DOLAR 42,2563 0,23%
EURO 48,9244 0,44%
ALTIN 5.602,37-0,06
Ankara
14°

AÇIK

20 yılda 10 okul, binlerce anı: Türkiye’nin taşınan çocukları…
  • 9.Köy
  • Genel
  • 20 yılda 10 okul, binlerce anı: Türkiye’nin taşınan çocukları…

20 yılda 10 okul, binlerce anı: Türkiye’nin taşınan çocukları…

Bir yıl Doğu’da, ertesi yıl Akdeniz’de…Tayin kararları sadece meslek sahiplerini değil, onların çocuklarını da etkiliyor. Kimi her taşınmada bir parçasını geride bırakıyor, kimi ise her şehirde yeni bir hikâye biriktiriyor.

ABONE OL
11 Kasım 2025 10:43
20 yılda 10 okul, binlerce anı: Türkiye’nin taşınan çocukları…
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Beyza Bedir

Küçük bir çantayla, sınıf listesindeki yeni bir isim olarak başlarsınız. Her seferinde aynı soru: “Nerelisin?” Ancak yanıtlar tek bir yerden değil, onlarca şehirden gelir. Türkiye’de mesleği gereği aileleriyle birlikte sık sık yer değiştiren kamu görevlilerinin çocukları, yalnızca adres değiştirmiyor; aidiyet, eğitim ve sosyal bağları hem kopuyor hem de yeniden kuruluyor. Bu deneyim kimi zaman büyük kayıplar kadar değerli kazanımları da beraberinde getiriyor.

Sürekli şehir ve okul değiştirmenin çocuklar üzerinde gözle görülür etkileri bulunuyor. Sık okul değişikliği, ders sürekliliğini kesintiye uğratarak öğrencilerin akademik başarısını olumsuz etkileyebiliyor. Her yeni okul, farklı bir öğretim programı, başka bir müfredat ve alışılması gereken yeni öğretmenler anlamına geliyor. Bu geçişler, öğrencinin konular arasındaki bağlantıyı kurmasını zorlaştırıyor; kimi zaman derslerde geri kalmasına, kimi zaman da motivasyonunun düşmesine yol açıyor.

Sosyal ilişkilerde de izler bırakıyor

Sürekli taşınmak yalnızca eğitim alanında değil, sosyal ilişkilerde de derin izler bırakıyor. Çocuklar, her şehirde ve okulda yeniden arkadaş edinmek, yeni bir çevreye uyum sağlamak zorunda kalıyor. Bu döngü bir süre sonra aidiyet yorgunluğuna dönüşebiliyor. Sürekli uyum sağlama çabası ve belirsizlik hissi gibi etkenler de zaman zaman kaygı, yalnızlık ve motivasyon düşüklüğü gibi psikolojik zorlukları beraberinde getiriyor.

Ancak tablo yalnızca olumsuzluklardan ibaret değil. Sürekli şehir değiştiren çocukların deneyimlerinde, onları yaşıtlarından farklılaştıran ve güçlendiren pek çok olumlu yön de bulunuyor. Farklı şehirlerde büyümek, onları erken yaşta kültürlerarası bir farkındalıkla tanıştırıyor.

Türkiye’de her yıl binlerce kamu görevlisi, görevleri gereği şehir değiştiriyor. Her biri yeni bir başlangıcın hikâyesi… Ama bu hikâyelerin görünmeyen kahramanları, sıklıkla şehir değiştiren o çocuklar. Onların anlattıkları, bu yaşam biçiminin hem öğrettiklerini hem de geride bıraktıklarını gösteriyor.

“Yabancı hissettiğim şehirlerde kalıcı bağlar kuramadım”

20 yaşındaki Enes B., üniversite eğitimine kadar 6 farklı şehirde, 10 farklı okulda okuduğunu belirtiyor. Yabancı hissettiği şehirlerde kalıcı bağ kuramadığını anlatan Enes, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Öğretmenlerim ve arkadaşlarım genel olarak bana ‘yeni gelençocuk’ muamelesi yapmazdı ancak 5. ve 6. sınıftayken, yeni gelen biri olarak dışarıda kaldığımı hissettiğim olmuştu.Küçükken genellikle oynadığım oyunlar sayesinde arkadaş edinirdim. Oyun araya girince kısa sürede iyi arkadaşlıklar kurabiliyordum. Lise yıllarında ise ortak fikirlerde buluştuğum, kafa yapımızın uyuştuğu insanlarla arkadaş oldum. Ne yazık kiyabancı hissettiğim şehirlerde kalıcı bağ kuramadım. Bunun en büyük nedeni, geride bıraktığım şehirlerdeki arkadaşlarımlailetişimi sürdüremememdi.”

Enes, Bitlis, Amasya, İstanbul, Kütahya, Van ve Mersin’de yaşamış; farklı bölge ve kentlere uyum sağlasa da zamanla hepsine alıştığını belirtiyor: “Çocukluğumdan, hatta bebekliğimden beri sürekli şehir değiştirdiğim için ‘artık yeni bir yere gitmek istemiyorum’
demedim. Aksine bu düzene alıştığımdan, ‘artık bu şehirde kalmak istemiyorum’ dediğim çok olmuştur.”

“En büyük güç kaynağım annem ve babamdı”

5 farklı şehirde okul okuyan Yavuz Y., en çok Trabzon’un Akçaabat ilçesinde geçirdiği yılları hatırlıyor. Yeni bir okula başladığında arkadaşsız kalmanın zorluklarını yaşadığını, ama sık taşınmanın akademik başarısını olumsuz değil, aksine olumlu yönde etkilediğini söylüyor. Bugün Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam eden Yavuz Y., her taşınmada anne ve babasının desteğinin kendisi için en büyük güç kaynağı olduğunu vurguluyor.

“Sınav yıllarımda taşınmak beni rakiplerimin gerisinde bıraktı”

Üç farklı şehirde eğitim gören Talha S., en çok Ordu’da kendini evinde hissetmiş. Yeni bir ortama sonradan dahil olmanın, oturmuş bir düzenin içine girmeye çalışmanın zorlayıcı olduğunu dile getiriyor. Sık tayinlerin akademik başarısını geri plana attığını belirten Talha S., “Hem LGS hem de YKS yılında şehir değiştirdim, bu beni rakiplerimin gerisine attı” diyor. Sürekli taşınmanın aile bağlarını güçlendirdiğini, ancak arkadaşlık ilişkilerinde mesafe yarattığını ifade ediyor ve bu süreçte en büyük desteği anne ve babasından aldığını aktarıyor.

“Birçok kişilik tanıdım, bu da hayata bakışımı değiştirdi”

Anaokulundan lise son sınıfa kadar üç farklı şehirde, yedi farklı okulda okuyan Çağrı E. için taşınmak hayatın doğal bir parçası. “Ev” dediğinde aklına bir yer değil, insanlar geliyor. Her yeni başlangıcın bazen iyi, bazen zorlayıcı hissettirdiğini anlatan Çağrı E., sürekli değişimin ona farklı bakış açıları kazandırdığını söylüyor.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Utku

    Bizler genelde vatan sevgisiyle büyüdüğümüz için bu tarz durumları dert edinmiyoruz fakat hayatımızı önemli ölçüde etkileyen bir durum bu. Hayatımızdaki önemli bir noktaya dikkat çektiğiniz için hepimiz adına teşekkür ediyorum.

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.