DOLAR 42,1439 0,24%
EURO 48,8069 0,44%
ALTIN 5.426,980,72
Ankara
17°

PARÇALI AZ BULUTLU

Antep’teki Kurtuluş Camisi restorasyonu yanlış mı yapılıyor?

Antep’teki Kurtuluş Camisi restorasyonu yanlış mı yapılıyor?

1890'lı yıllarda Ermeniler tarafından inşa edilen ve sonradan camiye çevrilen "Kurtuluş Camisi" 6 Şubat depremlerinde büyük hasar gördü. Restorasyon çalışmaları süren caminin, aslına göre restore edilip edilmediği ve olası restorasyon hataları tartışılıyor. Devam eden restorasyonu Tarihçi Murad Uçaner ile konuştuk.

ABONE OL
18 Haziran 2025 11:31
Antep’teki Kurtuluş Camisi restorasyonu yanlış mı yapılıyor?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cihat Öztürk

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Ermeniler tarafından kilise olarak inşa edilen ancak sonradan camiye çevrilen Gaziantep’teki Kurtuluş Camisi, 6 Şubat depremlerinden aldığı büyük hasarın ardından yeniden restore ediliyor. Ancak restorasyonun yanlış yapıldığına yönelik iddialar var.

Şu anda ismi Kurtuluş Camisi olan dini yapı aslen 1893-1892 yılları arasında Ermeni kilisesi olarak Mimar Sarkis Balyan tarafından inşa edilen yapı 1894’ten 1915’e kadar kilise, 1915- 1919 yılları arasında ise Osmanlı yönetimi tarafından askeri depo olarak kullanıldı.Birinci Dünya Savaşı’nda sürgünden dönen Ermenilere tekrar kilise olarak kapılarını açan yapı 1915 olayları ve Ermenilerin gidişiyle cemaatsiz kalarak 1920’lerin ortalarında hapishaneye dönüştürüldü ve 60 yıl hapishane olarak kaldı.

Yapı, 1985’te yapılan restorasyonla iki minarenin eklenmesiyle camiye çevrildi. Bu dönüşüm sırasında dört köşeli çan kulesinin bir kısmı yıkılıp, tek şerefeli silindirik bir yapıya dönüştürüldü. Daha sonraki tarihlerde ise ikinci bir minare yapıldı.

Depremde hasar alan binanın restorasyonu yanlış mı yapılıyor?

Ermenilerin ibadet mekanıyken sırasıyla kilise, askeri depo, hapishane ve cami olarak kullanılan bina 6 Şubat depreminde ağır hasar aldı. Depremde minarelerin kubbelerin üzerine çökmesiyle ağır hasar alan Kurtuluş Camisi, uzmanlara göre iki yıl süren restorasyon çalışmalarında aslına uygun olarak değil de “müteahhit anlayışıyla” restore edildi.

Uzmanların ve bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen yine aynı yerde minareler yapıldığı ve geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılmadığı belirtiliyor. Kurtuluş Camisi’nin restorasyonunda yapılan yanlışları aktaran Tarihçi Murad Uçaner, depremde kilise binasının tamamının yıkılmadığını söyleyerek, 1985 yılında kilise binası camiye dönüştürülürken bina ile ilgili gerekli hesaplamalar iyi yapılmadan, risk faktörleri göz önüne alınmadan eklenen minarelerin yıkılarak kubbenin üzerine çöktüğüne ve kubbenin yıkılmasına neden olduğuna dikkat çekiyor.

Uçaner, restorasyon yapılırken bilimsel çalışmaların dikkate alınmadığını ise şu raporla şöyle açıklıyor: “2016 yılında Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde hazırlanan yüksek lisans tezinde 7,4 şiddetinde bir depremin cami üzerinde olası etkileri incelenmiş ve sonuç bölümünde bu şiddette bir depremin minarelerin yıkılmasına ve binanın kubbesine zarar vereceği tespit edilmiş. Ancak bu bilimsel çalışma son restorasyonda dikkate alınmadı.

Murad Uçaner

“Binanın statiğine zarar verecek hatalar yapıldı”

6 Şubat depreminde minarelerin ve kubbenin yıkılmasının ardından yapının uzunca bir süre kaderine terk edildiğini söyleyen Uçaner, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İlk etapta alınması gereken acil koruma tedbirleri alınmadı. Deprem sonrası yağan yağmur sularının binaya vereceği zararları önlemek amacıyla yapılması gereken geçici koruma çatısı yapılmadı. Restorasyonda ise binanın özgün yapısında olmayan, kubbenin yıkılmasına neden minarelerin yeniden eski yerlerine inşa edilmesi, eski hatanın tekrarlanması en büyük hatalardan biri diyebilirim. Bir diğer hatayı ise yıkılan kubbenin yeniden yapılması esnasında gözlemledik. Özgün dokuda demir ve çelik aksam kullanılmadan inşa edilen kubbe çelik yapı elemanları kullanılarak tamamen çelikten yapılarak üzeri taşlarla kaplandı. Bu işlemin binanın statiğine büyük olasılıkla olumsuz etki edeceğini düşünüyorum.”

Uçaner, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Restorasyon devam ettiğinden dolayı binanın daha ne gibi hatalı uygulamaya maruz kalacağını tahmin etmek imkânsız. Deprem bölgesinde bulunan bütün binalar gibi, Meryem Ana Kilisesi’nin olası bir depremde yıkılma olasılığının hatalı restorasyon uygulamaları nedeniyle bir önceki depreme göre daha yüksek olduğunu söyleyebilirim.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.