Boğazlarda yapılan endüstriyel balık avcılığı, hem balık türlerinde, hem de balık stoklarında azalmaya yol açtı.
Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü’nün (TEPGE) 2021 Su Ürünleri Raporu’na göre, Türkiye’de su ürünleri üretimi 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında azalarak 785 bin ton gerçekleşti. 2020 yılında avcılıkla yapılan üretim, bir önceki yıla göre yüzde 21 düşüşle 364 bin ton oldu. Marmara Denizi’nde 2018 yılında 52 bin ton balık avlanmışken 2020’de bu oran yarı yarıya azalarak 24 bin tona düştü.
“Boğazlarımız biyolojik koridor alanlarıdır”
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP) Genel Başkanı Ramazan Özkaya, boğazların endüstriyel balık avcılarına açılmasının getirdiği zararları 9. Köy’e anlattı. Sudaki kaynakları korumak zorunda olduğumuzu söyleyen Özkaya, “Boğazlarımız biyolojik koridor alanlarıdır. Balıkların; Akdeniz’den, Ege’den Karadeniz’e geçişleri ile Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e geçişleri rahat şekilde yapabilmeleri sağlanmalıdır. Çünkü boğazlar balıkların dinlendiği, zaman geçirdiği, yatak yaptığı alanlardır. Stokların fazla yıpranmaması için boğazların balıkçılığa açılması doğru değildir” dedi.
“Tekne boylarına veya gros tonuna göre kota verilmeli”
SÜR-KOOP Başkanı Özkaya, balık stoklarının nasıl korunabileceğini ve stoklardaki azalmanın küçük ölçekli balıkçılara etkisini şöyle açıkladı:
“Filomuz çok güçlü. Son model balık bulucu cihazları kullanıyorlar. Avcılık kapasiteleri de stokların çok üstünde. Bunun için arz-talep dengesi sağlanmalı. Tekne boylarına veya gros tonuna göre kota verilmeli, aynı zamanda bölgesel balık sistemine geçilmelidir. Kota sistemine geçilmemesi halinde stoklar ile türler bazında da azalma olacak. Acilen kota ve bölgesel balıkçılığa geçilerek stokları koruyabiliriz. Balık türlerindeki azalma, stoklardaki yıpranma küçük ölçekli balıkçıların da yakaladığı balıkların azalmasına neden olacak, gelirlerinde de azalma olacaktır.“
Doğal kaynakların hakça paylaşımı
İstanbul’da balıkçılık yapan Kenan Kedikli ise, İstanbul Boğazı’nın dünyanın en önemli balık geçitlerinden bir tanesi olduğunu ve yapılacak hiçbir faaliyetin üreme/besleme göçünü olumsuz etkilememesi gerektiğini söyledi.
Kedikli, “Bu bakış açısı ile baktığımızda boğazın içinden çok boğazın girişi önem kazanır. Karadeniz’e üremek için gelen Lüfer ve Palamut türleri bazı yıllarda toplam avın yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Kaynaklar günden güne azalırken boğaz ağzı ve içinde devasa büyük av aracı ve gelişmiş teknoloji ile yapılan balık avcılığı sadece stokların sürdürülebilirliği açısından değil, canlı doğal kaynakların hakça paylaşımı açısından da durdurulmalıdır” diye konuştu.
Yüksek av kapasitesi sorunu
Balıkçı Kenan Kedikli, sorunun sadece boğazlar ile ilgili olmadığını, yüksek av kapasitesi sorununun üzerinde durulması gerektiğini vurguladı. Kedikli, endüstriyel balık avcılığının küçük ölçekli balıkçılara ve balık türlerine etkisini şu şekilde anlattı:
“Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege’nin küçük ölçekli balıkçıları ayakta kalabilmek için Atlantik orijinli bu balıklara muhtaç durumdalar. Gerek stokların sürdürülebilirliği gerekse de küçük ölçekli geleneksel balıkçılığın sürdürülebilirliği açısından büyük ölçekli av çabası sınırlandırılmalıdır. Mesele sadece boğazlar meselesi değildir. Mesele sürekli artan av kapasitesinin mevcut kaynakların kat be kat üzerinde olması meselesidir. Ülkemizde resmi verilere göre yaklaşık 500 bin avcılık yapılmaktadır. Bizim avcı filomuzun av kapasitesi milyonlarca tondur. Bir başka deyişle günümüzde yakalanan balık miktarını 10-15 büyük avcı çok rahat bir biçimde yakalayabilir.”
Bölgesel balıkçılık yönetimi
İstanbul’da balıkçılık yapan Kenan Kedikli, bölgesel balıkçılık yönetimine geçilmesi gerektiğini de belirterek, bölgenin doğal kaynaklarını hesap etmek gerektiğinin altını çizdi. Kedikli şöyle konuştu;
“Örneğin Marmara denizinde acilen 24 metre üzerindeki tekneler ile avcılığın engellenmesi gerekmektedir. Bir diğer husus ise büyük avcı gemilerinin ve çok büyük ölçeklerdeki av araçlarının kıyıdan uzaklaştırılması gerekmektedir. GFCM Akdeniz denizler bölgesinde gırgır avcılığı için 800 metre ağ boyu 50 metre avlanma derinliği ve kıyıdan 500 metre uzaklıkta avlanmayı önermektedir.”
HABER : Haber: Esin Özdemir / Fotoğraf: Ayşegül Alp
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.