Şükran Rençber
Kadın gazeteciler, ulusal medyada olduğu gibi yerel medyada da cinsiyet temelli ön yargılardan tacize, mobbingden iş dağılımındaki adaletsizliğe kadar pek çok sorun yaşıyorlar.
7/24 Medya Gazetesi imtiyaz sahibi Özlem Pekduraner, Çukurova Bülteni çalışanı Olcay Aytürk ve Toros Gazetesi internet editörü Sevil Çakmak yerel medyada kadın olmanın zorluklarını anlattılar.
7/24 MEDYA Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Özlem Pekduraner, mesleğe köşe yazarları ve özel haberler yazarak başladığını, daha sonra televizyonculukta kendisini geliştirip haber spikerliği ve program sunuculuğu yaptığını söyledi. Kadın gazetecilerin karşılaştığı cinsiyet temelli zorluklardan bahseden Pekduraner, erkeklerin ön planda olduğu medya sektöründe kadın gazetecilere karşı görev dağılımında ve yönetim pozisyonlarında da adil davranılmadığını söyledi.
Kadın gazetecilerin genellikle büro içi işlerde görevlendirildiğini söyleyen Pekduraner, kadın gazetecilerin özellikle magazin, moda, sağlık, aile gibi konulara yönlendirildiğini ve siyaset, spor, ekonomi gibi alanların dışında tutulmak istendiğini belirtti.
Kadın gazetecilerin ayrıca mobbinge, cinsel ve sözlü tacize de maruz kaldığını söyleyen Pekduraner, “Yapılan işin maddi getirisinin düşük olması ve hak edilen pozisyonlarda yer alınamaması motivasyonu da düşürüyor. Kadın gazeteciler meslek hayatları boyunca eşitlik mücadelesi veriyorlar” dedi.
Pekduraner, yerel gazetede çalışmanın olumlu yanlarını da vurgulayarak gazeteciliğin kişinin bakış açısını genişlettiğini, yeni insanlarla tanışma ve sosyal ağını genişletme imkanı sunduğunu belirtti. Toplumu bilgilendirme ve faydalı işler yapma isteğiyle hareket ettiğini dile getiren Pekduraner, yerelde kadın istihdamının istenilen düzeyde olmamasını da eleştirdi.
Çukurova Bülteni çalışanı Olcay Aytürk de yerel gazeteciliğin zorluklarını şöyle ifade etti: “Ekipman yetersizliği ve çalışan sayısının az olması nedeniyle bir haberi takip etmekten yayına hazırlamaya kadar birçok sorumluluğu tek başımıza üstlenmek zorunda kalıyoruz.”
Kadın gazeteci olarak yaşadığı cinsiyet temelli sorunlara da değinen Aytürk, bazı kurumların işe alırken bile ilk olarak cinsiyete baktığını, kendisinin de kadın olduğu için geri çevrildiğini dile getirdi. Aytürk, “Bu mesleği yaparken ‘kadın gazeteci’ ya da ‘erkek gazeteci’ şeklinde adlandırmaları doğru bulmuyorum. Hepimiz gazeteciyiz ve hepimizin yaptığı iş aynı” dedi.
Mitinglere veya dini bir organizasyona ya da spor etkinliklerine ayrımsız katıldığını, gitmemezlik yapmadığını belirten Aytürk, “Tüm işlerde, açıklamalarda beni görenler ‘Olcay da her yere gidiyor, çok başarılı’ diyorlar. Beni övdükleri şeyin aslında olması gereken şey olduğuna inanıyorum” dedi.
Gazeteciliğe, lisede gazetecilik bölümünde okuyarak adım attığını, Çukurova Üniversitesi’nde de gazetecilik okuduğunu belirten Sevil Çakmak, yerelde haber yapmakta çok zorlandığını, kadın gazeteci olmanın yerelde daha da zor olduğunu ifade etti. Çakmak, “Her meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de kadınlara karşı bir ön yargı var. Hatta bu ön yargı ilk ailemde başlamıştı. Ailemde ‘Sen kadınsın nasıl gazetecilik yapacaksın, tehlikeli. Dışarıda sürekli gezme’ gibi yaklaşımlar vardı” dedi.
Çakmak, gittiği haberlerde kadın olduğu için öne geçmesinin istendiğini, gerekçenin ise olası bir tacizin önlenmesi olduğunu söyledi. Haber için gittikleri insanlara telefon numarasını verdikten sonra bazen sıkıntı yaşadığını da ifade eden Çakmak, “Haber sonrası mesaj atmaya devam edip rahatsız edebiliyorlar ama bu gibi olaylarla karşılaşsak da pes etmememiz gerekiyor. Ailemin ön yargısını meslekte olan başarım ve hırsım ile yendim. Kadınlar olarak ne kadar zorlu iş sürecinden geçsek de ‘sen kadınsın başaramazsın’ gibi tepkiler ile karşılaşsak da pes etmemeliyiz” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.