Haber: Rümeysa Mamatoğlu / Kapak Fotoğrafı: Depophotos
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 5 ay geçtmesine rağmen, afetzedeler hala konteyner ya da kalıcı konut yerine, çadırlarda kalmaya devam ediyor. Gaziantep’in kent merkezinde çadılarlar yaşamakta olan aileler ise, sokağa atılma endişesi yaşıyor.
“Kiralar çok pahalı ev bulamıyoruz…”
Kent merkezindeki kurulu çadırda yaşayan depremzedelerden biri de 3 çocuk annesi Zeynep Tekbaş. Depremlerde evi ağır hasar alan Tekbaş, 9. Köy’e çadırda yaşam konusunda şu açıklamalarda bulundu;
“Evimiz ağır hasarlı, girilemeyecek durumda. Biz de mecburen çadırlarda kalıyoruz. Kiralar çok pahalı olduğu için ev de bulamıyoruz. Ama yine de ev aramaya devam ediyoruz. Kenar mahallerden ev bakmama rağmen kiralar çok yüksek. Mecburen çadırda kalıyoruz. Burada gayet iyiyiz, rahatız. Bir sıkıntı yaşamıyoruz, yemeğimiz geliyor, tuvalet ihtiyacımız karşılanıyor. Banyo yapmak için de akrabalarımızın evlerine gidiyoruz, güvenlik anlamında da sıkıntı yok ama yani bir evi gibi değil insanın tabi ki, zorlukları da var.”
Yaz sıcaklarında çadırda kalmanın kendilerini çok zorladığını anlatan Tekbaş, “ama yapacağımız bir şey yok. Tek korkumuz bir gün bizi buradan çıkarırlarsa ne yapacağımız. Bir şey denmiyor, ne yapılacağı söylenmiyor. Bu çadırları buradan kaldırırlarsa çok mağdur oluruz. Bir defa kaldırmak istediler bizler izin vermedik. Çünkü gidecek yerimiz yok” dedi.
Deprem öncesinde kiracı olduğunu, deprem sonrasında devletten 3 bin TL kira desteği aldığını söyleyen Tekbaş, “devlet bana 3000 lira kira desteği yatırıyor ama ben 3000liraya ev bulamıyorum. Garaj bulduk, eşyalarımızı oraya çektik. Ona bile 1500 lira para veriyoruz. Garajı da zaten su basmıştı, eşyalarımızdan da artık vazgeçtik. Bir gün gelir çadırları kaldırıyoruzderlerse ben 3 çocukla hangi akrabamın evine sığayım, mecbur o zaman sokakta kalırız.Devletimizden bize daha fazla imkân vermesini istiyoruz” diye konuştu.
“Nurdağı’nın psikolojisini atmaya çalışıyoruz…”
Nurdağı’nda evi yıkılan Ökkeş Arslan da, çocuklarının psikolojisinin düzelmesi için Gaziantep merkezindeki Masal Park’taki çadırda kaldığını ifade etti. Arslan, “Nurdağı’nda evimiz yıkıldı, burada kalmamın tek sebebi çocuklarımın psikolojisini düzeltmek. Kiralık ev arıyorum ama kiraya da gücüm yetmiyor. Devlet bana 5 bin lira kira bedeli yatırıyor ama 5 bin liraya nerede kiralık ev bulacağım? Şu an şikayetçi değilim. Gereken yerlere müracaat ettim. Yemeğimiz geliyor, halkımız da bize gereken yardımı yapıyor. Nurdağı’na gitmiş olsam konteyner veriyorlar ama ben önce çocuklarımın sağlığını ve psikolojilerini düşünmek zorundayım. Nurdağı’nda olsak daha çok etkilenirlerdi. İlk başlarda çocuklarımın psikolojisi çok bozuktu, şu an çok şükür biraz düzeldiler” dedi.
Arslan, en kısa zamanda Nurdağı’na tekrar giderek eski hayatlarına dönmek istediklerini de vurguladı.
“Çadırlarımıza dokunmasınlar…”
Depremzede değil de artık “kirazede” olduğunu söyleyen Sıdıka Kurt ise, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı;
“Depremden önce bodrum katında oturuyordum. Evim hasarlıydı, sonra nasıl olduysa adı hasarsıza çıktı. Bu ev yığma evmiş. Oturulacak halde değildi. Küçük bir eve çıkmaya gücümüz yetmedi, eşim hasta. Bir dükkân kiraladık, eşyaları oraya koyduk. Bir taraftan bütçemize uygun ev arıyoruz. Kiralar çok yüksek. Evimiz hasarsız geçtiği için kira yardımı da alamıyoruz. Tek derdimiz normal bir fiyatta kirada bir ev bulalım. Burada iyiyiz ama şartlar zor. İhtiyaçlarımızı karşılıyorlar ama kendimizi toparlayıp evimize geçmek istiyoruz. Burada bazıları “çadırlar kaldırılacak” diyorlar. Evimiz yok, gidecek yerimiz yok. Tüm zorluklara, sıcaklara rağmen şimdilik çadırlarımızı dokunmasınlar, en azından evlerimizi bulana kadar. Eğer bu çadırları kaldırırlarsa biz yine bir yere gidemeyiz bu parkta kalmaya devam ederiz.”
“Tedavi olmak istiyorum…”
Nurdağı’nda evi yıkılan ve depremde yaralanak, yürüyemez hale gelen Dursun Örs ise durumunu şöyle ifade etti;
“İlk günden beri buradayız. Depremde düştüm ve yürüyemiyorum. Tekrardan yürümek istiyorum. Tedavi olacak gücüm yok burada kızım bana bakıyor. Çok zorlanıyoruz, devletimizden tek isteğim bana destek olsunlar, yardımcı olsunlar. Beni ayağa kaldırsınlar, başka bir şey istemiyorum.”