., Suriyeliler’in gönüllü geri dönüşleri konusunda ise şöyle konuştu;
“Göçmenlerin bazılarını evleri yıkıldı ve deprem döneminde bazı ev sahiplerinin evleri yıkıldığı için göçmen kiracıları evden çıkarmak zorunda kaldılar. Bu yüzden Suriye’ye dönüşler her ne kadar gönüllü görünse de bazı dönüşler zorunlu oldu.”
“Depremde Suriyeli STK’lar çok önemli rol oynadı…”
Deprem sürecini göçmenler açısından değerlendiren Prof.Dr. Karadaş da, durumu şöyle özetledi;
“Gaziantep şehir merkezinde yıkım, diğer illere nazaran daha az olduğundan ve hasarlı yapıların çoğunlukla ekonomik düzeyi orta-üst gelir grubundakilerin yaşadıkları mahallelerde bulunduklarından, göçmenleri doğrudan etkileyen bir yıkım olmadı. Ancak deprem korkusuyla konutlarda yaşanmadığı, ekonomik etkinlik ve gıda tedariğinin durduğu ilk birkaç gün içinde sivil inisiyatiflerin göçmenler açısından da cankurtaran işlevi gördüğünü söylemek lazım. Asıl yıkımın olduğu İslahiye ve Nurdağı’nda ise Suriyeli göçmenleri koruyan mekanizmada Suriyeli STK’lar çok önemli rol oynadı. Bence Suriyelilerin kurduğu STK’lar bu deprem sürecinde rüştlerini ispatladılar. Türkiye’nin mevcut kurumsal yapısı içinde mobilize olabildiklerini ve kapasitelerini hayata geçirebildiklerini gördük. Sürecin daha az problemli atlatılmasında Uluslararası STK’lar, BM kuruluşları ve bazı Türk derneklerinin de etkinliğini unutmamak lazım.
Deprem yıkımından dolayı bölgede yaşayan bir kısım Suriyeli için deprem bölgesinin yaşanabilir olmaktan çıktığı kesin diyen Karadaş, “Bu nedenle bir kesim insanın döndüğü gerçek. Ama Türkiye Suriyeliler için hala cazibesini korumakta. Ne var ki Türkiye’de giderek yükselen Suriyeli karşıtlığının, onlar açısından ülkemizi yavaş yavaş yaşanabilir olmaktan çıkaracağını tahmin edebiliriz. Türkiye’den ve Gaziantep’ten Suriye’ye dönüşler gerçekten ‘gönüllü’ olabilir ama bu gönüllülüğü motive eden duygunun nefrete dönüşen bir dışlanmışlıktan kaynaklanması, gelecekte Suriye ve Türkiye arasında kurulabilecek normal ilişkileri baltalayabilir” şeklinde konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.