Murat Güreş
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen, 53 binden fazla insanın ölümü ve onbinlercesinin sakat kalması ile sonuçlanan 6 Şubat Depremleri’yle ilgili olarak çok sayıda dava açıldı. Ceza davaları, hukuk davaları ve idari davalar olmak üzere üç koldan ilerleyen hukuki süreçte müteahhitler, mimarlar, mühendisler, şantiye şefleri için yargılamalar sürerken, hiçbir kamu görevlisi açısından soruşturma izni verilmedi.
Gaziantep merkez başta olmak üzere, depremden en çok etkilenen İslahiye ile Nurdağı ilçelerinde 200’den fazla davaya bakan Av. Mehmet Aykut Başderici, bu durumun ‘‘cezasızlık algısı’’ yarattığını söyledi.
Başderici, 9. Köy’e yaptığı açıklamada tutuklu yargılanan sanıkların, mahkemelerde kendilerine inşaat onayı veren kurumlardaki görevlilerin neden duruşmalardan bağışık tutulduğunu ve yargılanmadıklarını sık sık dile getirdiklerine de vurgu yaptı.
Avukat Başderici, davaların TCK’ya göre ‘bilinçli taksirle adam öldürme’ suçundan açıldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu;
“Depremde ortaya çıkan mağduriyetler açısından hukuki süreç üç aşamalı. Halen başsavcılıkların açtığı birtakım soruşturmalar devam ediyor. İkinci ayakta açılan hukuk davalarında; müteahhit, mimar, şantiye şefi gibi sorumluların tazminat açısından davaları devam etmekte. Bu aşamada yıkılan ve can kaybına neden olan binalarla ilgili hakkında soruşturma izni verilen hiç kimse yok. Ancak idari yargıda tazminat açısından büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri, AFAD ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlilerin kusurlarının olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple idari yargıdaki tam yargı davalarımız da devam etmekte. Tutuklu sanıklar mahkemelerde yapı izinlerinin aldıkları kurumlarda görev yapanların neden yargılanmadıklarını soruyor. Mahkeme başkanlarından bunu avukatlar da talep ediyor. Ancak en ufak bir ilerleme olmuyor. Dolayısıyla yargılama eksik işliyor, yargılamalar tek taraflı yürüyor. Halbuki kamu görevlileri de dinlenebilseler mahkemeler çok daha sağlıklı kararlar verebilir. Öte yandan idare, kamu görevlileri hakkında kanunen soruşturma izni verilmediği için mahkemenin vereceği kararların sırf bu nedenle istinaf ya da yüksek mahkemede bozulma ve yargılamanın tüm sanıklarla birlikte tekrar yapılması ihtimali çok kuvvetli. Ne yazıktır ki Türkiye’de yaşanmış depremlerin tarihine bakın tek bir kamu görevlisi ceza almamıştır.”
Yargıtay’ın 1999 Depreminden sonra ‘bilinçli taksirle adam öldürme’ suçlarından dosyaları birleştiren bir karar verdiğini hatırlatan Av. Başderici, 6 Şubat Depreminde hayatlarını kaybeden yurttaşlarla ilgili bu yerleşik içtihat nedeni ile olası kast ile ölüme sebebiyet verme davalarının açılamadığını da belirtti. Bunun tek istisnasının Kahramanmaraş’ta 36 kişinin ölümü ile sonuçlanan Ezgi Apartmanı davasında görüldüğünü vurgulayan Av. Başderici, “Kahramanmaraş’ta bir savcı kolon kesilen bir binada sorumlular hakkında ‘olası kast ile insan öldürme’ suçlaması ile bir iddianame düzenledi. Elimizdeki tek örnek bu. Günümüz teknolojisi göz önüne alındığında yargılanan sanıklar hakkında suç vasfının olası kast olma ihtimaline binaen de bir araştırma yapılması gerektiğini düşünüyoruz” diyor.
Türkiye’de yaşanmış depremlerde en hızlı yargılama, geçtiğimiz hafta Diyarbakır’’da Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 89 kişinin hayatını kaybettiği Galeria Sitesi’ne ilişkin davada oldu. Yargılanan 7 sanıktan tutuklu 3 müteahhit ve inşaat mühendisi 17 yıl 6’şar ay hapis cezası aldı.
Gaziantep’te de 134 kişinin hayatını kaybettiği Ayşe Polat Sitesi’yle ilgili yürüyen davada da sona gelindi. Soruşturma ve iddianamenin hazırlanmasının ardınan açılan, ve 2 kişinin yargılandığı davada karar duruşmas, Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Mayıs 2024 tarihinde görülecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.