Cihat Öztürk
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Ermeniler tarafından kilise olarak inşa edilen ancak sonradan camiye çevrilen Gaziantep’teki Kurtuluş Camisi, 6 Şubat depremlerinden aldığı büyük hasarın ardından yeniden restore ediliyor. Ancak restorasyonun yanlış yapıldığına yönelik iddialar var.
Şu anda ismi Kurtuluş Camisi olan dini yapı aslen 1893-1892 yılları arasında Ermeni kilisesi olarak Mimar Sarkis Balyan tarafından inşa edilen yapı 1894’ten 1915’e kadar kilise, 1915- 1919 yılları arasında ise Osmanlı yönetimi tarafından askeri depo olarak kullanıldı.Birinci Dünya Savaşı’nda sürgünden dönen Ermenilere tekrar kilise olarak kapılarını açan yapı 1915 olayları ve Ermenilerin gidişiyle cemaatsiz kalarak 1920’lerin ortalarında hapishaneye dönüştürüldü ve 60 yıl hapishane olarak kaldı.
Yapı, 1985’te yapılan restorasyonla iki minarenin eklenmesiyle camiye çevrildi. Bu dönüşüm sırasında dört köşeli çan kulesinin bir kısmı yıkılıp, tek şerefeli silindirik bir yapıya dönüştürüldü. Daha sonraki tarihlerde ise ikinci bir minare yapıldı.

Ermenilerin ibadet mekanıyken sırasıyla kilise, askeri depo, hapishane ve cami olarak kullanılan bina 6 Şubat depreminde ağır hasar aldı. Depremde minarelerin kubbelerin üzerine çökmesiyle ağır hasar alan Kurtuluş Camisi, uzmanlara göre iki yıl süren restorasyon çalışmalarında aslına uygun olarak değil de “müteahhit anlayışıyla” restore edildi.
Uzmanların ve bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen yine aynı yerde minareler yapıldığı ve geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılmadığı belirtiliyor. Kurtuluş Camisi’nin restorasyonunda yapılan yanlışları aktaran Tarihçi Murad Uçaner, depremde kilise binasının tamamının yıkılmadığını söyleyerek, 1985 yılında kilise binası camiye dönüştürülürken bina ile ilgili gerekli hesaplamalar iyi yapılmadan, risk faktörleri göz önüne alınmadan eklenen minarelerin yıkılarak kubbenin üzerine çöktüğüne ve kubbenin yıkılmasına neden olduğuna dikkat çekiyor.
Uçaner, restorasyon yapılırken bilimsel çalışmaların dikkate alınmadığını ise şu raporla şöyle açıklıyor: “2016 yılında Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde hazırlanan yüksek lisans tezinde 7,4 şiddetinde bir depremin cami üzerinde olası etkileri incelenmiş ve sonuç bölümünde bu şiddette bir depremin minarelerin yıkılmasına ve binanın kubbesine zarar vereceği tespit edilmiş. Ancak bu bilimsel çalışma son restorasyonda dikkate alınmadı.”

Murad Uçaner
6 Şubat depreminde minarelerin ve kubbenin yıkılmasının ardından yapının uzunca bir süre kaderine terk edildiğini söyleyen Uçaner, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İlk etapta alınması gereken acil koruma tedbirleri alınmadı. Deprem sonrası yağan yağmur sularının binaya vereceği zararları önlemek amacıyla yapılması gereken geçici koruma çatısı yapılmadı. Restorasyonda ise binanın özgün yapısında olmayan, kubbenin yıkılmasına neden minarelerin yeniden eski yerlerine inşa edilmesi, eski hatanın tekrarlanması en büyük hatalardan biri diyebilirim. Bir diğer hatayı ise yıkılan kubbenin yeniden yapılması esnasında gözlemledik. Özgün dokuda demir ve çelik aksam kullanılmadan inşa edilen kubbe çelik yapı elemanları kullanılarak tamamen çelikten yapılarak üzeri taşlarla kaplandı. Bu işlemin binanın statiğine büyük olasılıkla olumsuz etki edeceğini düşünüyorum.”
Uçaner, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Restorasyon devam ettiğinden dolayı binanın daha ne gibi hatalı uygulamaya maruz kalacağını tahmin etmek imkânsız. Deprem bölgesinde bulunan bütün binalar gibi, Meryem Ana Kilisesi’nin olası bir depremde yıkılma olasılığının hatalı restorasyon uygulamaları nedeniyle bir önceki depreme göre daha yüksek olduğunu söyleyebilirim.”
1
Azerbaycan akraba evliliklerini yasakladı
6172 kez okundu
2
Azerbaycan’da taksi sorunu: Taksi çok, fiyatı ucuz, trafiğe yük!
5930 kez okundu
3
Halfeti’nin çiçeği ‘Karagül’ü dünya tanıyor
5910 kez okundu
4
Kadın motokuryeler sorunlarla karşı karşıya
4796 kez okundu
5
Türkiye’de mülteciler ve geri göndermeler
4438 kez okundu
6
Diyarbakır Cezaevi’ne iş makinaları girdi: İşkencenin izleri mi siliniyor?
4375 kez okundu
7
Kadının soyadı düzenlemesi ve online satılan dini nikah cüzdanı
4355 kez okundu
1
Bir sinemadan fazlası ‘yataklı sinema’: Uyuklayanlar, tadını çıkaranlar, filmi bitiremeyenler…
17907 kez okundu
2
Artık kelimelerin de bir müzesi var!
13320 kez okundu
3
Kız Kulesi’nin yeni hali eleştiri konusu oldu
11258 kez okundu
4
“Dünyanın en eski yerleşim yerine” rakip çıktı
11071 kez okundu
5
Şırnak’ta “Kiras u Fistan” ve “Şal u Şepik” geleneği devam ediyor
6379 kez okundu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.