0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Gıda takviyesi” adı altında satılan ürünler, market raflarına kadar düştü. Ancak “zayıflamaya yardımcı olduğu”, “uykusuzluğa iyi geldiği” gibi iddialarla satılan gıda takviyeleri, bilinçsiz kullanıldığında, insan sağlığı açısından ciddi tehlike yaratıyor. 
“Gıda takviyesi” adı altında satılan maddelerden biri de “melatonin.” 
Uykusuzluk problemi çekenlerin eczanelerden reçeteyle aldığı melatonin hormonuna ilişkin ilacın ruhsatlandırması, Temmuz ayından itibaren Sağlık Bakanlığından, Tarım ve Orman Bakanlığına geçti. Bu durum, çok sayıda melatonin içerikli takviye gıda ürününün de piyasaya sürülmesine sebep oldu. 
Melatoninin Tarım Bakanlığınca ruhsatlandırılmasının bir etkisi de, melatonin içeren takviye ürünlerin reklamlarının yapılmasının da meşru hale gelmesi oldu.
Eczacı Erdal Kart, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, bilinçsizce tüketilen takviye gıda ürünlerinin insan sağlığını tehdit eder boyuta geldiğini söyledi. 
Gıda takviyesi kullanmak isteyen hastaların öykülerinin incelenmesi gerektiği vurgulayan Eczacı Kart, şöyle konuştu: 
“Marketten temin edilen ürünlerin sıkıntısı şöyle; temin ettiğiniz yer bir sağlık merkezi değil. İçinde profesyonel sağlıkçılar çalışmıyor. Size daimi olarak kullandığınız ilaç var mı diye soru sorulmuyor. Kronik rahatsızlığı var mı? Kullandığı sürekli ilaç var mı? Herhangi bir ilaç alerjisi var mı? Uykusuzluk problemi olduğuna ilişkin tanıyı Hekim mi koymuş, yoksa kişi kendi kendine mi koymuş? Uykusuzluk neden kaynaklı ? Altında yatan bir rahatsızlık mı var? Takviye ürünleri marketten alırken size bunları soran birisi var mı? Öncelikle bunların ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Ondan sonra siz bu ürünleri vatandaşa önerebilirsiniz. Bu görevi üstlenen hekimlerdir. Size ulaştıracak olan da eczanelerdir.”

Gıda takviyeleri eczanelerde satılmalı

Gıda takviyelerinin satış noktalarının eczaneler olması gerektiğini de vurgulayan Eczacı Erdal Kart, “Bu ürünler marketten alınırken sizin ne amaçla aldığınızı sorgulanmıyor” dedi. 
Bilinçsizce alınan takviye gıdaların kişiyi tedavi etmek yerine, sağlığında yeni sorunlar çıkmasına neden olabileceği uyarısında bulunan Kart, 
“Takviye gıdaların gerçekten sizi tedavi edecek mi yoksa başka rahatsızlıklar çıkmasına da bir sebep mi olacak? Önemli ince çizgimiz bunlar oluyor” diye konuştu. 
Türkiye’deki ilaç mevzuatına da değinen Kart, “Türkiye’deki mevcut yasalara göre ilaç reklamı yapmak yasak. Ama bir ilacı gıda takviyesi şekline getirerek dozunu da düşürdüğünüzde, onun gıda takviyesi olarak onayını çok rahat alırsınız. Bunun reklamını yapabilmeniz de serbest olur” dedi. 

“Bilinçsizce tüketim sonrası nelerle karşılaşırız?” 

Eczacı Erdal Kart, gıda takviyelerinin bilinçsizce kullanılmasının sadece bireylerde rahatsızlığa yol açmayacağını, hastanelere başvuru sayısını arttırarak da küçük bir sorundan büyük bir zararla çıkılabileceğini ifade etti. Kart şöyle dedi;
“Mesela melatonini bilinçsiz şekilde kullanırsanız ortaya farklı rahatsızlıklar çıkar veya var olan rahatsızlığınız daha da kötüleşebilir. O zaman sizin hekime ve hastaneye başvurması sıklığınız artar. Bilinçsiz bir tüketim sonucunda onu tedavi etmek için yeni bir aşamaya geçilir. Hastaneye, hekime başvurduktan sonra hastaneye yatma durumu söz konusu. Bilinçli bir sağlık yönetmeliği ile önüne geçebileceğimiz bir durumu küçücük bir sorundan daha büyük bir zararla karşılaşmış olduk. Bilinçsiz tüketim SGK’ya külfet haline geliyor. Eğer bu durumun önüne geçseydiniz hekim başvurusu olmayacaktı. Hastaneye yatış olmayacaktı. Yine baktığınız zaman devletin öz sermayesine bir zarar geliyor.”
“Sağlık okur-yazarlığının” önemine de dikkat çeken Erdal Kart, “Sağlık okuryazarlığının eksikliğinden dolayı toplumda bilinçsizlik tüketimine sebep oluyor. Akılsızca tüketilen gıda takviyelerin bedelini bu şekilde ödemiş oluyoruz. Bilinçsiz tüketimin sonucunda hastalık, sakatlık, ciddi bir komplikasyon gelişirse insanlar hayatlarını kaybedebilir. Yaşamadık mı biz bunları? İnsanlar zayıflayacak diye piyasaya sürülen ilaçlar sebebiyle gencecik insanlar hayatlarından olmadı mı? Bütün ilaçların eczanelerden temin edilmesi gerekiyor.”

“Takviye gıda ürünleri sayesinde markalar %4000 ciro yaptı”

Diyetisyen Ersin Özdemir ise, markaların ekonomik karlılığı düşünerekpiyasaya çok sayıda takviye gıda ürünü sürdüğüne dikkat çekti.  
Özdemir, takviye gıda ürünleri piyasasında hastaların dikkat etmesi gereken durumları şöyle anlattı;
“Kovid zamanında takviye gıda ürünlerinin reklamları çok yapıldı. “Bağışıklığınızı güçlendirin, güçlendirmezseniz ölebilirsiniz” gibi bir korku pompalandı. Bu sebepten dolayı da insanlar panik oldu ve eczanelerde yoğunluk yaşandı. Türkiye’de güneşli gün sayısı çok fazla olmasına rağmen, vatandaşlar güneşten de korkutulduğu için güneşe de çok fazla insan çıkmıyor. Bugün Türkiye’nin %70’i D vitamini eksikliği yaşıyor. Eksikliğini hissettiğimiz bu temel vitaminler belli bir döneme kadar kullanılabilir.”Diyetisyen Ersin Özdemir

Son dönemde Türkiye’de bir de “kolajen furyası” yaşandığına dikkat çeken Özdemir, bu çerçevede kalp ritmini bozan gıda takviyeleri kullanımının arttığını söyledi. Özdemir, şöyle konuştu;
“Kalp ritmini bozan takviye kullanımı beslenme uzmanı olarak önermiyorum. Bu takviye gıdalar kalp-damar sistemini böbreklerin çalışmasını bozabilir. Örneğin yeşil çayın faydalarını biz biliyoruz ama yeşil çayını tansiyon hastasına verirsem eğer tansiyonunun yükselmesine sebep olur. Türk kahvesi şekersiz içilirse  faydası ne biliyoruz ama, şekerli içilirse yüksek tansiyona ve böbrek hasarına sebep olabilir. Bugün yeşilçay takviyeleri ile Kafein takviyeleri çıkmış vaziyette. İnsanlar bu ürünleri almadan etiket okuyacak, kendi süzgecinden geçirecek. En yakın sağlık profesyoneline, hekimine, eczacısına mutlaka bu konuları danışması gerekiyor. Bugün zincir marketlere gittiğinizde takviye gıdalar satılıyor. Bunlar yeterli kadar denetleniyor mu? Örneğin balık yağı alıyorsunuz bunun bir uluslararası sertifikası olmalı. Bunların uluslararası sertifikası var mı yok mu? Benim yaptığım bir araştırmada gıda takviye ürünleri satan firmaların gelirleri pandemi ve sonrasında %4000 artmış. Öyle olunca burası çok büyük bir pazara dönüştü. Birçok marka bu pazara giriyor ve insan sağlığını düşünerek değil cebini düşünerek bu pazara giriyor. O yüzden insanların etiket okuması ve dikkat etmesi lazım.”

HABER : Haber: Kaan Taşkın