Psikologlar atama, çocuklar destek bekliyor

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Hilal Acar

Türkiye’de her yıl yüzlerce psikolog mezun olmasına rağmen yılda yalnızca birkaç psikolog kadrosu açılması, alanda ciddi bir işsizlik sorununu beraberinde getiriyor. Özel okullarda psikolojik danışmanların görev yapması, devlet okullarındaki eksiklikle birlikte eğitimde ve ruh sağlığı hizmetlerinde  eşitsizlik yaratıyor. Ailelerin ekonomik nedenlerden dolayı psikoloğa erişememesi, çocukların ruhsal sorunların erken teşhis ve müdahale sürecini sekteye uğratıyor.

Türk Psikologlar Derneği’nin açıklamalarına göre, her yıl 12 bin 600 psikolog mezun oluyor ama kamuda psikolog kadrolarına atama sınırlılığı, mezunlar arasında ciddi sorun yaratıyor. 2025’in birinci atama döneminde sadece 4 psikolog atanırken, aynı yılın 4. döneminde yalnızca 30 kişilik kontenjan açıldı. 2024/2 döneminde sadece 2 kişi atandı ve en düşük atama puanı 92,8 olarak kaydedildi. Türkiye’de psikolog atamaları her geçen yıl daha kısıtlı hale geliyorken, devlet okullarına psikolog ataması yapılması gerektiğini söyleyen veliler ve psikologlar, özel okullarda psikolojik danışmanların bulunmasının eğitimde adaletsizliğe yol açtığından dolayı tepki gösteriyor.

Furkan Yılmaz

“Her okulda en az 1 psikolog olmalı”

9.Köy’e konuşan Psikolog ve Aile Danışmanı Ahmet Furkan Yılmaz, çocukların okullarda teorik derslerin yanında kimliklerini, ilişkilerini, benlik saygılarını da geliştirdiğini belirtti. Her okulda bir psikoloğun olması gerektiğini belirten Yılmaz, “İçine kapanan, zorbalığa uğrayan ya da evde şiddete tanık olan bir çocukla kim ilgilenecek?” dedi.

Okullarda psikolog eksikliği sadece eğitim değil, toplumsal ruh sağlığı açısından da önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, şu uyarılarda bulundu: “Eğitim sisteminde psikolojik desteğe hak ettiği yer verilmediği sürece, başarıdan önce sağlığı kaybetmiş bir nesil yetiştirme riskiyle karşı karşıyayız. Bugün psikolojik desteğe erişemeyen bir çocuk, yarının sosyal uyum problemi yaşayan, eğitim hayatından kopmuş ya da ciddi psikolojik sorunlarla mücadele eden bir bireyi olabilir.”

Özellikle kırsal veya dezavantajlı bölgelerde çocukların psikolog hizmetine erişiminin yok denecek kadar az olduğunu belirten Yılmaz, “Eğitimin kalitesinden, geleceğin sağlıklı bireylerinden söz etmek istiyorsak psikologların okullarda sistemli bir şekilde yer alması artık ertelenmemelidir” görüşünü dile getirdi.

Ayşe Kübra Özcan

“Çocuklarda kaygı ve akran zorbalığı arttı”

Psikolog Ayşe Kübra Özcan, son yıllarda çocukların ruhsal sorunları hızla arttığını, kaygı, öfke, dikkat dağınıklığı, akran zorbalığı ve yalnızlığı artık birçok öğrencinin yaşadığını söyledi. Okullarda bu sorunları yakından takip edecek uzmanın bulunmadığını belirten Özcan, okullarda psikolog görevlendirilmesinin bir çok sorunu başından önleyeceğini vurguladı. Psikologların öğrencilerin duygularını anlamalarının yanısıra, öğretmen-veli işbirliğini de sağlayarak, huzurlu ve güvenli bir ortam oluşmasını da sağlayacağını kaydeden Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün pek çok okulda yalnızca rehber öğretmenler görev yapıyor. Ancak çocukların ruhsal ihtiyaçları, yalnızca rehberlikle sınırlıkalamayacak kadar derin ve hassastır. Ruh sağlığı, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren bir alandır. Üstelik son yıllarda yaşanan pandemi, deprem ve ekonomik zorluklar da çocukların ruhsal yükünü daha da artırmıştır. Ayrıca çocukların yalnızca akademik başarıya değil, duygusal desteğe de ihtiyaçları vardır. Okullar, öğrencilerin kendini güvende hissettiği ve anlaşıldığı yerler olmalıdır. Bu güvenli ortamı yaratacak, çocukların iç dünyasına gerçekten dokanabilecek kişiler ise psikologlardır.”

“Ay sonunu zor getiriyoruz, psikoloğa nasıl göndereyim?”

Psikoloğa ulaşmak, veliler için de kolay değil. Özel terapi seanslarının yüksekliği, birçok aileyi, psikologdan uzaklaştırıyor. 9.Köy’e konuşan bir velinin sözleri de bu durumu doğruluyor: “Ben çocuğumu psikoloğa nasıl göndereyim bu devirde? Biz eğitim masraflarını bile zor karşılıyoruz. Bir defter olmuş 100 lira. Benim üç çocuğum var; ikisi ortaokulda, biri lisede. Üç çocuğun eğitim masrafı gerçekten sırtımızda kambur gibi. Ben de eşim de çalışıyoruz, şükür asgari ücretten biraz fazla kazanıyoruz ama ona rağmen ay sonunu zor getiriyoruz. Psikolog desen seans başı bin, iki bin lira vardır. Ayda iki üç kere gitmeleri gerekse nasıl karşılayayım? Bir değil, üç çocuk bu… Hangi anne-baba istemez çocuğu ruhen sağlıklı olsun, kendini iyi hissetsin? Ama bu şartlarda biz, önce ekonomiyi düşünmek zorundayız.”